BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 12 Temmuz 2017

Milletin destanı

15 Temmuz NATO-CIA-Pentagon kuklası Fetullah'ın, Türkiye'yi işgale yol açacak darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti. 248 şehit verdik. 2 bin 196 gazimiz var.
Hain darbe girişimi mağduru, şehit ve gazilerimizle beraber 80 milyon vatan evladıdır.
Satılmışlar bu darbeyi milli iradeye, demokrasiye, ülkenin birlik ve bütünlüğüne karşı yapmışlardır. Son yüzyılın en büyük sosyal hareketlerinden birisine imza atan büyük Türk milleti, tankların önüne yatarak, savaş uçaklarına taş atarak, kurşunlara göğsünü siper ederek, 15 Temmuz 2016 gecesi NATO kuklası Fetullah'ın askerlerinin Türkiyemiz'i işgalini durdurdu.
Büyük Türk milleti, sosyoloji ve siyaset bilimi literatüründe yer edecek demokrasi nöbetleriyle yakın gelecekte dünyanın farklı bölgelerinde yaşanacak her türlü demokrasi karşıtı girişimle mücadelede örnek teşkil eden direnişi gerçekleştiriyor.
Cumhurbaşkanımız'ın mesajı sonrasında sokakları dolduran milyonlar, meydanlarda attığı sloganlarla, çaldığı şarkılar/marşlarla, taşıdığı pankartlarla bir tarih yazdı.
Özellikle, genç ve orta yaş grubundaki katılımcıların ülkenin geleceği ve devletin bekasını Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın şahsında tahayyül etmeleri, dolayısıyla Cumhurbaşkanı'nın can güvenliği ile kendi gelecek tasavvurları arasında bir kader birliği gördüklerini vurgulamaları, 15 Temmuz destanının can alıcı noktasıdır.
Bir gerçek tüm çıplaklığıyla karşımızda.
Bir gladyo örgütlenmesi olduğundan Fetullah, kurgulanmaya başlanıldıktan itibaren farklı bir konumda geliştirildi.
Zaman içerisinde din kisvesi altında insan, bağlantı ve finans temerküzünü gerçekleştirdi. 47 yıllık bir sürede (1970) çeşitli dini söylemleri kullanarak gizli hedefler içinde devletin tüm kurumlarına sızdırıldı. Askeriye, Mülkiye, Hariciye ve Adliye'leri merkez üssü seçerek yürütüldü.
En önemsediği kurum silahlı gücü elinde bulunduran TSK olduğu, gelinen süreçte daha net ortaya çıktı.
1989 yılında, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Soğuk Savaş döneminin sona ermesinin ardından Fetullah, yerelden küresele de yöneltilerek, ABD İstihbarat Servisi CIA tarafından Balkanlar'da ve Orta Asya'da yeni kurulan devletlerde okullar kurmaya başlatıldı. 1997 yılında dinlerarası diyalog adı altında kiliselerle iletişime geçildi, Vatikan kardinali olma yolu açıldı. 2011 yılından itibaren, milli-yerli ve bağımsız politikalarıyla derin Avrupa'ya meydan okuyan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'a karşı muhalif cephenin taşeron ordusu olarak kullanılmaya başlandı.
Nihayetinde, NATO-CIA-Pentagon emriyle, Fetullah'ın militanları 15 Temmuz darbe girişiminde katliamlara giriştiler.
Kardeşi kardeşe kırdırma projesini devreye sokamadılar.

SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın takip ettiği "sorunları milleti öncelik haline getirerek çözme" politikasının vatandaşlarımız üzerinde oluşturduğu etki geleceğimiz için en büyük teminatların başında gelmektedir.
Cumhurbaşkanımız'ın MİLLİ VE BAĞIMSIZ DURUŞUYLA milletimize Türkiye siyasetinde bir aktör olma hissiyatını kazandırdığı ve bunun bir yansımasının 15 Temmuz gecesi yaşandığı muhakkak bilinmeli ve asla unutulmamalıdır.