BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 18 Mart 2017

Haçlı zihniyetine EVET tokadı...

16 Nisan'a giderken, AZİZ TÜRK milletinin nabız atışları, 'EVET'lerin yüzde 60'a dayandığını gösteriyor. 80 milyonluk Türkiye, 21'inci Yüzyıl yönetim paradigmalarını belirlerken, yakın coğrafyamızda yangın var.
Tüm gözler Irak ve Suriye'de, krizler sanki burada cereyan ediyormuş gibi bir algı oluşturuluyor.
Oysa oyun sadece bu bölge ile sınırlı değil. "Yeni Büyük Oyun" Baltıklar'dan Karadeniz'e- Akdeniz'e -Ortadoğu ve Afrika'ya ulaşan hatlarda. Küresel güçler ve bölgesel güçler arasında çok ciddi bir mücadele yaşanıyor. Oyunun diğer adı, "Doğu'ya Doğru Batı'nın Yeniden Yapılandırılması..." Bu kapsamda yeni eksenler oluşuyor.
Başat bir güç olma hedefindeki ülkeler birbirinin gözünü oymak için çeşitli tezgâhlar kuruyor. 100 yıl önce parçalanarak küçültülen, Anadolu toprakları içinde kıpırdayamaz pozisyona sokulan Türkiye'mizi çok yakından ilgilendiren gelişmeler var.
Yeni Türkiye liderliği, bu sefer jeopolitik hamleler yapıyor. Almanya, Avusturya, İsviçre'nin ülkelerinde yaşayan Türkler'e dönük referandum mitingini yasaklaması, Hollanda'nın daha da ileri giderek, Haçlı zihniyetini sergilemesi Batı medeniyetinin cilasını döktü.
AK PARTİ Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, Avrupa'nın ciğerini bilen bir siyasetçimiz. Avrupa'nın 16 Nisan referandumundan çıkacak EVET'leri engelleme yolundaki demokrasi dışı oyunlarını TAKVİM okurları için şöyle analiz etti:
"Avrupa'nın rezilliklerinin arka planı eskidir. 12 Eylül'de Maraş, Çorum olayları ile kardeşi kardeşe kırdırmak istediler. Alevi/Sünni farklılığından bir iç savaş çıkarmak istediler. Oysa bunların ikisi de büyük İslam çerçevesinin içinde iki renkti. 28 Şubat'ta laik, anti laik çelişkisi üzerinden toplum karıştırılmak istendi.
Dikkatle incelendiğinde laik olanın da olmayanın da aslında benzer bir din/ devlet hayatı istediği görülür. Çünkü irticacı ilan edilenler sanıldığı gibi bir din devleti değil, dinlerini rahatlıkla yaşayacak demokratik bir devlet istiyorlardı. Kışkırttılar, kışkırttılar ama bu millet oyuna gelmedi.
Gezi olaylarını organize ettiler. Başta masum bir çevre duyarlılığı ile motive olan kesimlerin bir tepkisi idi. İçine kuklalarını soktular. Kızılından/Yeşiline terör örgütleri sızdı. Taksim Meydanı KIZIL MEYDAN'a çevrildi.
Öcalan posterleri meydanları doldurdu. Eş zamanlı olarak Anadolu'nun çeşitli yerlerinde de olaylar çıkarıldı. Ancak milletin aklıselimi bu oyunu bozdu. Olayın çevre duyarlılığını aşarak bir iç savaş denemesine dönüştürmeyi denediler.
Halkımız gerçekleri görünce tezgahlar ortaya çıktı. Etrafımızda meydana gelen gelişmeler Türkiye için bir erken uyarı sinyali oldu. Böyle bir şeye Aziz Türk Milleti asla geçit vermez.
Türk Milleti'nin sosyolojisinde kardeş kavgası yoktur. Aşiretleşme, meşrep farkı yüzünden kan dökme yoktur. Yaşadığımız olaylar da bu şuuru pekiştirmiştir. Biz Alevi/Sünni, farklı renk ve desenlerimizle Türk Milleti'yiz.
Birbirimizle asla kavgamız yoktur, olmayacaktır.
Şimdi referandumu bahane ederek iç savaş kışkırtıcılığı yapılıyor. Çıkacak neticeye göre toplumu geren analizler yapılıyor. Bunların hepsi yanlış. Evet, çıktığında da hayır çıktığında da Aziz Milletimiz kışkırtmalara kapılmaz.
İç savaş ihtimali üzerinden toplum üzerinde baskı oluşturmaya çalışanların oyununa gelmez..."

SONUÇ: 16 Nisan sonrasında, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin İslam ve Türk Dünyasını Birleştirme, birlikte hareket kabiliyetini geliştirmesi Haçlı Zihniyetli Avrupa'nın korkulu rüyası görmesine yol açıyor. ÜST AKIL TATİL YAPMAZ. HAİNLER UYUMAZ.
Haçlı zihniyetine atacağımız tokatlardan birisi de 16Nisan'da "EVET' diyerek GÜÇLÜ DEVLET-GÜÇLÜ MİLLET OLGUSUNU TAHKİM ETMEKTİR.