BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 17 Şubat 2017

Beka hattı

16 Nisan referandumu nedir?
Türkiyemiz'in kaderiyle nasıl bir ilişkisi vardır? 15 Temmuz FETÖ kuklalarının darbe girişiminin ardında yatan planları tam anlayamazsak, 16 Nisan referandumunun ruhuna tam vakıf olamayız.
Türkiyemiz özellikle 2013 yılından bu yana kuşatılmaya başlanmıştı. Göğüs gerilmesi gereken birçok sorun emperyalizmin yeni oyunları olarak karşımıza çıkarılıyordu. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi kuşatmanın en kanlısı olarak yapılmıştı.
Güzel ülkemiz, 15 Temmuz gecesi büyük bir varlık-yokluk mücadelesinden çıktı. MİLLİ VE YERLİ LİDER Tayyip Erdoğan, aziz milletin direnişini yönetti, darbe bertaraf edildi. FETÖ'ye darbe girişimini yönlendirenlerin arka planında, NATO-CIA-Pentagon belirlenince; ülkenin bekası, devletin tahkim edilmesi, milletimizin milli mücadelede güç kazanması için, Cumhurbaşkanlığı sisteminin anayasal ayaklarının tahkim edilmesi şarttı.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün bastırılmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı yetki ve sorumluluklarının düzenlemeleri gündeme girdi. Bunu sağlayan 2 gelişmeye dikkatlice bakmalıyız?
1) Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın darbeyi püskürten liderliğinin toplumun geniş kesimlerinde büyük bir takdirle karşılanmasıdır. Devlet aklı, 15 Temmuz'dan sonra oluşan atmosferde BİRLİK içindedir.
2) 15 Temmuz darbe girişimiyle Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı BEKA MESELESİNİ, MHP Lideri Devlet Bahçeli anında okumuştur.
Tehlikeye karşı, milli direnişi AK Parti ile beraber geleceğe taşımaya karar vermesidir. Darbenin bastırılmasını sağlayan Erdoğan'ın anayasal zeminin tahkim edilmesi, şahsi bir konu değil, memleket meselesidir. Bugün devletin bütün katmanlarında, ülkenin bir varlık-yokluk mücadelesinden geçtiği kanaati hâkim. Hem içte, hem dışta göğüs gerilmesi gereken bir sorunlar yumağı var. Coğrafyamızdaki örtülü üçüncü dünya savaşı sürerken, ülkemize yönelik gerçekleştirilen 15 Temmuz hain girişiminden sonra devletin yeniden yapılanmasını, yönetimde çift başlılığını ortadan kaldıracak 16 Nisan referandumuna da başta CHP ve HDP'nin takoz koyması manidardır. Türkiye tarihinin en kritik dönemecinden geçerken, 16 Nisan'da hayır çıkarmaya uğraşan mahfiller bilerek veya bilmeyerek Türkiye'yi zayıflatmak, yakın coğrafyada etkisizleştirmek fırınlarına odun atmaktadırlar. Bir yönetim değişikliğinden başka bir şey olmayan, GÜÇLÜ MİLLET-GÜÇLÜ DEVLET yaratmaya yönelik 16 Nisan referanduma giderken, el birliği yapılsa, ortak davranılsa, birlik olmak vakti işaret edilse daha doğru olmaz mıydı? Vakit, tarihî-medeniyet müktesebatımızla mütenasip idealleri gerçekleştirmek için Türklüğün yeniden dirilişi için birlik olma vaktidir. İslam coğrafyası parçalanırken, EVET, Türk- İslam şuuru ile ülkemizin harekete geçmesinin sağlanması bir hayal değildir. Devletimizin de artık bu bilince sahip, Türkiye'yi daha ötede Türk/İslam dünyasını odağa alan bir yönetim anlayışıyla yönetilmesi gerekiyor. Bu elbette hem ülkemize hem de İslam âlemi için de iyi neticeler getirecektir, Bunları sağlayacak bir 16 Nisan referandumuna takoz koymak ne iştir? Referandum, Türkiye'nin üniter, millî devlet olarak ayakta kalmasını sağlayacak, Beka hatlarımızı tahkim edecek GÜÇLÜ YÖNETİM gerçekleştirerek Anadolu'yu Türkiye yapan, Haçlılar'a karşı İslam dünyasına liderlik yapan Müslüman Türk milleti olarak bu topraklarda varlığımızı ve egemenliğimizi sürdürmemizin önünü açacaktır.

SONUÇ: Referandum, 15 Temmuz darbe girişiminin atlatılmasını sağlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için değildir, ülkemizin geleceği içindir.
16 Nisan'ın TÜRKİYE'NİN BEKASI ile birebir ilişkisi vardır. Türkiye'nin bulunduğu bölge itibarıyla güçlü olması lazım. Güçlü olmanın yolu da güçlü iradedir, güçlü siyasi iktidardır. 16 Nisan virajının dönülmesinden sonra, geleceğimizi tarihimizden aldığımız ders ve ilhamla, Türklük şuuru ve İslam ahlâkı ile inşa etme süreci hız kazanacaktır.