BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Ekim 2016

Direnme hakkı manevraları

CHP'de ömür biter, oyun bitmez.
CHP'de yıllar geçer, militarist zihniyet ölmez. İşte son örnek: Kemal Kılıçdaroğlu'nun imzasıyla, 15 Temmuz günü için 'Demokrasi ve direnme hakkı günü' ismi teklif edildi. Sadece bu teklif bile CHP'nin İttihatçı zihniyetinin canlı olduğuna delildir. 15 Temmuz'da olan DİRENME HAKKI imiş. 15 Temmuz FETÖ darbesi sonrası CHP'de 'İnşallah, güzel gelişmeler olacak' diye düşünülürken, aniden eski kodları olan İttihatçılık, küllerinden doğdu. Bu manidar İSİM teklifinin derinliği var. Bu sözün Türkiye'de hangi tarihsel gerçekliğe hitap ettiği görmezden gelinemez. 27 Mayıs 1960 darbesine giden yolun kilometre taşlarında; CHP, bu sloganı sık sık kullanmıştı. CHP'nin 'Direnme hakkı' örtüsü altında gelecek günlere yönelik neyin hedeflendiğini görmeliyiz. 1950 yılında, Demokrasi şehidimiz Adnan Menderes tarafından devrilen, arka arkaya 3 genel seçimde de Demokrat Parti'yi yıkamayan CHP lideri İsmet İnönü, 27 Mayıs'ın hemen öncesinde;
10 Ocak 1960'ta Bursa'da yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Bu rejim, bütün hür dünyanın diline düşmüştür.
Hiç kimsede en ufak bir şüphe olmasın; ben muhalefet lideri olarak DİRENME HAKKINI sonuna kadar kullanacak, bu vazifeyi vazifelerimin başında sayacağım." İnönü, 27 Mayıs Albaylar Cuntası darbesine az zaman kala (9 Nisan 1960) şöyle konuşmuştu: "CHP vatandaş hakkının korunması bahsinde en ufak bir taviz vermeye asla rıza göstermeyecektir.
(...)Haksızlığa karşı baş eğmemeye azimli, kararlı halkı ve bizi bulacaklardır ve kudretlerinin hiçbir şeye yetmediğini anlayacaklardır. Baskı rejimi, son çırpınışları içindedir." VE... İttihatçı CHP'nin arkasında yer aldığı '7 Mayıs'ta Aziz Milletin Başbakanı Adnan Menderes Askeri Cuntayla düşürüldü. Darbecilerin 1961 anayasasının başlangıç metnindeki şu ifadeye bakınız: 27 Mayıs darbesinin sonucu 1961 anayasanın başlangıç kısmında "Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı DİRENME HAKKINI kullanarak 27 Mayıs 1960 Devrimi'ni yapan Türk milleti..." ifadesi geçiyordu.
DİRENME HAKKI KULLANILMIŞ...
Bir yalandı bu... 27 Mayıs'ı Türk Milleti yapmadı. Arkasında CHP olan Askeri Cunta yaptı. Milletin iradesine tecavüz ettikleri bir harekete "devrim" deme küstahlığında bulunuyorlardı. 'Direnme Hakkı'nı kullananlar kimler? Askerisivil- atanmışlar, oligarklar, arkalarında CHP ile darbe yapmışlar. Seçkinci bir gurup, Milletin, meşru temsilcilerine ve demokratik işleyişe karşı cinayet işlemiş, bu devrimmiş! Nereden nereye?
CHP'NİN, FETÖ darbe girişimi öncesinde, sık sık SİVİL DARBE/ DİRENME HAKKI sözünü kullanmaları dikkatlerden kaçmıyordu. CHP milletvekillerinin "Meşru direnme hakkının kullanımı kaçınılmazdır" açıklamalarının ardından, bu hakkın, Sivil Darbeci diye suçladıkları AK PARTİ iktidarına karşı kullanılmasını istemelerinin arka planında bazı hesapların yattığını apaçık gösteriyordu.
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında da CHP değişmedi: 18 Temmuz CHP Parti Meclisi sonrası yapılan açıklamasında FETÖ'den hiç bahsedilmezken, yine DİRENME HAKKI öne çıkarılıyordu: "Halkımız, darbeye karşı direnme hakkının bir örneğini vermiştir. HER TÜRLÜ DARBE ve kalkışmaya karşı halkın demokratik direnme hakkı kutsaldır."

SONUÇ: 14 Şubat 2015 tarihli Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşması CHP'nin, ne yapmak istediklerini deşifre ediyor:
"Direnme hakkı, baskıya zulme karşı direnmektir. Direnme hakkı adam Taksim Meydanı'nda ayakta durdu. İşte Duran Adam. Direnme hakkı budur. Polis copla geliyor, karanfil veriyor. Direnme hakkı budur. TOMA su sıkıyor. 'Sık ulan' diyor; 'İstediğin kadar sık' diyor. İşte direnme hakkı budur."
CHP, Taksim-gezi kalkışmasında kalmış... Aziz Milletimizin yüzde 58 desteğine sahip Başbakan Binali Yıldırım'ın DEMOKRAT-AK PARTİ'SİNE karşı yüzde 25'e kilitlenmiş MİLİTARİST-CHP karşımızda.