BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 22 Ağustos 2016

Kiralık katiller

Haçlı İşgal kuvvetlerinin dün süngülerine, bugün canlı bombalarına karşı direnen şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına, Gaziantepliler'e ve aziz milletimize başsağlığı diliyoruz.
Yaralılarımıza Rabbimizden acil şifalar temenni ediyoruz.
Bugünlerde tarihin çöplüğüne attığımız 1916 tarihli Gizli Sykes-Pıcot (İngiliz-Fransız) anlaşmasına göre Antep, Maraş, Urfa Fransızlara peşkeş çekilmişti.
1918'de sona eren Birinci Dünya Savaşı ardından Fransızlar 1 Nisan 1919'da Antep'i işgal ettiler. Türk Milli kuvvetleri Fransızlar'a karşı direnişe geçerken, ünlü Antep Savunması başladı. Haçlı Fransızlar, kenti yoğun olarak top ateşine tutuyordu, aynen 15 Temmuz'da Fetullah'ın katilleri gibi. Çanakkale Ruhu'yla hareket eden aziz milletimizin önünde darmadağın olmuşlardı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat 1921 tarihinde Antep'e "Gazi" unvanını verdi. Cumartesi gecesi, Haçlılar'ın taşeron öncüleri yine Gaziantep'e saldırdı.
Aynen 100 yıl önce geldikleri gibi, satılmışlarla, hainlerle, beşinci kollarıyla geldiler. 51 canımızı toprağa düşürdüler.
İnsanlıkları bitmiş ülkelerin torunları, canlı bombalarını bir düğün törenine soktular.
Asala, PKK, DEAŞ, DHKP-C, PYD fark etmez, aralarında hiçbir fark yoktur.
Canlarımızı katlettiler. Bu hain saldırının hedefi bir bütün olarak Türkiye'dir. 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin devamı, kaos ve terör stratejilerini devreye sokan Haçlı Koalisyonu'nun oyun planıdır. 15 Temmuz'da kiralık adamları Fetullahçılarla gelmişlerdi. Ardından kiralık PKK'lılarla, şimdi, bombalı terör eylemlerinde DAEŞ'i sürdüler araziye. Türkiyemiz, 100 yıl önce olduğu gibi, Haçlı Ordularına hedef.
Kiralık katilleriyle geliyorlar üstümüze.
Küresel emperyalizmin yürüttüğü vekalet savaşlarını ülkemize kaydırmak peşindeler. Yeni Haçlı işgal stratejisini yavaş yavaş uygulamaktalar. Aynen Papa Franciskus'un "3. Dünya Savaşı veriyoruz, parça parça" dediği gibi...
Amaç, 80 milyonun kanlı darbe girişimine karşı gösterdiği büyük direnişi kırma, başta aynen Çanakkale'de olduğu gibi, Yenikapı ve 81 ilde sergilenen destansı buluşmayı, kenetlenmeyi sarsmaktır.
Türkmeniyle, Arabıyla, Kürdüyle aziz milletimizi oluşturan tüm unsurların bir arada huzurla yaşadığı, aynı ortak geleceğe umutlarını bağladığı Gaziantep'te, saldırının yapıldığı yer ve hedef, alınan kitle, ne tür bir oyun oynanmaya çalışıldığını açıkça göstermektedir. Bu saldırı, Derin Amerika-Avrupa emperyalizminin karşısında diz çökmeyen, İslam dünyasının parçalanmasına, Türklerin bölünmesine karşı çıkan, bölgesinin sorunlarına sırt dönmeyen, insanlık için yeni umut kapıları üreten Türkiyemizin bayrak İsmi Tayyip Erdoğan'a ve Büyük Türkiye geleceğine yönelen bir saldırıdır. Yüzyılın işgallerini her defasında boşa çıkaran, alçak hesapları bozan Türkiyemiz, Haçlıların Terör, kaos ve komplo planlarını da parçalayacaktır. Dün olduğu gibi bugün de diz çökmeyecektir.
Birlikte ürettiğimiz gücümüzle, durduracağız bu hayâsızca akınları. Küresel Odakların, taşeron örgütlerin ve iç-dış işbirlikçilerinin kirli emellerini boşa çıkartacağız.
Hevesleri kursaklarında kalacak. Aziz Milletimiz, sağduyulu olarak, ortak akılla hareket ederek, yeni sömürü haritalarını kurgulayan emperyalist oyun kurucularının tuzağına düşmeyecektir. Milletin sesi Cumhurbaşkanımız diyor ki: "Taşeron örgütleri ülkemizin ve milletimizin üzerine saldırtanlara mesajımız yine aynıdır. Başaramayacaksınız!" Türkiye'de ezanları susturmaya, bayrağı indirmeye, vatanımızı bölmeye, milletimizi parçalamaya, bu eli kanlı örgütlerin ve arkalarındaki güçlerin nefesi de takati de yetmeyecektir. Türkiye'ye güçleri yetmeyenlerin, etnik ve mezhep temelli hassasiyetler üzerinden vatandaşlarımızı birbirlerine karşı kışkırtma senaryoları tutmayacaktır.

SONUÇ: Gaziantep'te denenen alçak oyun tutmayacak, milletimiz bu provokasyonun gerisindeki gerçek niyeti deşifre ederek, birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden asla taviz vermeyecektir.
Şairlerimizin sesine kulak veriniz. "Biz Antepliyiz, Şahin'z ağam. Mavzer omuzuma yük. Ben yumruklarımla dövüşeceğim. Yumruklarım memleket kadar büyük."
KANDİL'İ TEK TEK SÖNDÜRDÜKÇE GELECEĞE YÜRÜYECEĞİZ. YA YOL BULACAĞIZ, YA DA YOL YAPACAĞIZ.