BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Mayıs 2016

CHP’de ‘halk’ yok

Binali Yıldırım başbakanlığa güzel başladı, güzel ve doğru yolda yürümesini sürdürüyor. Fark yaratıyor. Pusulası belli: "79 milyonu kucaklamak." Başbakan Yıldırım, TBMM'de güvenoyu aldıktan sonra hayati bir vurgulama yaptı:
"Seçimlerde ne kadar oy alırsak alalım bu çatı altında güvenoyu aldıktan sonra artık 79 milyonun hükümetiyiz." Atatürk'ün manevi huzurunda saygı duruşunda bulunduktan sonra, Anıtkabir'den çıkarken, baygınlık geçiren bir askerimizle ilgili konuşurken yine "79 milyonla beraber olmanın" işaretini verdi. "Sağlık bakanım, 79 milyonun kalbini ve nabzını dinliyor" derken, ruh dünyasını yansıttı. İşte ülkemizi Büyük Türkiye yapmanın şifresi budur. Herkesin hükümeti olma sevdası, birlik ve beraberliğimizin anahtarı özelliğindedir... Günümüzdeki siyasi tabloya bakalım. Başbakan Binali Yıldırım "Birleştiriyor", Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si "Dağılıyor". CHP'nin son Antalya Kampı, beklenin aksine "ortak söylem" yerine parti içindeki saflaşmaları daha da keskinleştirdi ve farklı eğilimler arasındaki söylem uçurumunu ortaya çıkardı. 'Abbas Yolcu'. Yani Kemal Kılıçdaroğlu'na yol göründü. Bu sefer Amerika ve Avrupa'ya değil, CHP MÜZESİ'NDE ebedi yolculuğa gidiş görünüyor. Muharrem İnce ve Fikri Sağlar, kasetle gelen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu sürecini "Vuruşarak Koltuğa Gelmek" için tüzük kurultayını seçimli kurultaya çevirmeye karar verdiler. CHP'de, Eylül ayındaki tüzük kurultayını olağanüstü kurultaya çevirme, Kılıçdaroğlu'nu devirme hesapları yapılırken, çok sayıda ismin de genel başkanlık adaylığı için nabız yokladığı biliniyor. Özgür Özel, Fikri Sağlar, Muharrem İnce, Gürdal Mumcu, Ümit Kocasakal, Metin Feyzioğlu gibi isimler genel başkanlık için nabız yoklamaya başladı. Muhtemel bir olağanüstü kurultayda, adaylık yarışına girmeyi düşünmeyen eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın da DENİZ ABİ formülüyle partideki dağınıklığı toparlamak için belli bir dönem için bu görevi üstlenebileceği konuşuluyor.
Muharrem İnce, arkasındaki 17 milletvekiliyle meydanlarda dolaşıyor.
TV'lerde açıkça konuşuyor: "CHP'de umut yok. Bir değişim ve dönüşüm yapalım. İşler iyi gitmiyor. Önümüzdeki seçimde Kılıçdaroğlu'nun başbakan olmayacağına inanıyorsanız, umut görmüyorsanız değişim olmalıdır.
Muhalefet sinmiş durumda. CHP'nin silkinmesini yaparız. Artık güven kalmadı.
Yenilenmekten korkmamak lazım. CHP değil de MHP bunu başarırsa göreceğiz gelecekte olacaklar. Bu durumda CHP'den MHP'ye oy kayması olacak." Gelişmeleri koklayan Mersin Milletvekili Fikri Sağlar'ın, Birgün gazetesindeki, "Zor günler kahraman yaratır" başlıklı köşe yazısı da manidar. (24 Mayıs 2016): "7 Haziran seçimleri parlamenter sistemin motor gücü olan muhalefete görev verdi! Muhalefet bu önemli görevi anlamadı." "110 milletvekili Anayasa Mahkemesi'ne gitmeli" derken, "Devrimcilik ve yurtseverlik bugünlerde anlaşılır" sloganıyla ayaklanıyor. Kılıçdaroğlu'nun "İmza verenler HDP'ye gitsin" şeklindeki sözlerine "Biz CHP içinde kalacağız ve bu anlayışı değiştireceğiz" karşılığını veriyor...
Kafa aynı. Zihniyet aynı. 2007 yılında da AK Parti'nin Cumhurbaşkanı seçmesini engellemek için birçok rezaletin arkasında yer alan CHP vardı. Askerin,27 Nisan muhtırasının arkasında utanmadan yer almışlardı. Bugün, atanmışların bir kurumu olan Anayasa Mahkemesi üzerinden yine, oyun kurmaya soyunan Fikri Sağlar, Genel Başkan olmak istiyor!

SONUÇ: Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin "kurucu ayarlarına" dönmesinin şart olduğunu söylemişti. Nelerdir bu partinin kurucu ayarları? "Altı ok" mu? O kurucu ayar değil ki, sonradan çekilmiş ayar. Altı ok, Cumhuriyet kurulduktan sekiz yıl sonra, 1931'de kabul edilmiş bir simgedir... İsmi, Cumhuriyet Halk Partisi. Altı okun içinde "demokrasi" yok. "Halk" deniyor, halk yok. Muharrem İnce/ Fikri Sağlar, gelse ne yazar?