BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 22 Aralık 2015

İstikbal Savaşı stratejimiz



AK
Parti İstanbul Milletvekili ve Bölgeselden Küresele Platformu Başkanı Metin Külünk'le, Musul-Kerkük-Halep hattındaki olası gelişmeleri konuştuk. Değerli Külünk, milletvekili olmadan önce Musul-Kerkük'ün gelecek senaryolarını masaya yatırdıklarını, çok detaylı bir rapor hazırladıklarını belirtti.
Külünk, yeni konjonktürü TAKVİM okurları için analiz etti: "100 yıl önce, Osmanlı Çanakkale'den Filistin'e, Basra'ya, Kafkaslar'a kadar Haçlı zihniyetinin hayasızca akınları sonucu her cephede dökülen kanla yıkıldı. İngiliz-Fransız'ın, Sykes-Picot'un kanla çizilen sınırlarıyla kurulan Ortadoğu denklemi bu yıkımın bakiyesiydi. Cetvelle çizilen sınırlarda yeni devletçikler yükseldi. Sykes-Picot sonrası ortaya çıkan haritalar tümüyle emperyal hevesler, petrol-deniz geçişleri ve bölgenin kültürel, tarihsel genleriyle oynayarak çizilmişti. Haçlı zihniyeti stratejik paylaşımı gerçekleştirdi. Bugün, mevcut sınırlar üzerinden yeni dengeler kurulmaya çalışılıyor." Türkiyemiz, 100 yıldır, ne yazık ki, Müslüman dünyadan uzaklaşıp, başka bir dünyaya yelken açıp, Ortadoğu ile arasına duvar örmüştü. Bugün, yeni Sykes Picot hazırlanıyor. Gerek küresel dengeler gerekse bölgeye yönelik büyük rekabetler devreye girerken, gelişmeleri Külünk TAKVİM okurları için değerlendirdi.
Külünk, Yeni Yüzyıl (21'inci Yüzyıl) İstikbal Savaşı stratejimizi şöyle açıkladı: "Türkiye, yüzyıllar içinde olduğu gibi kendini dönüştürme becerisini devam ettiriyor. 100 yıl önce küçülmüştük, bu yüzyıl da büyüyeceğiz." Külünk, olası senaryoları okurlarımızla paylaştı: "IRAK BÖLÜNDÜĞÜ TAKDİRDE... Ülkenin bölünme riski yüksektir. Er geç bölüneceği kesindir. Bu noktada enerji politikaları da bizim için son derece önemli. Çünkü hemen yanı başınızda bulunan petrol ve doğalgaz yataklarına sahip olan bir coğrafya dururken, Türkiye'nin ciddi şekilde enerji açığıyla karşı karşıya kalmış olması, Türkiye'nin büyümesi ve hedeflerini düşündüğünüzde, kabul edilir bir süreç değildir. Madem Irak'ta ciddi bir bölünme süreci var, bu bölünme sürecine de Türkiye'nin hazırlıklı olması ve politikalar geliştirmesi gerekir.
IRAK BÖLÜNÜRSE TÜRKMENLER'İN DE BİR BÖLGESİ OLMALI. Kerkük zaten Türkmen şehridir, bize göre büyük merkez Türkmenler'in nüfusu da orada bulunmaktadır, ihtilaflı bölgedir. Yeni formül üretilmeli ki eğer bu bölünme olacaksa, Türkmenler'in de bir bölgesi olması gerekmektedir.
Türkiye'nin politikası şöyle olmalıdır: Üç etnik gruba eşit mesafede adaleti sağlayacak bir politika. Bu adalet bir şekilde sağlanmadan entegrasyonun olması mümkün değil. Ciddi bir kan sorunu var ortada.

SONSÖZ: Musul-Kerkük coğrafyası kadimliği ile yüzyıllardır insanlığa ev sahipliği yapmıştır. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılan bölge 1926 Ankara Antlaşması'na kadar Osmanlı-Türk egemenliğinde kalmıştır. Bir Osmanlı vilayeti olan Musul-Kerkük'ün İngiliz Mandası altındaki Irak yönetimine geçmesinin ardından bölge üzerinde farklı politik uygulamalar gerçekleştirilmiş ve bölgenin demografik yapısı önemli ölçüde değişmiştir. Türkiye'nin alması gereken rolün ve duruşun BÜYÜK TÜRKİYE EKSENLİ STRATEJİYLE YÜRÜTÜLMESİ zorunludur."