BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 3 Ekim 2015

Suriye derinliği

25. Dönem Meclis açılışına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın konuşması damga vurdu.
Yakın coğrafyamızda tarih yeniden yazılırken, yeni Ortadoğu haritası çizilirken, 2002'den beri Türkiye'ye yeni bir vizyon kazandıran, ülkemizi bölgesel aktör yapan, küresel meselelere parmak basan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapacağı konuşma, vereceği mesajlar çok önemliydi.
Nitekim TBMM'nin diplomatik misyonu için ayrılmış localarını Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Güney-Kuzey Amerika kıtasındaki çeşitli ülkelerin büyükelçilerinin tıka basa dolu doldurması, Erdoğan'ın küresel aktörlüğüne işaret ediyordu.
Cumhurbaşkanımızın konuşması onları yanıltmadı. Özellikle, SURİYE üzerinde oynanan KÜRESEL DANSI tane tane ortaya koyan Erdoğan, yabancı büyükelçilerin olduğu kadar aziz milletimizin de dikkatini çekti. Geçen hafta Rusya'da Putin'le baş başa görüşen Erdoğan'ın söyleyecekleri çok merak ediliyordu: "Suriye'de iç savaşın, Libya'da istikrarsızlığın, Afrika'daki, Asya'daki sıkıntıların beslediği sorunlara duvarları yükselterek, sınırları tel örgülerle çevirerek, güvenlik tedbirlerini artırarak çözüm bulunamaz. Sorunun kaynağına inerek, birlikte bölgenin gerçeklerine uygun politikalar geliştirmek zorundayız.
Türkiye, sınırlarının hemen yanı başında ne terörün kök salmasına, ne de tek yanlı oldu-bittilere izin vermeyecektir.
Adı ne olursa olsun, terör örgütlerinin ülkemizde ve bölgemizde etkinlik kurmasına rıza göstermeyeceğiz..."
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın son cümlesi MİLLİ-BAĞIMSIZ bir politika izleyen Yeni Türkiye'nin anlamlı vuruşu özelliğinde: "Tuttuğunuz maşalar gün gelecek, sizin elinizi de yakacaktır.
DAEŞ, PKK, DHKP-C... Adı ne olursa olsun, sırf Türkiye'ye zarar veriyor diye terör örgütlerini destekleyenler bilsinler ki, gün gelecek, bu namlular onlara da dönecektir..." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, parmak bastığı diğer konular, mülteciler, bölgedeki kargaşa, terör, Çözüm Süreci, AB, ekonomi, 1 Kasım seçimleri sonrası Türkiye başlıklı vurgulamaları da önemliydi. Konuşması temel bir analize dayanıyordu; "İç ve dış olaylar birbirinin içine girmektedir.
Yaşananlar birbirine çok bağlıdır..."
Terörle mücadeleyi anlatırken, bir cümlesi, "Küresel sistem hareket halinde, değişirken Türkiye'nin kazanımları ve hedeflerini heba etmemek..." dikkatlerden kaçmadı.
Bu cümlenin anlamı derindi. Türkiye, 2002'den bu yana büyük değişim yaşıyor.
İnsanımız özgüvenini kazanmış, dış politika çok taraflı hale dönmüş, MİLLİ ve BAĞIMSIZ politika kararlılığı var.
Vesayetçiler geriletilmiş, statükocular iş yapamaz hale getirilmiş. Türkiyemizin büyük kazanımları ve 2023-2053-2071 gibi, yakın tarihimizde hiç olmayan ileri hedeflerimiz var. İşte, bütün mesele, bunları kaybetmemek. Cumhurbaşkanı Erdoğan geleceği paranteze alıyor: "Türkiye'ye yönelen tüm saldırılar, bu ülkenin çelikten iradesi karşısında erimeye mahkûmdur. Tek bir vatandaşım dahi tedirgin olmasın.
Türkiye, okun yaydan fırlaması gibi, geri dönülemez bir atılım dönemindedir ve inşallah 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşılacaktır. 1 Kasım sonrası kurulacak güçlü hükümet, umuyorum ki Türkiye, tüm saldırılara rağmen ekonomide de 2023 hedeflerine ulaşacak, dünyanın parlayan yıldızı olacaktır..."
UTANMAYAN ALGI OPERATÖRLERİ: Yabancı büyükelçilerin dikkatle dinlediği, aziz milletimizin heyecanla takip ettiği bu kadar anlamlı bir konuşmanın basına nasıl yansıdığına bakınca, Aydın Doğan-Cumhuriyet ve malum medyanın Sefaleti bir kez daha ortaya çıkıyor. Algı operatörlerinin utanmazlık abidesi karşımıza çıkıyor.
HÜRRİYET: Birinci sayfada "Muhalefetle tartıştı"başlığıyla veriliyor.
CUMHURİYET: "Erdoğan yine sinir oldu" anonsu ile gösteriliyor.

SONUÇ: AZİZ MİLLETİMİZ STATÜKOCULARA 1 KASIM'DA ÖYLE BİR DERS VERECEK Kİ, 2019'A KADAR BİR DAHA KAFALARINI KALDIRAMAYACAKLAR.