BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 1 Eylül 2015

Demirtaş'ın akıbeti

HDP kimi ve neyi temsil ediyor? 'Dertlerinin Kürtler olmadığı' her gün biraz daha net biçimde ortaya çıkıyor. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Batı'nın gözüne girmek için ne yapacağını şaşırıyor. Hemen dolmuşa geliyor.
Demirtaş'ın yaptığı her yurtdışı gezi de başka hesapların aracı haline dönüşüyor.
Amerika'da CIA ajanı Henry Barkey'le konuşmalar Türkiye'de Kobani kalkışmasına zemin hazırlıyor.
50 den fazla vatandaşımızın ölmesine yol açıyor. Amerika -Avrupa gezilerinden dönüyor "Erdoğan'ı Başkan yaptırmayacağız" kampanyaları açıyor. Yabancı başkentlerin iç siyaseti dizayn çalışmaları göze batıyor.
PKK-KCK saldırıyor, kan akıtıyor. Türk uçakları Kandil'i bombalamaya başlayınca, hemen Brüksel'e koşuyor. 'Türkiye'yi durdurun' diye yabancılardan destek aranıyor.

Avusturya rezaleti

Son Avusturya gezisinde, Avusturya Cumhurbaşkanı'nın kabulünden çok memnun oluyor, coşuyor. Siyasi nezaketi aşarak, utanmadan, Yüksekova ve Cizre'de "katliam yapıldığını" iddia ediyor. 'Hakkâri'de vali fazlalıktır' diyor, Türkiye'nin Batısı Gezi ve Kobani ruhuyla ayağa kalksın. Kürtler özerklik istemesin de ne yapsın" deme cüretini gösteriyor.
Ortalık karışınca, Lahey'de korkuyor.
Geri adım atarak "Özerklik talebim yanlış anlaşıldı. Silah yoluyla özerklik ilanını doğru bulmuyorum" diyerek, derin odaklarla girdiği tuhaf işbirliklerinin ortaya çıkmasına engel olacağını zannediyor. Demirtaş'ı, özerklik konusunda girdiği açmazdan kurtarmak için İngiliz İstihbaratının derin temsilcisi BBC, sekmeden devreye giriyor.
Tezgâhların ağababası BBC, güya Demirtaş'ı kurtaracak "Biz sadece Kürtlere özerklik istemiyoruz.
Herkese özerklik vaat ediyoruz" cambazlığına soyunuyor.
Demirtaş böyle. Kandil Baronları, taşeronlukta sınır tanımıyor
.
Utanmıyor, her türlü tezgâhın parçası oluyor. Emperyalist odakların ihalesini alarak, Ortadoğu kılcallarında iş takip ediyor. Kürt meselesi ile ciddiye alınacak bir düşünceleri kalmadı. Batı'nın emperyalist planlarına yardımcı olunuyor. Başka başkentlerde ağırlanma derdine düşmekten utanmıyorlar.
Kandil Baronları, başka başkentlere ucuz bir asker yazılarak savaş ilan ediyor. Terörü derinleştiriyor. İmralı'da Öcalan'ı gözden düşürüyor, iş yapamaz konuma sokuyor. Fiili dayatmalarla taca çıkarmakta her türlü mahareti sergiliyorlar.
Milyonlarca seçmenin oyunu alan bir HDP'nin eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da onlardan aşağı kalmıyor, ortaya çıkan siyasal sermayeyi temsil etmek istemiyor.
Derdinin çözüm süreci olmadığı bir gerçek. Sürecin lafını etmekten başka bir yöntemi ortaya koymadığı gibi, büyük ölçüde Kandil-Avrupa ekseninde Öcalan'ı dengelemek ve Erdoğan düşmanlığını sürecin her aşamasında ana gündem yapmaktan öte bir fonksiyon göstermiyor.
Kandil Baronları-Selahattin Demirtaş-BBC aynı yolda yürürken,
HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Hakkâri Milletvekili Selma Irmak durur mu?
Baydemir diyor ki "Kürtlerin de bir devletinin olması artık gerekli. Kürtün de, Türkün de Arabın da Lazın da, Sünninde Alevinin de ve Çerkezin de devleti olacak." HDP Hakkâri Milletvekili ve DTK Eş Başkanı Selma Irmak ise sözde 'öz yönetim' açıklaması yapıyor; "Hedefimiz, demokratik bir Türkiye, özerk bir Kürdistan, konfederal bir Ortadoğu" diyerek, dillerinin altında ne olduğunu açıklıyor.

SONUÇ: PKK -KCK, şiddetle halkı sindirecek, bunun üstünü örtmek için iktidarı suçlayacak, özerklik dümeniyle ülkeyi bölmeye zorlayacak, Bölücülüğün ta kendisi demokratik talepleri baskıyla, zorla, şiddetle kapatmaya çalışacak, Türkiye'de bunlara göz yumacak PKK-KCK, içine düştüğü kirli ittifakların Kürtler tarafından görülmeyeceğini zannediyorsa çok yanılıyor. Kürt vatandaşlarımızdaki siyasî bilinç PKK'nın ne tür oyunlara girdiğini görmeye yetecek seviyededir.