BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Ağustos 2015

CHP'de 367 ruhu canlandı

CHP Sözcüsü Haluk Koç'un konuşmasını, "MİLLETÇE ALKIŞLIYORUZ!" CHP'de, "Can çıkar huy çıkmaz". Çok geçmedi.
Daha bir hafta önce, AK Parti ile anlaşıp, hükümete girmek için ağzından bal damlıyordu.
Yüzünde gülücükleri eksik değildi.
Tatlı tatlı konuşuyordu. Herkesi şaşırtıyordu. "Haluk bey ne kadar sempatikmiş. Biz nasıl görmemişiz" deniyordu. Haluk bey, önceki gün karşımıza bir başka yüzüyle çıktı. CHP sözcüsü asıyordu, kesiyordu.
O kadar ileri gitti ki, "Yere batsın senin sarayın" diyecek kadar kendini kaybetti. Haluk bey, yaptığınız siyaset mi? Bu insafsız konuşmalar siyaset mi? Haluk bey, siz geçen hafta Ömer Çelik'le tatlı tatlı görüşen siyasetçiliği bırakıp, kızaran yüzünüzle, asıp kesen siyasetçiliğe bu kadar kısa zamanda nasıl geçtiniz? 367 RUH'U BİR HAYALET GİBİ DOLAŞIYOR... CHP'nin, vicdanlarda sızısı devam eden eylemlerini unutmadık.
1950'de, CHP Demokrat Parti'nin iktidara gelmesini içine sindiremedi. Devletin altın hissesinin kendisinde olduğu iddiasıyla darbecilerle işbirliği yaptı. Askeri odaklarla işbirliği Başbakan Adnan Menderes'i katletti. Arkasında, CHP zihniyeti bulunan 27 Mayıs 1960 darbesiyle kurulan düzen, Türkiye'yi içeride ve dışarıda vesayet altına aldı. 28 Şubat darbecileri, CHP'yle beraber, aynı şarkıyı söylüyordu. Unutmadık.
2007'de askeri vesayetin yargıyla beraber seçilmiş iktidara hücum edilmesindeki ilgi ve destekleriniz hala gözümüzün önünde.
Doğrudan Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı yasaklayarak sahne dışarısına çıkarma girişimleri ve aynı yıl açılan kapatma davası sırasındaki, heyecanı unutmadık.
27 Mayıs sonrasında oluşan siyaset algısından asla kopamayan CHP, 12 Eylül 2010 referandumuyla değişen Türkiye siyasi rejiminde de zihniyet olarak vesayet sistemi paradigmasını sürdürdü. 367 ruhu bir hayalet gibi ortalıkta gezinirken, Açılım Süreci'yle birlikte yaşanan demokratikleşme dalgasına karşıtlık unutulmadı. Gezi olaylarındaki roller, Fethullah Gülen Grubu'nun meşru siyasete güvenlik ve yargı bürokrasisindeki aktörleri marifetiyle saldırmasına gösterilen ilgi gözlerimizi yaşarttı! 2015 seçimlerine giderken, Selahattin Demirtaş'la kolkola vererek, kriz senaryolarına bir kez daha tevessül eden bir hayaletin ortalıkta dolaştırılmasını unutmadık. CHP'NİN HÜKÜMET ORTAĞI OLMAK İÇİN NEDEN CAN ATTIĞI ÇOK İYİ ANLAŞILDI. Seçim bitmişti. Aydın Doğan-Cumhuriyet -Fethullah Gülen Medyası, yeni hükümet suflelerini başlatmıştı. Kemal Derviş bir yandan, TÜSİAD bir yandan, AK PARTİ-CHP HÜKÜMETİ için yollara düşmüştü.
Derin Amerika-Avrupa-IMF-Dünya Bankası-Yahudi sermayedarlar, AK PARTİ-CHP hükümetini istiyordu. Demirtaş'ın HDP'si bu hükümeti destekliyordu. CHP liderliği can atıyordu. Topyekûn, MİLLİ VE BAĞIMSIZ POLİTİKA İZLEYEN TÜRKİYE'Yİ durduracaklardı. Olmadı.
Yapamadılar. Onun için paniklediler, moralleri bozuldu. İnsafsız konuşmaların altında bu var. Umduklarını bulamayınca, gerçek yüzler ortaya çıktı. Gülücükler taktikti, davranışlar sahteydi. Aziz milletimiz; meşru siyasi alana dışarıdan yapılan her türlü müdahaleye olabilecek en kuvvetli şekilde direneceğini defalarca ortaya koymuşken, harici aktörlerle beraber aynı yolda yürüyenleri acıyarak, takip ediyor.

SONUÇ: Daha çok maskeler düşecek.