BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 27 Temmuz 2015

Kadife eldivende demir yumruk

IŞİD ve PKK eylemlerinin açtığı kuşatma kartının hükümet kurma sürecini etkileyeceğine inanılıyordu. Buna göre, seçimlerden çıkmış ama hâlâ hükümet kuramamış Türkiye'nin, 'devasa sorunlarla uğraşması zor, derhal hükümet kurulmalı' deniyordu. Aydın Doğan-Cumhuriyet-Fethullah Gülen Medya, hep bir ağızdan "AK Parti-CHP koalisyonu" kurulmalı diyerek, ortalığı toz duman ediyorlardı. Ne yaptı, Ankara ve geçici Hükümet'in Başbakan'ı Ahmet Davutoğlu?
Ezber bozdu.
24 Temmuz gecesi ve ertesi gün öyle adımlar atıldı ki, "Ankara'da Yeni Türkiye'nin liderleri var. Tam bir Hükümet. Muktedir İktidar' dedirttiler. Geçici hükümet kavramına yeni bir ruh verdiler... Geçmiş süreçte Ahmet Hoca, Davutoğlu'nu nasıl tanımıştık? Çok okuyup çok çalışıyordu. Sessizsakin bir tipolojiydi. Eskilerin, 'efendi insan' dediği bir yapıya sahipti. Kimileri sadece akademisyen gibi görürken, onun bir 'proje adam ' olduğu kısa zamanda anlaşıldı. Parlayan gözlerinin arkasında çelik gibi bir disiplinin varlığı kendini gösteriyorsa da görüntüde mütevazı ama alanında hırslı, analitik zekâya sahip, çalışkan bir bilim ve siyaset adamı olduğunu hissediyorduk.
Aydın Doğan-Cumhuriyet-Fethullah Gülen medyasına dikkatle bakınız. 7 Haziran'dan sonra, Türkiye'yi hükümetsiz sanıyorlardı. Yeni Türkiye liderleri Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu'nu, 'çaresiz, kararsız' diye düşünüyorlardı. Ezber bozunca, Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu'nun, "kararlı ve sert" yüzü, malum odakları şaşırttı. Prof. Davutoğlu, ağır ve riskli, kısa vadeli gelecekte yan etkileri de olabilecek sürecin yönetilmesinde zaaf göstermezken, "Kadife bir eldiven içinde demir bir yumruk" gördüler.
Müşfikliğinin yanında kararlı-çelik yüzünü de tanımış oldular.

Manüplasyon

Derin odaklarda, aynen onlar gibi düşünmüş, 7 Haziran ertesi devam eden ve onlara göre "hükümetsiz/ iktidarsız" devam eden koalisyon arayışlarını kendilerine göre manüple etmeye kalkmışlardı.
Bir taraftan terör olaylarını tahrik ederken, diğer taraftan, CHP'li bir hükümet kurulmasının şart olduğu noktasını pompalıyorlardı.
HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın, AK Parti-MHP koalisyon'unu, 'Savaş kabinesi' göstermesi dikkatleri çekiyordu. Aydın Doğan Medya, hükümet mimarisinde uygun form olarak, CHP'yi parlatıyordu.
DAEŞ ve PKK, aynı anda harekete geçirken, Yeni Türkiye liderliğinin, "çaresiz, kararsız" olduğunu zannettiler.
Aldandılar.
Ankara duruma, DEVLET AKLI'yla yanaştı.
Bir KÜRESEL GÜC'Ü "ittifaka" katarak, hem iç hem dış saldırılara karşı aynı dil ve misliyle yanıt verdi.
Türkiye-Amerika ile anlaştı? Ne dedi Amerika? 'İşler değişti, oyun değişti'...
Yeni Türkiye liderliği ezber bozarak, arkasındaki 5 bin yıllık DEVLET GELENEĞİYLE, elinin ÇOK AĞIR olduğunu hatırlattı.

Nerede kalmıştık?

Selahattin Demirtaş-Figen Yüksekdağ, sırtlarını kime dayamıştı? "... biz sırtımızı YPJ'ye, YPG'ye ve PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Bundan sonra da yaslamaya devam edeceğiz." Öyle mi? Amerika çift yüzlü davranmazsa, Derin Avrupa kahpelik yapmazsa, bir süre sonra, Kürt kardeşlerimize ihanet edenlerin yaslandığı o dağlara kar yağabilir...

SONUÇ: Devletlerin çıkarları, hayati bir konudur. Bir devleti temsil edenin görevi de ülkenin menfaatlerini korumak, yarını okumak, hazırlıklı olmaktır. Ülkenin çıkarlarını korumanın en iyi yolu ateşli davranışlardan çok, kararlı, stratejik düşünmek ve akıllı olmaktan geçer. Yani kadife eldivenin içindeki demir yumruk, diplomaside en etkili silahtır. Ankara'da hükümet var. Yeni Türkiye liderliği yarını iyi okuyor. Meraklanmayınız... Büyük Türkiye gemisini kimse durduramayacak.