BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 19 Mart 2015

Demirtaş-Karataş-yoksa kalbitaş

100 yıl önce 6 emperyalist devlet, onların yalan dolanla 72 halk çocuğundan oluşturduğu bir kozmopolit ordu ve karşılarında yekvücut olmuş, vatan topraklarını kanlarıyla sulamaya hazır Türk milleti. Çanakkale'yi geçilmez yaptığı, 250 bin şehidimizin ve gazilerimizin şanlı destanını yazdığı 100'üncü yıldönümünde Selahattin Demirtaş'ın yaptığı konuşmaya bakınız. HDP oldukça, Tayyip Erdoğan Başkan olamayacakmış! 21 Mart'ta, barış ateşlerinin üstünden atlamaya, yekvücut olduğunu dünyaya haykırmaya karar vermiş aziz milletin bu günlerinde, Selahattin Demirtaş'ın sönüklüğüne, hissiz konuşmalarına bakınız. Soyadı Demirtaş olan siyasetçimizin yaptığı konuşmaları, adeta Türk-Kürt kardeşlik köprülerine yıkma teşebbüsleri karşısında, Ne demek lazım. KARATAŞ mı? Yoksa KALBİTAŞ mı?
Selahattin Demirtaş konuşmadan önce Çanakale'yi, Conkbayırını, Anafartaları dolaşsan iyi olacak.
Oradan Dumlupınar'a, Afyonkarahisar'a uğrasan çok iyi olacak. Aziz şehitlerimiz; Türk, Kürt, Abaza, Çerkez, Pomak, Lâz, Arnavut, Arap, Gürcü... Hepsi Türkiyemiz için toprağa düşmüş.
Onların, toprak altından Türkiyemizi koruyan ruhlarını hissetsen iyi olacak.
İmralı'dan Öcalan'ın düşüncelerini iyi anlasan, dün karşısında, ama bugün yanında sandığın eski tüfeklerin, döneklerin oltalarını yemesen çok iyi olacak. Türk-Kürt kardeşlik köprülerini, kimin adına yıkmaya çalışıyorsan, sana hiç faydası olmayacak. Arkanda yer alan o sahte tankların, bir gün göreceksin, namluları yeniden sana dönecek.

Kandil'in kolpaları

IMÇ TV adına Banu Güven, Cumhuriyet gazetesi yazarı Ahmet Şık, Taraf gazetesi yazarı Amberin Zaman, Kandil çetesinin başı Cemil Bayık'la uzun uzun söyleşiler yaptılar. Bayık'ın laflarına bakınca, tam bir kolpacılık yapıyor. Kolpa yapmak için sözlükte şöyle yazar: Bir yere gidilirken satmak. Hile ve tuzak kurmak. Bir sonuca ulaşmak için yapmacık davranmak. Bayık'ın zamanlaması manidar söyleşilerini okurken, aklıma merhum Abdullah Yüce'nin (rahmetle anıyorum).
Şarkısındaki sözleri geliyor: Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap / Zavallı kalbim ne kadar harap... Demirtaş'ın örnek aldığı Bayık, adeta Ortadoğu'yu idare eden üst akıl pozlarında. Zaten Küresel Üst Akıl'la da çok yakın mesai içindeler. Onlarla teşriki mesai içindeyken, huylarını kapmış. Bayık, yine zamanlaması manidar bir çıkış yaparken herhalde Londra'dan, Berlin'den öyle istendi. Oynak bir duruş sergiliyor. İki yıl önce Öcalan'ın silahların bırakılması mesajını taktiklerle boşa düşürdü. O son sözleri yok mu? "Ya bizi İmralı'ya götürürler ya da Apo Kandil'e gelir" şartı. Kim üflemiş olabilir? Mossad mı? CIA mı? MI6 mi? Kim, kim? Bir taraftan kendisi, diğer taraftan Demirtaş, muhataplarına güvenmiyorlarmış. Barış köprüsünü uçurmaya çalışırlarken, Kürt kardeşlerimizde onlara güvenmeyecek.
Bayık'a sormak lazım. "Silahları bırakmak için hangi Başkent'ten talimat alacaksınız. Okyanus ötesinden mi? Avrupa'dan mı?
Telaviv'den mi?
O talimatın üstünlüğü ne zamandan beri Öcalan'ı gölgede bırakmanızda etkili oluyor?" Demirtaş'a mesaj: Böyle gidersen seni barışa susamış, Anadolu topraklarında Türk kardeşleriyle beraber yürümeye kararlı Kürt Vatandaşlarımız affetmeyecek...
Gerçekleri görerek, KANDİL ÇETESİNİN KOLPALARINDAN kurtulmalısın.

SONUÇ: Son dönemin göz yaşartan tablosu: Cumhuriyet-Hürriyet-Zaman. Doğan Medya-Fethullah Gülen-Ahmet Altan-Hasan Cemal-Selahattin Demirtaş. Ne için? Kimler adına bir arada? Tanıklar sizindir aziz milletim

YARIN: Dolmabahçe mutabakatı. 21 Mart Nevruz mesajının dokunduğu Ortadoğu kılcalları...