BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 21 Kasım 2014

İslam medeniyeti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Amerika'ya ilk gidenler Müslümanlar'dır" açıklaması, içeride olduğu kadar, dış dünyada ve medyasında da gündem yarattı.
Batı ortaçağ bataklığındaki sürünürken, İslam medeniyeti dünyaya hâkimdi. 7'nci yüzyıldan 13'üncü yüzyılın ortalarına kadar devam eden dünya medeniyeti tarihinde, ilim Müslüman coğrafyadaydı.
Müslümanlar,
Osmanlı döneminde, matematik, astronomi, tıp ve felsefede Hıristiyanlar'a göre daha ilerideydi.
Peki... Nasıl oldu da İslam coğrafyası, Hıristiyan Batı karşısında yüzyıllarca geriye düştü?
1300'lü yıllardan 1920'li yıllara kadar dünyaya hükmeden İslam coğrafyasının lideri Osmanlı İmparatorluğu nasıl oldu da, yıkıldı? İslam medeniyeti, Hazreti Peygamber Muhammed Mustafa ile başlayan İslam dinini kabul eden milletlerin el birliği ile meydana getirdikleri ortak bir medeniyetin adıdır. Yüzyıllar süren bir dönemde, Müslümanlar fen, ilim, sanat, iktisat, tıp, edebiyat, felsefe gibi ilimlerde en büyük medeniyeti kurmuşlardı.

İlimden uzaklaşanlar...

Bu konuda yaşamış birçok Müslüman ilim-bilim adamından birkaç isim, İbn Sina, İbn Rüşd, el-Gazzali, Abdülaziz es-Sivasi, Geredeli Murad, Hacı Paşa, Mukbilzade Mü'min, Sabuncuoğlu Şerafeddin Ali, Ak Şemseddin, Ali Kuşcu, Mirim Çelebi, İbn Kemal, Ebu Suud Efendi gibi birçok alim, çalışmaları ile bütün dünyaya ışık tutmuşlardı.
13'üncü yüzyılın ortalarından itibaren Batı gelişirken, Ortadoğu'daki İslam coğrafyası Avrupa'daki yükselişe eşlik edemedi. Arka planına bakınca, maalesef, iç çekişmeler, hizipler, kardeş kavgaları, taassuba yönelmeler önemli etkenler olarak öne çıkıyor. Daha fazla taassupla, ilimden ve bilimden uzaklaşan Ortadoğu Müslümanları hala sıkıntı çekiyor.

1453 İstanbul'un fethi

Fatih Sultan Mehmet'in 1453 yılında İstanbul'u fethiyle, bir çağ değişiyordu.
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilerleme devri İslam medeniyetinin son en parlak dönemidir. Ne yazık ki, Viyana'nın fethedilememesi stratejik sıkıntıları körükledi. Avrupa, Osmanlı ve İslam medeniyeti eserlerine yöneldi. İlim ve keşifler dönemine geçti. Dünyaya yön veren Osmanlı'nın gerileme devrine girmesiyle, Hıristiyan Batı hamleleri arka arkaya geliyordu. Avrupa'da matbaacılık 15'inci yüzyılda başlamış, 1450'de Gutenberg Almanya'da metal harflerle basım tekniğini bulmuştu.
İbrahim Müteferrika, 1727'de matbaayı İstanbul'da kurdu.
Yani, Avrupa'dan 274 yıl sonra. Ne yazık ki, Osmanlı'nın da geri kalışında bu konu çok hayati bir eşiği işaret eder. Coğrafi keşiflerle zenginleşen ve ekonomilerini güçlendiren Avrupa devletleri, Rönesans ve Reform hareketleriyle düşünce ve bilim hayatında önemli atılımlar yapıyordu.
İngiliz, Fransız ve Rus oyunları da oldukça etkiliydi. Savaşlar, kapitülasyonlar giderek Avrupa'lı devletlerin sömürü aracı haline geldi. Askeri sistemi bozdular. Yeniçeriler tahrik edildi. Avrupa'da meydana gelen harp teknolojisini almamız engellendi. SONUÇ: Cumhurbaşkanımız Reecep Tayyip Erdoğan'a yaptığı tarihi konuşmadan dolayı bir borcumuz var. Türkiye'nin büyük değişim, zihinsel ve kültürel devrim yaşadığı bir süreçte, Cumhurbaşkanımız'ın sözlerini fırsat bilerek, bazı tarihi gerçekleri tartışmanın tam zamanı olduğunu düşünmeliyiz. Kur'an, ilk ayeti ile eğitim ve öğretimi emreden bir dinin kitabıdır. Bu Kitab'ın gönderildiği Hazreti Muhammed Mustafa ümmetine bu yolla talimat veriyor. İslam medeniyetinin doğuşunu, gelişmesini ve şekillenmesini sağlayan en büyük etkenin, İslam dininin ilme verdiği değerlerden başkası olmadığı akıllardan hiç çıkarılmamalıdır.