BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 4 Aralık 2013

Özal'ın zehirlenmesinde olası bombalar

Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal öldü mü, öldürüldü mü? Yıllar geçse de Türkiye halkı çok merak ediyor.
Otopsi verileri, ifadeler, savcıların detaylı incelemeleri, şüpheli detay bilgiler gösteriyor ki,''Turgut Özal'ın vücudu bazı kimyasallarla iyice yorulmuş, bitkin düşürülmüş. Ve ölüme gitmesi sağlanmış''kanaati giderek kuvvetleniyor.
Özal'ın zehirlenerek ölümüne yol açıldığı düşüncesinin ağırlık kazanması sonucu başlatılan dava sürpriz gelişmelere sahne olabilir.
9 Aralık pazartesi günü gerçekleşecek yeni duruşmada, bir taraftan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün durumu belirginleşecek, diğer taraftan Ahmet Özal, mahkeme heyetine yeni bilgiler verirken, bomba özellikli üç konunun üzerine gidilmesini mahkeme Başkanından talep edecek.

İddialar ve sorular
Özal'ın zehirlenmesini yönelik davada iddialar ve Ahmet Özal'ın yorumları şöyle:
1) Devlet Denetleme Kurulu'nun Cumhurbaşkanına sunduğu Özal Raporu, o dönemde Köşk'te çalışan Bayan S.K. ve Bayan N.F.B. 'en şüpheli kişiler' olarak gösteriyor.
Ahmet Özal'ın yorumu şöyle: Kahveyi hep annem yapardı. "Özal'ın öldüğü sabah kahveyi yapan kız görevli kimdi ve Özal nasıl aniden öldü" sorusunun yanıtı önemli.
Özal'ın ölümünün ardından Nesrin isimli garson, Türkiye'nin suçlu iade anlaşması olmayan Honduras'a kaçtı. Diğer görevli Bayan N. F. B. bir İskoçya vatandaşı ile evlidir ve yurtdışında yaşar.
İki isimle ilgili yeni girişimler yapılmalı...
2) 'Zehir var ama zehirlenme yok"
Ahmet Özal'ın yorumu: Böyle rapor mu olur? Olayı sulandırmaya çalışıyorlar.
Babamın otopsi raporunu hazırlayan Adli Tıp uzmanları tehdit edilmiştir. Burada bulunan zehirlerin hepsi gizlendi, üstü örtüldü. Birileri baskı yaptı. Baskı yapıldığını da biliyoruz. Orada çalışanlara da baskı yapıldı, tehdit edildi. Bu tamamen yok edilmeye çalışıldı. Bunu kim yaptı? Detaylı inceleme yapılarak gerçek ortaya çıkarılabilir. Arafat için yapılan incelemede tarafsız olunması için üç ayrı ülkeden temsilci vardı. Ve zehirlendiği ortaya çıktı.
3) Özal'ın bilgisayarları kayıp.
Babamın bazı arşiv ve bilgisayarları bize teslim edilmedi. Bilgisayarların akıbeti nedir?

Asker, ayağına sıkmaz
Özal'ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Kemal Çetin'e konuşan Semra Özal'ın verdiği bir ifade gözlerden kaçmamalı: "1988'deki suikast girişiminden sonra Özal çok dikkatli davranıyordu. İstanbul'a gittiğimizde evimiz olmasına rağmen Özal'ın ordu evinde kalıyorduk. Sebebini merak edip sorduğumda, Turgut bey, 'Merak etme tontişim, asker kendi evinde ayağına sıkmaz' demişti.
Rahmetli Özal'ın sırdaşlarından Sağlık eski Bakanı Halil Şıvgın'ın gazetelere yansıyan bazı açıklamaları da, titiz değerlendirmelerde mercek altına yatırılıyor:
"Özal'ın ölümü normal değil. Rahmetli Özal'la siyaset yapacaktık. Köşk'ten inecekti. Demirel sıkıştırıyordu kendisini.
İlerleyen süreçte ANAP da sahip çıkmadı.
O günlerde arkadaşlarımızdan birisi bir bilgi verdi. 'Özal bu yazı çıkaramayacak' diyorlar diye. Denilen oldu. Özal Nisan ayının 17'sinde vefat etti.
Madem sağlığı ile ilgili olumsuz bir bilgi var, ama alınmış hiçbir tedbir yoktu.
Ambulans yok, doktor yoktu.
Neredeydi doktorlar? İzinli miydi, değil miydi? Ciddi bir ihmal var."