Tuzak kursalar da o tuzaklar tek tek bozuluyor. Kurulan tüm o tuzaklar, Türkiye'nin büyümesini, kalkınmasını, ilerlemesini engelleyemiyor, hepsi tek tek boşa çıkıyor. Hesaplar tek tek alt üst oluyor. İlkesizce atılan manşetler, yayılan yalanlar, tek tek sahiplerini utandırıyor.
Merkez Bankası'nın, 'başarılı temposunun' tepe ismi Erdem Başcı, "Yıl sonunda dolar 1.92'inin altında olacak" açıklamasını yaptıktan sonra, iç ve dış bazı odakların şaşırtıcı şekilde hedef haline geldi.
Bu bağlamda, Merkez Bankası eski Başkanı Yaman Torüner'in Milliyet gazetesindeki köşesinde, son dört yazısını Başçı'ya ayırması dikkatlerden kaçmadı.
Torüner'in, son dört yazısının başlığı şöyle:
Merkez Bankası inandırıcı olamadı (03.09.2013) Merkez Bankası'nın kullanılabilir dövizi (02.09.2013) Hem ne yapacağını bilmiyor hem de söz dinlemiyor (27.08.2013 ) Merkez nereye? (26.08.2013) Muhalefet cephesine adeta 'cephane taşıyan' Torüner son yazısında diyor ki: "Cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir Merkez Bankası Başkanı dört ay öncesinden döviz kurunu belirledi ve Aralık ayında ABD Doları fiyatının 1.92'nin altında olacağını söyledi. Oysa hiçbir Merkez Bankası, kendi basmadığı ve likiditesine hakim olamadığı bir para biriminin fiyatı için ahkâm kesemez."
Torüner'in Merkez Bankası'nın başarılı başkanı Erdem Başçı'ya yönelik sert eleştirilerinin muhakkak bir sebebi olmalı?
Genel Yayın Yönetmenimiz Ergün Diler, 28 Ekim 2011 günü köşesinde, muhtemel gelişmeleri önceden sezinleyerek dikkati çeken bir uyarıda bulunmuştu. "Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı önceki gün gazetelerde pek yer bulmayan çok önemli bir açıklama yaptı: "Dünyadaki en güçlü Merkez Bankası bizde. Türkiye, para oyunlarıyla yıkılamayacağını dünyaya haykırdı. Yeni Ankara siyasetiyle, askeriyle, ekonomisiyle bir bütün olduğunu ilan etti.
Para arkasında kirli iş çevirenlere duyurulur.
Artık işiniz çok zor"
Erdem Başçı'ya hasmane tutum parantezinde konuştuğum siyaset-ekonomi çevrelerindeki dostlarımın düşünceleri şöyle:
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, "TL, 2012'de doları yenecektir, bunu yazın bir yere" dedi. Meselenin temeli "Merkez Bankası'nın kredibilitesidir".
Milli gelir 1.5 trilyon lira
Başkan buna güvenerek, bir taahhüt altına girdi, iddiayı kesinlikle kazanacaktır.
Bu iddia, başarılı bir politikayı sürdürme garantisini içeriyor.
Başkanın elinde fonlama dışında kullanabileceği başka 'araçlar' var.
Bilinen ya da yepyeni 'bilinmeyen' araçlarla MB isterse TL/döviz likiditesini kısıp, arttırabilir.
Sonuç itibariyle,15 gün sonra dolar düşmeye başladı. Başçı ve Diler, aradan uzun zaman geçmeden haklı çıktılar.
Muhalefete cephane taşımayı görev bilen malum medya, Başbakan Erdoğan'ın 12 Eylül günü yaptığı, "Türkiye'nin milli geliri Türk lirası bazında 1,5 trilyon liraya ulaşmış durumda" sözlerini nedense gizlemesaklama, kenar köşelerde gösterme ihtiyacı duydular.
Ekonomide en küçük sıkıntıyı büyüten malum medyanın yazarlarının elleri de bu rakamlar üzerine yorum yazmaya gitmedi.
Bilindiği gibi Türkiye 2010 yılında 1 trilyon lira seviyesine ulaşarak rekor kırdı. 2011 yılında ulaştığı 1 trilyon 294 milyar liraya çıktı.
2013 yılı başında milli gelir 1,5 trilyon liraya yükseldi.
Sonuç: Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 2012'de 10 bin 327 dolar oldu.
2013 için 12 bin dolar tahmin ediliyor.
Dünyada 26 büyük ekonomi içinde Türkiye, 17. ekonomi ülkesi konumunda bulunuyor.
Ve... Türkiye'nin 2023 yılında kişi başı milli gelir hedefi 25,000 dolar... 'Dünyanın 10 uncu ekonomisi olma' hedefi var.
Durmak yok....
