BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 13 Eylül 2013

İlker Başbuğ senaryoları

Genelkurmay Eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, 6 Ocak 2012 günü tutuklandı. 21 ay 7 gündür hapiste. Bir süreden beri kaos plancısı mahfiller ve siyaset mühendislerince, Genelkurmay Eski Başkanları Rüştü Erdelhun ile Başbuğ arasında paralellik kurularak kafaralar karıştırılmak isteniyor. İki eski asker arasında bir paralellik hiçbir yönden bulunmuyor.
Tutuklanma sebepleri, biçimi, yargılandıkları mahkeme tamamen farklı.
Peki, gerçek nedir? 27 Mayıs 1960 tarihinde Cumhuriyet döneminin ilk askeri darbesi gerçekleşti. Demokrat Parti'nin iktidardan düşürüldüğü bu askeri darbe sonucu Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan zalim cuntanın subayları ve yüz karası Yassıada mahkemelerinde idama mahkum edilerek, asıldı.

Erdelhun cuntaya karşıydı

Celal Bayar'ın Cumhurbaşkanı, Adnan Menderes'in Başbakan olduğu bu tarihlerde Genelkurmay Başkanlığını Rüştü Erdelhun yapmaktaydı. Ülke çeşitli hilelerle kaos ortamına sürüklenirken, ordu içinde de askeri müdahale yapmayı planlayan bazı alt rütbeli subaylar bulunmaktaydı.
Buna karşın üst rütbeli komutanların böyle bir düşüncesi yoktu.
Aksine Rüştü Erdelhun, askerin siyasete karışmasına ve askeri cuntalara karşı biri olarak görevi boyunca demokrasinin yanında yer almıştı. Ancak onun bu tutumu askeri darbenin önlenmesine yetmedi. 27 Mayıs günü 37 ast rütbeli subaydan oluşan cunta bir müdahaleye kalkıştılar.
Erdelhun'un tutuklandıktan sonra rütbeleri söküldü er statüsüne düşürüldü.
Yassıada'da kurulan yüzkarası mahkemede idama mahkûm edildi. Karar daha sonra müebbete çevrildi. Cezasını çekmek üzere Kayseri Cezaevi'ne gönderildi. İlker Başbuğ ise, "İnternet Andıcı" davasında "hükümeti yıkmaya teşebbüs" ve "örgüt yöneticiliği" suçlarından tutuklandıktan sonra, Ergenekon davaları kapsamında, müebbet hapis cezasına mahkum edildi. Yassıada mahkemesi özel olarak kurulmuştu. Hâkim ve savcılar özel seçilmişti. Divanı harp özelliğinde çalışıyordu. Erdelhun, cuntacıların yaptıkları darbe sonucu tutuklanmış, Başbuğ'u normal özel yetkili mahkemelerin savcı ve hâkimleri yargısal sürece sokmuştu.

Onama veya bozma

Yargıtay, İlker Başbuğ'un cezasını onadığı taktirde cezasını çekecek. Müebbet:
30 yıl cezaevinde kalacak. Dışarı çıkışı ancak iki şekilde gerçekleşir. Genel ve Cumhurbaşkanının "af yetkisi"...
Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini düzenleyen 104. maddesine göre cumhurbaşkanı "sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak" yetkisine sahip.
YARGITAY KARARI BOZARSA çeşitli ihtimaller bulunuyor.
Yargıtay, mahkemenin kararını bozması halinde, dava dosyası tekrar İstanbul Başsavcılığı'na gönderilecek. Yani, 2014 Mart sonrasında, farklı mahkemeler bakacak. O dönemde, hükümet tarafından, "Genelkurmay Başkanları Yüce Divan'da yargılanır" kanununa, özel madde eklenerek yeni bir hukuksal düzenleme yapılarak, Başbuğ, Anayasa mahkemesinde yargılanır.
Böyle bir gelişme olmazsa, Başbuğ, ağır ceza mahkemesinde yeniden yargılanır. Bu yeni mahkeme, karar vermeden önce, isterse "delil karartma ve kaçma tehlikesi yoktur" diyerek tahliye kararı verebilir.
Beraat eder veya ceza alırsa, cezasına gore, mahkeme tahliye edebilir.

Sonuç:
İlker Başbuğ hakkında Yargıtay kararı onamadığı taktirde, tahliyeye karar giden bir süreç başlayabilir. Bu durumda, 2014 yılı Mart sonrasına işaret ediyor.
Hukuk çevreleri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 26 Ağustos 2014'te bitmesinden sonra, yeni Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan'ın bir BEYAZ SAYFA açarak, afla ULUSAL BARIŞ'a yol açacağını düşünüyor.