BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 17 Ağustos 2013

Gül ve Erdoğan'dan önemli ziyaretler

15 -16 Ağustos 2013 tarihlerini özenle bir kenara yazın. Dünyanın gözü kulağı Mısır'da yaşanan insanlık dramına, demokrasi ruhunun göz göze göre çökertilmesine çevrilmişti. Demokrasi havarisi kesilen ülkelerin sessizliğine karşı Türkiye'de milyonlar ayağa kalktı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan, en sert çıkışları yaptılar. Uluslararası vicdana seslendiler. 15-16 Ağustos 2013 günlerinde (aynı zamanda) Gül ve Erdoğan, iki Türk devletine Azerbaycan ve Türkmenistan'ı ziyaret ettiler, dünyaya anlamı derin mesajlar verdiler. Gül ve Erdoğan, Azerbaycan ve Türkmenistan çıkartmalarıyla, köken itibariyle Türk, devletlerde ve diğer tüm ülkelerde yaşayan Türk topluluklarının tek çatı altında toplanmasını ve birlikte hareket etmesini ifade eden siyasi bir mesaj yayınlamış oldular.
Bu mesajda, "Türkiye, sadece Ortadoğu ile değil, yakın siyasi coğrafyasıyla da ilgilenmektedir. Kahire kadar, Bakü'de, Aşkabad'da bizim manevi dünyamızdır' demişlerdir.
Hazar denizinin iki yakasında, aynı gün de, Gül ve Erdoğan'ın bulunmasının derin anlamı ve önemi gelecek günlerde daha iyi anlaşılacaktır. Başbakan Erdoğan'ın, 21. Yüzyıl'da gerçekleştirilecek politikalar dosyasına yeniden bir göz atarsak, küçülen dünyada Türkiye'nin önünde açılan fırsatlar döneminin kodlarını görürüz.
10 yıldır, Türkiye'nin dış politika stratejisi güç merkezleri ile ilişkilerin alternatifli tarzda yeniden düzenlenmesi ve uzun dönemli kültürel ekonomik ve siyasi bağların sağlamlaştırıldığı bir bölgesel etki alanı "interland" oluşturulması şeklinde özetlenebilir. Türkiye bu stratejisini üç önemli jeopolitik etki alanı içinde taktik önceliklere dayandırmak mecburiyeti ile karşı karşıyadır.

TANAP ÇOK ÖNEMLİ
1
. Yakın Kara Havzası: Kafkaslar-Balkanlar-Ortadoğu
2. Yakın Deniz Havzası: Karadeniz-Adriyatik-Doğu Akdeniz-Kızıldeniz-Körfez-Hazar Denizi
3. Yakın Kıta Havzası: Avrupa-Kuzey Afrika-Güney Asya-Orta ve Doğu Asya.
Kafkasya'ya jeopolitik ilginin yeni bir aşamaya yükseldiği bir gerçektir. Küresel güçler, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya'nın da Azerbaycan-Türkmenistan hattıyla, çok yakından ilgilendiği düşünülürse, "Aliev-Berdimuhammedov-Abdullah Gül-Tayyip Erdoğan" beraberliğinin ne kadar özellik taşıdığı daha iyi anlaşılır.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkmenistan hamlesi, bir başka hassas gelişme açısından çok başarılı bir zamanlamayı işaret ediyor. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Hazar kıyısında sadece bir limanın temelini atmadılar, Avrupa'nın boğazını sıkacak, nefes borularını kuşatacak görüşmelerde de bulundular.
İki lider,2014 yılında inşaatına başlanacak olan Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) üzerinde kuşatıcı görüşmeler yaptı. Yeni boru hattından ilk yıl 10 milyar metreküp, sonra yıllık 20 milyar metreküp gaz Avrupa'ya taşınacak.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Bakü ziyareti, bir başka hassas gelişme açısından çok başarılı bir zamanlamayı işaret ediyor.
16 Ekim 2013 tarihinde Azerbaycan'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.
Bu seçimde, Aliev'in üçüncü kez tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, Türkiye'nin Kafkasya'daki kaderiyle çok yakından ilgilidir.
Aynı dile, aynı dine, aynı tarihe sahip olan Türkiye'yle Azerbaycan'ın işbirliğinin öneminde İlham Aliev'in çok büyük rolü vardır. "Bizim kalplerimiz bir atıyor" diyen Aliyev, Türk Birliği'ne giden yolda hayati bir özelliğe sahiptir.
İlham Aliev'in yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesindeki hayati durumu anlamada Gül-Aliyey görüşmesi yeni işbirliğini ortaya çıkarmaya adaydır.

SONUÇ: Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye beraberliğinin somut sonucu ne olacaktır? Enerji kaynaklarının taşınması konusunda biraderlerin vanası Ankara'nın eline geçiyor...
Baronlar, gelecekte vicdan ve cüzdan arasında daha çok sıkışacaklar.
Bunun için yeni Türkiye'yi ve Türkiye'nin temsil ettiği değerlere saygı göstermeyi bir görev bileceklerdir.