BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 24 Haziran 2013

Iğdır'dan Türkiye'ye sosyo-siyasal mesaj

Iğdır ilimizin (Melekli Beldesi) ilk kadın belediye başkanı Emine Çankaya ve meclis üyeleri CHP'den istifa ederek bağımsız olduklarını açıkladılar.
2009'da Demokrat Parti'den seçilen, sonra CHP'ye geçen Başkan Çankaya, partisinden umduğu ilgiyi bulamayınca istifa kararı verdiklerini söyledi ve "Bir süre bağımsız kaldıktan sonra AK Parti'ye geçmeyi düşünüyoruz" açıklamasını yaptı. Küçük bir örnek olsa bile, bu gelişmenin derin anlamı var. Çünkü Iğdır'dan Türkiye geneline bir önemli mesaj var...
Türkiye'de siyasal hareketlerin, 2013'lerde nereye geldiğini, Iğdır örneğinden analiz edebiliriz.
Türkiye Cumhuriyeti, 90 yılın en hassas köşe başlarından birinde. 2014 ve 2015 yılları, Türkiye'deki değişimin ve toplumsal dönüşümün önemli kavşaklarından. Sağlam parametreler üzerine yapacağımız analizin sonuçları, 2023'lere halkımızın nasıl bir atmosfer içinde gideceğinin işaretlerini verecektir.

SİYASİ PARTİLERİMİZİN KÖKENİ
Analize, Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden başlarsak, siyasi hareketlerin kökenini ve nereye geldiğimizi daha net görme imkânı buluruz.
Osmanlı'nın siyaset kulvarlarında, 2 ana parti vardı. İTTİHAT VE TERAKKİ: 1908'den itibaren, önce Sultan Abdülhamid Han'ı, 31 Mart komplosuyla ele geçiren İttihat ve Terakki, 1913 yılında, Harbiye Nazırı Nazım Paşa'nın alnına çaktığı tek kurşunla ve Babıâli yokuşundan koşan fedailerle, devlete terör yoluyla kısa zamanda hâkim oldu. Böylece, darbeci zihniyet Osmanlı'da uygulamaya kondu.
HÜRRİYET VE İTİLAF: Darbeyle iktidara gelen 'İttihat ve Terakki'çilere karşı kurulmuş olan en önemli muhalefet partisidir. Partinin amacı, en felsefi manasıyla 'hürriyete ulaşmak' olarak tanımlanmıştı. Cumhuriyet döneminde bu iki nehir şöyle aktı: İttihat ve terakki zihniyeti...
Cumhuriyet halk fırkası ve CHP'de şekillendi.
Hürriyet ve itilaf zihniyeti...
Cumhuriyetçi Terakkiperver Partisi, Serbest Fırka, Demokrat Parti olarak yoluna devam etti. 27 Mayıs darbesinden sonra Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi etrafında iki koldan yürüdü. 12 Eylül darbesinden sonra, Doğru Yol, Anavatan ve Refah Partisi odaklarında çerçevelendi. 2002 seçimlerinde, AK Parti çerçevesinde DYP, ANAP, Refah tekrar aynı nehirde akmaya başladı. Sağ yelpazede parçalanma olmadığı takdirde, Türkiye 2023 hedeflerine tek parti iktidarı yani 'siyasi istikrar'la yürüme şansı bulacaktır.

TAKSİM'DEN KÖŞK SEÇİMİNE
Toplumdaki bu gelişme, Türkiye'nin dış ve iç muhalif çevrelerini rahatsız ettiği için, yeni planlar devreye sokuldu. Gezi üzerinden kurgulanan siyasi, ekonomik, diplomatik BÜYÜK OYUN'da, 2014 seçimlerine müdahale etmek, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Tayyip Erdoğan'ın birinci turda yüzde 51 oy almasını engellemek, birincil hedefti.
Buralarda meydana gelecek bir aşınma, 2015 seçimlerinde AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesinin önünün kesilmesiydi.
2014-2015 seçimlerine yapılacak müdahaleler, sonuçta Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasını durdurmaktır.
Bu noktada, 2023 hedeflerine tekrar bakalım: "Dünyanın 10'uncu ekonomisi olmak. Türkiye'nin milli gelirini, 2 trilyon liraya çıkarmak. Her vatandaşımızın milli gelirini 25 bin dolara yükseltmek. İhracatı 500 milyar dolara çıkarmak, Milli Savunma sanayini güçlendirmek..." SONUÇ: Bu hedefe ulaşacak bir TÜRKİYE ne yapmaz ki? 100 milyona yaklaşacak genç nüfusuyla böyle bir Türkiye, yakın coğrafyasının küresel aktörü olmaz mı? Dünyanın en hassas coğrafyası, Avrasya'nın; deniz yollarını, boğazlarını, petrol ve doğalgaz akışında etkili konumda bulunmaz mı? Yeni deniz filolarıyla, uçaklarıyla, gemileriyle, hava radarlarıyla, milli savunma sanayiyle böyle bir Türkiye, sadece Akdeniz'de değil, Kızıldeniz'de, Basra Körfezi'nde ses getirmez mi?
Büyük Oyun'a Büyük gözlükle bakmalıyız.
Büyük Oyun'u bozacak en büyük güç, milli birlik ve beraberlik içindeki halkımızın bağımsızlık karakteri olacaktır.