Savcılar mütalaasını Türkiye tarihinin bir önemle gününde, 18 Mart Çanakkale destanı yazıldığı bir günde vererek ve bu yılki 21 Mart Nevruz'un bir barış manifestosu özelliği kazanmasının önünü açarak bir zamanlama mahirliği gösterdiler. "Ergenekon var" saptamasını çok yönlü olarak değerlendirebiliriz.
Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel, darbe sever mahfillere, siyaset mühendislerine net cevap verdi:
Ergenekon var.
Ergenekon davaları başladığında 'kontrgerilla' tipi örgütlenmenin önemli merkezlerinden İtalya'nın yaşadığı 'Gladio' tecrübesi olduğunu, Türkiye'nin gladyo yapısını ortaya çıkarmanın artık zamanının geldiğini sık sık vurgulamıştık.
Savcı Felice Casson, İtalya'yı ürkütücü gerçeklerle yüzleştirmişti. Ramazan Öz'de Casson gibi Türkiye'yi ürkütücü gerçeklerle yüzleştirdi.
TÜRK GLADYOSU SAKLANAMADI
Soğuk Savaş döneminde (1945-1991), komünizmle mücadele amacıyla ABD desteğiyle Avrupa'nın hemen her yerinde 'gizli ordular' yani 'kontrgerilla' kuruldu. Türkiye'de bu oluşumun özel harp dairesinin uzantısı olarak faaliyet gösterdiği iddia edildi.
Avrupa ülkeleri zaman içinde bu örgütleri tasfiye etti. Ergenekon örgütüne isnat edilen suçlar, İtalya'daki Gladio yapılanmasıyla birebir örtüşüyordu.
Bombalı saldırılar, ülkeyi kaos ortamına götürecek eylemler...
İtalyan Savcı Felice Casson, 'Gladio' adlı teşkilatı lime lime etmiş, Türkiye'de var olduğunu düşündüğümüz Türk Gladyosunun ne zaman ortaya çıkarılacağını merak ediyorduk.
İtalya'da soruşturma 6 yıl sürdü.
Savcı, büyük baskılara uğradı, tehditler aldı.
Fakat Casson işin peşini bırakmadı.
İtalyan gladyosunu deşifre etti.
Cossiga, 1992 yılında görevinden istifa etmek zorunda kaldı. Başbakan Andreotti, 20 yıl hapse mahkûm edildi ancak daha sonra bu karar İtalyan Yüksek Mahkemesi tarafından iptal edildi. Aralarında generaller, siyasetçiler, gazeteciler, yüksek yargı mensupları, istihbaratçılar, akademisyenler ve işadamlarının da bulunduğu 622 Gladio üyesi tutuklandı.
Türkiye'de kontrgerillanın geçmişi 1952 yılına dayanıyordu. Olası bir Sovyet Rusya işgaline karşı gerilla tipi savunma yapılması amacıyla NATO'nun desteğiyle kurulan Seferberlik Tetkik Kurulu (Özel Harp Dairesi), derin yapılanmanın miladı kabul ediliyordu.
12 Haziran 2007'de Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla fitili ateşlenen Ergenekon soruşturması, kanlı ellerle hesaplaşma fırsatını doğurdu.
Toplumun geniş kesimi soruşturmayı destekledi. Darbe sever mahfiller, Türkiye üzerinde ameliyat yapmayı meslek edinen odaklar çok uğraştılar, çok.
Ama başarılı olamadılar.
ERGENEKON NEDİR?
İlk iddianamede Ergenekon, "terör örgütü" olarak tarif edildi. İddianameye göre Ergenekon'un amacı neydi: "Ergenekon terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste bulunduğu, askeri şahısların yardımı ile yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri (...)"
SONUÇ:
Ergenekon soruşturması açılmasa, derin yapı son 10 yılımızda amaçlarına ulaşsaydı bugün nasıl bir Türkiye'de yaşıyor olurduk?
Darbeye zemin hazırlayacak kaotik eylemler, sokak çatışmaları, ölümler...
Milli ordumuz içindeki cuntalar eksik olmazdı. Demokrasimiz önünde engelci askeri ve hukuki vesayetçiler boş durmazdı.
Ergenekon davası biterken, Türkiye yarınlarına daha rahat hazırlanacaktır. 100 yıllık parantez kapatılacak, 2023 hedefine koşmanın yolu açılmış olacaktır.
Kazanan 75 milyonluk Yeni Türkiye'dir.
