BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 28 Ocak 2013

Başkanlık sistemi'ne giden yollar

Bazı sürprizlerin AYAK SESİ duyuluyor.
Mayıs-Haziran aylarına kadar, "Başkanlık Sistemi"ni de içeren Yeni Anayasa'yı referanduma götürme eşiğini (330+1) aşacak gelişmelere hazır olmalıyız.
Duyduklarıma göre, önümüzdeki aylarda siyasi fay hatlarında hassas gelişmeler olacak, Yeni Anayasa konusunda önemli bir eşik aşılacak.
Türkiye çok ciddi bir virajı daha geçmiş olacak.
Başkent'in sisli ve dar koridorlarında, Başkanlık Sistemini de içeren Yeni Anayasa için referanduma gitme yolunda dikkatli temasların yapıldığı konuşuluyor.

* * *
CHP'DEN AYRILACAKLAR
Önceki günlerde CHP'den istifa eden Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, siyasi fay hatlarını tetikleyen bir açıklamada bulundu.
Salih Fırat diyor ki, "Evrensel insan haklarını savunmaya devam edeceğim. Bu düşüncelerimi ifade edebileceğim her türlü ortamda siyaset yapabilirim."
Fırat'ın bu açıklaması, CHP'den çıkacak bir grubun, Yeni Anayasa taslağını destekleyebileceği yolundaki analizleri yoğunlaştırdı. Başbakan Erdoğan da son televizyon programında, Yeni Anayasa konusunda bazı işaretler vermiş, "Eğer diğer partiler bir Yeni Anayasa metni üzerinde anlaşamazlarsa, AkK Parti'nin kendi taslağını TBMM'ye getireceğini" söylemişti.
Muhtemelen, Başbakan'ın söylediği gerçekleşecek ve AK Parti, "Başkanlık Sistemine odaklanan" kendi anayasa taslağını sunacak. 550 kişilik TBMM'de bir anayasanın tümüyle ya da kısmen değiştirilmiş haliyle referanduma sunulmadan kabulü için 367 oy gerekiyor.

* * *
ASKER VE BÜROKRASİ REJİMİNİN ÇIRPINIŞLARI
1950'de çok partili demokrasiye geçişle merhum Adnan Menderes ve Demokrat Parti'nin seçimle geldiği iktidara, 1960 yılında askeri darbeyle el konulması sonucu, asker ve bürokrasi omurgalı rejim yönetimini tahkim etmişti.
Türkiye, değişimin düğmesine ancak, 2002 seçimlerinde basabildi. Dip dalgaları sahillere vurdu. Gerçek siyasi deprem, 2007 yılında gerçekleşti.
Bu deprem, demokratlaşma ve sivilleşme sürecinin egemen olduğu "Yeni bir Türkiye" gerçeğini su yüzüne çıkardı.
Çankaya'ya Abdullah Gül'ün seçilmesiyle, askeri-bürokratik rejim parçalandı. Yeterli mi? Hayır... Değişim sürecek. Şimdi esas kavga, Türkiye demokrasinin derinleşmesi... Meselesidir.

* * *
2013'ÜN RUHU
İçinde bulunduğumuz 2013 yılı, değişimde yeni bir dönemeci ve bunun siyasi sistemimize ilişkin son derece önemli sonuçlarını içeriyor. Türkiye'nin bu dönemeci yüzünün akıyla geçebilmesi için bugün uluslararası konjonktür de oldukça elverişli görünmektedir.
Türkiye'nin hem kendini evrensel değerler doğrultusunda yenileme hem de kendi toplumunun ihtiyaçlarını daha medeni ölçülerde karşılama arayışıyla paralellik göstermektedir.
Bu şartlar altında Türkiye'nin yerleşik düzenini daha demokratik, ileri, akılcı, uygar ve insani yönde dönüştürmesi acil bir ihtiyaç durumundadır.

* * *
SONUÇ:
Türkiye'de Yeni Anayasa için tüm şartlar olgunlaşmış durumda.
Ne olursa olsun, yeni bir Anayasa metnini halkın oylamasına sunmak, darbeler sonucu hazırlanmış anayasalar rejimini tarihin çöplüğüne atmak, YENİ TÜRKİYE'nin ayağındaki prangaları kırmak manasındadır.
Prangaları kırılmış ayaklarla Türkiye'nin nereye koşacağı herkesin malumudur.