BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 31 Aralık 2012

Yüzyıl öncesi

Bugün yılın son günü, yarın 2013...
Yirmi birinci yüzyılın on üçüncüsünü inşallah, yaşamaya devam edeceğiz. Yeni yılların Türkiye'mize mutluluk, refah ve barış getirmesini temenni ediyorum.
Yazılı ve sözlü medyada, "2012 şöyle geçti, 2013 şöyle olacak" yorumlarını duyacak ve okuyacaksınız. Bir yıl çok önemli olayların yaşandığı yıl olabilir, ama "100 yıl önceye bakarak, 100 yıl sonrasını da düşünmek" bizleri daha geniş düşünce ufuklarında gezdirmeye vesile olacaktır. "100 yıl önce, 'Büyük Devletler' denilen güç merkezleri kimdi?
1913'lerde neler oluyordu?" sorularına arayacağımız cevapların, Türkiye'mizin 100 yılına nasıl damga vurduğunu net biçimde gözler önüne serecektir.

İngiltere, Almanya, Fransa
100 yıl önce, "Büyük güç merkezleri", İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya dünyaya şekil veriyorlardı. Osmanlı yönetim mekanizmasının kendi isteklerine uygun şekilde düzenlenmesini istiyorlardı. Yarın, 2013. 100 yıl önce, 1913 yılında gerçekleştirilen bir darbeyle yönetime el koyan İttihat ve Terakki Cemiyeti, fiilen bir "Tek Parti Yönetimi" oluşturmuştu.
Uluslararası tarihçimiz, Tarihçi Prof.
Dr.İlber Ortaylı'nın, "II. Abdülhamid, enteresan bir şekilde Türkiye'nin ve dünyanın yeni şartlarını da gören birisiydi'' diyerek yorumladığı bir Sultan Abdülhamit askeri darbeyle yıkılıyordu.
Osmanlı devleti geleneksel dostu saydığı İngiltere ve Fransa tarafından parçalanmak isteniyordu. Enver Paşa ve İttihat Terakki'ciler, buna karşılık Osmanlı yönetimini Almanya'nın peyki yapacak adımları atıyor, 2 Ağustos 1914'de gizli olmak kaydıyla bir Türk- Alman İttifak Antlaşması imzalıyordu. Ve. 30 Ekim 1914'de Türkiye'yi Almanya'nın yanında I.
Dünya savaşına katıyorlardı.

Ortadoğu'daki oyunlar

100 yıl öncenin büyük güç merkezleri, İngiltere-Fransa ve Rusya OSMANLI DEVLETİ'Nİ PAYLAŞMAK üzere, uzun vadeli planlarını devreye sokmak için çalışıyorlardı.
1915 yılında İngiltere, Ortadoğu'ya yerleşmek için faaliyete geçmişti. Gizli görüşmelerde Fransa'yla birlikte, Mezopotamya'nın aralarında paylaşılmasına karar verdiler. Suni sınırlarla, Irak, Suriye ve Lübnan'ı çıkardılar.
Osmanlı'yı paylaştılar ne oldu?
Meşhur İngiliz Başbakanı Winston Churchill "Bir damla petrol kandan daha kiymetlidir" diyerek, Balkanlar'da, Ortadoğu'da kan ve gözyaşının, 100 yıldan beri akmasına yol açtı.
Elleri sızlamadan Filistin'i parçaladılar. Müslüman ülkeleri birbirine düşürdüler. Son 30 yılda, kafasını kaldıran Türkiye'nin önünü kesmek üzere, Ermeni Asala, PKK terör örgütünü desteklediler.

Güç merkezi Avrasya

Artık, yolun sonuna geliyorlar... 100 yıl öncenin büyük güçleri İngiltere, Fransa ve Rusya'ya, Amerika katılmıştır. Peki, dünya nereye gidiyor? Şimdilerde, içten içe çürüyen ve yıkılmaya mahkûm bir Batı Medeniyeti ile karşı karşıyayız.
Kritik coğrafyaların kesişim noktasında bulunan Avrasya bölgesinin jeopolitik ve jeostratejik önemi giderek artmaktadır.
Avrasya bölgesi şimdiden küresel düzenin yeniden yapılandırılmasının temel sahnelerinden biri haline gelmektedir.

Sonuç
1913'e bakarak, 2013'ü düşünelim.
2013'lerden de, önümüzdeki yüzyıla bakalım. "Gelecek 100 Yıl" kitabının yazarı Uluslararası stratejist George Friedman, yeni gelecekte doğudan yükselecek ışık olarak Türkiye'yi, Hindistan'ı ve Çin'i işaret etmektedir. Doğudan yükselen yeni bir ışık Türkiye, 'oynamaya başladığı yeni rolü' hakkıyla taşıyabilecek altyapısını kuruyor.
Ortadoğu'da çizilen o haritaları değiştiren masalarda oturuyor. Müslüman ülkelerin bir araya gelmesini sağlayacak hamlelerini sürdürüyor. Gelecek yüzyılın,'Türk asrı
olacağına ' inananlar çığ gibi büyüyor.