BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Aralık 2012

Avrasya'nın önemi

Dünyanın ağırlık merkezi Doğu'ya kaydı. Avrasya, küresel güç dengesinin sıklet merkezi haline geldi.
Büyük güçlerin, Avrasya ile çok yakından ilgilenmeleri, 21. yüzyılın yeni düzeninin oluşumunda başrolü oynamaya yol açacak özellikler gösteriyor.
Yakın zamandaki açıklamalara baktığımızda Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Vladimir Putin ve Barack Obama hep Avrasya'yı işaret ediyor.
Açıkça görülüyor ki, ABD, Rusya ve Çin ilişkileri, Asya- Pasifik yüzyılının en kritik unsuru olacak.
Basına fazla bilgi sızmadı. Putin İstanbul'da Başbakan Erdoğan'la, Avrasya üzerinde çok geniş perspektifli bir değerlendirme yaptılar.
Kuzeyden Güney'e giden bir çizgide Türk-Rus ilişkilerinin gelecekte ne kadar önem taşıyabileceği çok açık gözüküyor.
Enerji, nükleer enerji, mega alt yapı projeleri, mega turizm ve bununla orantılı finansal boyut önümüzdeki on yılda Türk-
Rus ekonomik iş birliğini bölgenin en cazip mıknatısı haline dönüştürecektir.
Ortadoğu denkleminde, İran, Suriye, Irak, Mısır, Körfez ülkeleri bu mıknatısın çekim alanına girecektir. Afganistan ve Pakistan'ın Türkiye ile beraberliği Avrasya' daki oyun kuruculuğumuzu tescil edecektir.

Mahir Kaynak'ın analizi

Bu görüşmenin kodlarını MİT eski daire Başkanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, Takvim'e yorumladı:
"Önümüzdeki on yıl içinde Çin, ekonomik ve askeri açıdan ABD ile boy ölçüşebilecek düzeye varacak.
Bu stratejiye karşı ABD ve Rusya kendi stratejilerini geliştirdi. İki süper gücünde parlayan Türkiye ile beraber olma planı devrede.
Rusya enerji ve ekonomik ilişkileri nedeniyle, ABD ülkeye gelen yabancı sermayeyi kontrol ederek bu yeni gücü kendi yanlarında tutacaklardır. Yabancı sermaye artık küresel değil, Ortadoğu'daki devlet kontrolünde olan sermayedir ve ABD bunu siyasal olarak kontrol etmektedir.
Erdoğan ve Putin'in ekonomiye büyük pencereden bakma aşamasına gelmeleri.
Rakamsal olarak 100 milyar dolarlık hedeflerden bahsetmeleri, global bir vizyonla yazılmakta olan bir senaryoyu gösteriyor. Türkiye, bu oluşumun içinde yer alarak hem Ortadoğu'da hem de Avrasya'da oyun kurucu olacaktır''

Sonuç:

Geçmişte dev imparatorlukları olan Türkiye'nin önünde değerli bir model var. AB üyeliğinde ısrar eden, ABD ve Rusya ile ilişkilerini güçlendiren, Afrika, Asya ve Latin Amerika'ya açılan ve Arap devrimlerini destekleyen Türkiye'nin konumu artık çok güçlü.
İçte istikrarı koruyarak, dışta çok yönlü ittifaklar zincirini kurarsak, 2030'larda yenidünya düzeninin oyun kurucusu olmamızı kimse engelleyemez.
Ekonomiye ve tarihe büyük pencereden bakabilmek için önümüze çıkan fırsatları bu sefer asla ama asla kaçırmamalıyız.