BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 30 Ekim 2011

Deprem bilinci

Güzel yurdumuzda, 1. ve 2. derecede deprem tehlikesi altında olan 64 ilimiz bulunmaktadır.
Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir. Gölcük ve Van depremleri karşısında devletimizin bütün kurumları ellerinden geleni yapmışlarsa da, toplumsal dinamiklerimiz harekete geçmişse de, bu büyük felaketler bize bir şeyi göstermiştir; o da geleceğin sürprizlerle dolu kutusu açılmadan önce içinden çıkabileceklerin neler olabileceğini tespit etmeye ve planlar yapmaya mecbur olduğumuzdur. Büyük değişim yaşayan "Yeni Türkiye" bunu yapacak durumdadır.

İstanbul' un hazırlanması
En büyük tehlike İstanbul olarak ortaya çıkıyor.
Uzmanlara göre İstanbul depremi, 2020 ila 2040 arasında görünüyor. Prof. Dr. Naci Görür: 2029, Yer bilimci Pichen: 2040'a kadar, Prof. Dr. Ahmet Ercan: 2040'tan sonrayı işaret ediyor. Ne yazık ki ülkemizde deprem bilinci ancak büyük kayıplara yol açan yıkıcı depremler yaşandıkça gelişmektedir. Türkiye insanı, maalesef depreme hazırlıklı bulunmamaktadır. Bununla birlikte, eğitim eksikliğinin rolü de yadsınamayacak düzeydedir. Bu nedenle; olabilecek depremlerden en az şekilde etkilenip can ve mal kaybını en aza indirmenin yollarından bir tanesi de toplumun her kesiminde deprem bilincini oluşturmaktır.
Yurttaşların depreme hazırlıklı olmalarını, deprem sırasında ve sonrasında doğru davranışlar içinde olmalarını sağlamaya yönelik eğitim çalışmalarının neler olduğu bilinmektedir.
Türkiye halkının yaşadığı felaketler karşısında soğukkanlılığını kaybetmemesi, düzene ve kurallara gerektiği gibi uymayı sürdürmesi için sürekli eğitimin önemi meydandadır. "Deprem değil binalar öldürür" gerçeğine karşı hassasiyet göstermek zorundayız. Bunun bir seferberlik şeklinde Türkiye'nin en ücra noktalarına kadar, "Temel afet bilinci, depreme karşı yapısal bilinç, Yapısal olmayan tehlikelerin azaltılması, toplum afet gönüllüsü" konularında, ele ele vermek durumundayız. Her yılın 1-7 Mart tarihleri arasında deprem haftasının daha anlamlı ve etkili biçimde değerlendirilmesinin zamanı gelmiştir.
Son Söz: Tek Çözüm, topyekûn seferberlik.
Sorun çözümsüz değil. Ne kadar çok şey öngörebilir ve bu çerçevede ne kadar çok bugünü yapılandırırsak, yarın, o kadar güzel ve aydınlık olacaktır. Gelecek dünden ders alıp yarının sürprizlerine karış tedbirli olanların ellerinde yeşeren umutlu günlerin adıdır.