BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 16 Temmuz 2011

Türkiye'nin başı sağolsun

Vatan topraklarında 13 şehit.
Yüreğimiz toprağa düşen 13 can için yanıyor. Şehitlerimiz nur içinde yatsınlar. Allah ailelerine, milletimize sabırlar versin.
13 vatan evladının şehit edilmesi pek çok bakımdan sorgulanması, irdelenmesi gereken elim, ama aynı zamanda anlaşılması için hepimizin çok büyük bir özen göstermesi gereken bir olaydır. "Asker kaçırmalar, şehitler, Başkent Ankara'ya boykotlar, demokratik özerklik ilan etmeler". 14 Temmuz akşamı ile birlikte Türkiye, yeniden çok sıkıntılı bir sürece sokuldu.
Kimler, nereye varmak istiyor? Kimler, masum Türk vatandaşlarını istismar ederek ne elde etmek istiyor? Kimler, Türkiye'nin önünü kesmek istiyor?
MİT eski Daire Başkanı Prof. Dr. Mahir Kaynak, hain saldırının arkasında hangi planların olduğunu, "PKK taşeron bir örgüttür. Kürt vatandaşlarımıza faydası yoktur. Bu örgüt nerede nasıl yaşıyor. Bu örgüt merkezi Kandil'de ve Karayılan ABD'nin kontrolü altındadır. PKK'yı yabancı örgütler kullanmaktadır. Türkiye düşmanı birileri BDP ile hükümet arasında köprülerin atılması hedeflendi ve bunu sağladılar.
Bunda BDP'nin de çok büyük hatası vardır. Devlete bu saatten sonra hiçbir güç bir şey kabul ettiremez''diyerek yorumladı.
Belli oluyor ki, içeride demokratikleşme adımları, dış politikada omurgalı duruşu simgeleyen güzergâhımız pek çok mihrakın hain planlar yapmasına yol açıyor ve onları şer ittifaklarına yöneltiyor.

Çözüm dinamitleniyor
Hiçbir şey tesadüf değil. Terör, nereden geliyorsa gelsin hepsi aynı amaca hizmet ediyor. Bu işler düzelmesin, yeni anayasa, çözüm süreci olmasın diye böyle bir sabotaj ve provokasyonla Türkiye yüz yüze bırakılıyor.
Ne zaman sorunların üzerine gidilse, projeler ortaya konulsa, çözüm arayışları hızlansa birileri Türkiye'yi şiddetle terörle durdurmaya çalışıyor.
Hedef burada da süreci tıkamak, yeni bir Anayasa yapılmasını önlemek ve Kürt sorununun çözülmesini engellemek. Çözüme gidilirken, birilerinin bir Kürt vatandaşlarımızın demokratik taleplerinin ele alınmasını istemedikleri gözleniyor. Terör örgütü ve ona destek verenler yine silah tüccarlarına, uyuşturucu baronlarına, feodal kalıntılara hizmet etme telaşı içindeler.

Net tavır zamanı
Hain saldırı karşısında, BDP samimi bir sınav verememiştir.
Bu olayda da maalesef yine cesur bir şekilde şiddetin karşısında, terörün karşısında, teröristlerin karşısında tavır koyamamıştır.
BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş çıkıp, bir taraftan çözümün Meclis'te bulunacağını umduklarını söylüyor, diğer taraftan tehditler, demokratik özerklik ilanları ile bir yere varmaya çalışıyor.
Demokrasiden, insan haklarından, hukuktan, insanlıktan yana bir tavır konulması gerekirken, bir gün öyle, bir gün böyle tavır geliştirmeyi tercih ediyor.
BDP, bir anlamda terör örgütünü masum gösterme çabalarını bırakmalı, bu tür olaylarda daha önce yaptığı gibi göstermelik kınamaları bırakarak terör örgütünün ortadan kaldırılması için gerçek anlamda irade ortaya koymalıdır.
Türkiye'de demokratik zeminin bu kadar güçlü olduğu, demokratik kanalların her açıdan açık olduğu bir dönemde yeni anayasanın konuşulduğu, tartışıldığı bir dönemde BDP'nin böylesi terör eylemlerinin arkasında olmamalıdır.

Zaman geçmeden
Herkes tavrını net koymalıdır.
Ya terörden yanadır, şiddetten yanadır, ya da barıştan ve uzlaşmadan yanadır. Gün, demokrasiden, insan haklarından, hukuktan, insanlıktan yana olanların tavır koyacağı günlerdir.
Masum Kürt vatandaşlarımız da gerçekleri görüyor. Tüm vatandaşlarımız, bu elim olayı kınamalı, sadece kınamakla kalmamalı terörün sonlandırılması için gereken her şeyi yapmalıdır.
Benzer hemen her olaydan sonra yapılan sağduyu çağrısının lafta kalmadığını herkes göstermeli ve bu amaca yönelik olarak terör, ona bulaşanlar ve kaynaklarının yok edilmesine çalıştığımızı zaman geçmeden göstermeliyiz.
Tarih, "Büyük Türkiye" yürüyüşünün içten ve dıştan ne yapılırsa yapılsın durdurulamadığını muhakkak yazacaktır.