BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 7 Ocak 2011

Hikmet Çetin'den 'vizyon misyon dengesi'

12 Eylül referandumunda kabul edilen Anayasa paketi, Ombudsman(kamu denetçisi) sistemini hukukumuza kazandırdı.
Ombudsman şikayetleri ve bir takım teşebbüsleri ele alıp değerlendiren ve bunlara her iki taraf içinde tatmin edici çözümler bulan kişidir.
Ombudsman için kamu denetçisi, arabulucu, kamu hakemi, medeni hakların savunucusu, parlamento komiseri gibi tanımlamalar teklif edilir.
Türkiye tarihinin en önemli eşiklerinden birini yaşıyor. Büyük değişim ve dönüşüm hamlelerine tanık oluyoruz. Böyle dönemlerde, bazı isimlerin "fiili Ombudsman" konumunda olması önem kazanmaktadır.
Hikmet Çetin, devlet ve siyaset adamlığıyla, diplomatik misyonuyla "fiili bir ombudsman" konumunda bulunan bir isimdir.
3. Büyükelçiler Konferansı'nın açılışına katılan Hikmet Çetin'e dış politikada yaşananları sordum.
Büyükelçilerin Ankara toplantısını, çok olumlu bulduğunu belirtti, vizyon ve misyon dengesinin önemine işaret etti. Türkiye'nin dış politikada bir vizyon koymasını anlamlı bulan Hikmet Çetin, "Teoriyle pratik arasındaki denge sağlanırsa, mutlaka başarılı olunacaktır" diye konuştu.
Büyükelçiler toplantısında ana tema "vizyoner diplomasi" olarak işleniyor. Son dönemde dış politikanın geçirdiği dönüşüm ve önümüzdeki döneme ilişkin hedefler masaya yatırılıyor.
Bu toplantının izlerini sürersek, Türkiye'nin bir 'akil ülke'ye dönüşmesi, dış politikaya getirdiği 'proaktif' yaklaşım çerçevesinde diplomatlarımızın yenidünya felsefesine uygun davranmaları mümkün olacaktır.
Hikmet Çetin'in deyimiyle, vizyon ve misyon arasındaki dengeyi kuracak Türkiye'nin başarılı olmaması mümkün değildir.

Görev istenmez, verilir

Siyasette önemli işler yapmış isimlere yönelik bir kural vardır. Bu kuralda görev istenmez, görev verilir ve hiçbir zaman verilen görevi küçümsemeden elden gelenin en iyisi en güzeli yapılmaya çalışılır.
Hikmet Çetin'e, 12 Haziran'da milletvekili adayı olup olmayacağını sordum.
Siyasi kuralı hatırlattı, "Görev verilirse, teklif yapılırsa millete hizmetten kaçmam" dedi.
Türkiye'nin büyük değişim ve dönüşüm yaşadığı bir dönemde yapılacak 12 Haziran seçimlerinde, "akil adam" konumunda olan ne kadar fazla isim Meclis'e girerse Türkiye için iyi olacaktır düşüncesi genel kabul görüyor.

* * *
2011 İÇİN İKİ SENARYO
12 Haziran 2011 genel seçimlerine adım adım yaklaşırken, anketler dikkatle değerlendiriliyor. 2011 seçiminin eşiği de ortaya çıkıyor:
Yüzde 37 oy. Konda Araştırma'dan Bekir Ağırdır'ın "yüzde 37 oy" açıklaması dikkati çekiyor.
AK Parti'ye dair senaryo:
AK Parti kitle partisi, ülkenin her yerinde önemli bir oy oranına sahip, AK Parti'nin kazanacağı milletvekili sayısını belirleyecek etmen kendi oy oranı değil karşısındakilerin oy oranı olacak.
AK Parti yüzde 38,5 ile 40 aralığında oy aldığında 276-290 milletvekilliği, yüzde 41 ile 45 oy aralığında 290-330 milletvekilliği, yüzde 46-51 oy aralığında 330-366 milletvekilliği, yüzde 52'yi geçerse de 367 ve üstü milletvekilliği kazanacak.
Görüldüğü gibi iktidardan düşmesi için, AK Parti'nin oyunun yüzde 38'in altına düşmesi gerekiyor veya diğer partilerin oy oranlarının çok ama çok daha fazla artması gerekiyor.
CHP'ye dair senaryo:
CHP'nin olası oy oranlarıyla kazanacağı milletvekilliği sayıları şöyle: CHP: yüzde 25-28 oranında oy alırsa 140-160 milletvekilliği, yüzde 29-32 oranında oy alırsa 160-180 milletvekilliği, yüzde 32-36 oy alırsa 181-195 milletvekilliği kazanacak. 200 milletvekilliğini aşması için CHP'nin yüzde 37 oy oranını aşması gerekiyor.