Tarihi 14 Haziran 2013

Kim takar halkı

İki haftayı aşkın bir süredir hep aynı çağrıları dinledik. Kimi, "Halkın sesine kulak verilsin" dedi. Kimisi "Ben halkım, halk burada" sloganları attı. Bazıları da "Halkla kavga edilmez" diye ahkâm kesti.
Bütün söylemler ve eylemler halk üzerine kurgulandı...
Herkes, "halk savunuculuğuna" soyundu. Halk adına garip, anlaşılmaz ve absürt dayatmalar ortaya çıktı.
Yurt dışında ve özellikle batıda da "Halkın idareye karşı baş kaldırdığı" yönünde haberler ve yorumlar yapıldı.
Sonra ne oldu? "Madem öyle" denildi:
- Bir de halka soralım. Bakalım Gezi Parkı konusunda ne düşünüyor! Haydi referanduma gidelim. "Halkın sesine kulak verilmeli" diyenler hemen yan çizdi.
"Halk zaten ne düşündüğünü eylemlerle gösterdi" türünden garip açıklamalar yapıldı. Hükümet'e, 3. Boğaz Köprüsü'nden İstanbul'a yapılacak yeni hava limanına kadar dayatmalarda bulunup aba altından "Yoksa karışmam ha" diye sopa gösterenler, "Biz cevap vermeye yetkili değiliz" açıklaması ile kıvırdı.
Hiç biri referandum fikrine yanaşmadı.
Bir anda "halk" ve "halkçılık" adına yapılan o bütün açıklamalar kayboldu. "Şimdi ne gereği var halka sormanın" düşüncesi hakim oldu.
Bazıları da topu auta attı:
- Olay yargıda ve bu yüzden referandum yapılmaz.
En sıkışıldığı anda beklenen can simidi ise, Danıştay Başkanı Hüseyin Karakkullukçu'dan geldi:
- Bunu referandum olarak algılamıyorum. Daha çok kamunun istek ve arzusunu ortaya çıkarmak için yapılan bir oylama. Bu, yargı kararının önüne geçemez. Hukuk devleti deyince yargı kararı esastır.
Bitti, bu kadar!..
Nereye gitti halk ve halkın istekleri?
***

Şimdi ne olacak biliyor musunuz?
İsterseniz, iddiaya girişelim...
Hukuku hiçe sayanlar, kanunsuz gösterilerle kamu düzenini alt üst ederler, kamunun ve vatandaşın malına saldıranlar, molotof kokteylleri, taş ve sopalarla sağı solu harap edenler, "hukukun üstünlüğünün" savunucusu olacaklar! "Halk" gidecek, yerine "hukuk" gelecek.
Yine aynı gruplar tepkilerini sürdürecek. Ancak, "Halka kulak verin" söylemleri, yerini "Kim takar halkı" anlayışına terk edecek.
Bekleyin, aynıyla vaki olacak ve hep birlikte göreceksiniz!
***

İş nasıl da tersine döndü?..
Yine başladığımız noktaya geldik.
Kısa bir süredir halkla birlikte görüntü vermeye çalışan dayatmacı düşünce sahibi elitler ve marjinal gruplar, yine eski konumlarını aldılar. Yine "halk" düşüncesinden uzaklaştılar.
Peki ne oldu?..
Halkı hiçe saymakla, dayatmalarda bulunmakla suçlananların ise, "Bırakın, halk karar versin" noktasında oldukları görüldü.
Baştan beri üzerine basa basa vurguluyorum. Bir alevdi, parladı ve söndü!
***

Şimdi bu yaşananlardan herkesin çıkarması gereken önemli dersler var. İktidar Partisi sözcüleri zaten söylüyorlar. Olayları masaya yatırıp "Nerelerde hatalar var?" sorusuna cevap aradıklarını sürekli tekrarlıyorlar.
Muhalefette ise çıt yok. O tarafta hamam da aynı tas da...
Bence asıl muhalefetin ciddi bir özeleştiri yapması gerekiyor.
Çünkü, son olaylarda onlara çok ciddi mesajlar var!