Tarihi 2 Mayıs 2013

Kürt katillerine destek

Türkiye' de son derece garip işler oluyor.
Akıllara durgunluk verecek gelişmeler yaşanıyor. Yine de kimse konuşmuyor, kimse sesini çıkartmıyor, kimse tartışmıyor.
Oysa, bütün olan bitenden kamuoyunun da haberdar olması gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde ilginç bir gelişme yaşandı. BDP'li Sırrı Süreyya Önder, basın mensuplarına 24 Nisan'ın "Ermeni halkının ulusal yas ve acılarını paylaşım günü" ilan edilmesi için TBMM'ye kanun teklifi vereceklerini söyledi.
Ardından BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, TBMM Başkanlığı'na, "1915 Tehciri sonrası meydana gelen katliamların araştırılmasına dair" bir önerge verdi.
Yetmedi, bitmedi, bazı BDP'liler Ermenilerle kol kola girip, 24 Nisan'da Taksim'de yapılan gösterilere katıldı.
Yıllardır, her 24 Nisan'da Türkiye'yi dışarıda sıkıştırmak isteyen koroya içeriden BDP'liler de katıldı.
Bir yandan "barış" ve "kardeşlik" nutukları atan BDP'liler, ortaya çıkan "yumuşamayı" fırsat bilerek bu ülkeyi sırtından hançerlemeye başladı.

* * *
Oysa, BDP bu tür adımları atacak en son siyasi parti olmalı. Çünkü, sergilediği tavır, bugüne kadar izlediği politika ile taban tabana zıt. Nedir BDP'nin referansı?..
Bugüne kadar ortaya koyduğu görüntü, bütün Türkiye'yi kucaklayan bir yaklaşım içinde olmadığını gösteriyor. İmralı ile yatıp Kandil ile kalkıyor. Bölücü teröristlerle kucak kucağa, yan yana fotoğraf veriyor. En önemli referansı Kürtçülüğe dayanan etnik ırkçılık! Peki o zaman sergilediği bu tavra ne demeli?
Geçmişte, Ermeni çetelerinden en büyük zulmü, bu topraklarda yaşayan Kürtler gördüler. Taşnak ve Hınçak komitelerine bağlı silahlı gruplar, Doğu ve Güneydoğu'da Kürt köylerini bastılar.
Genç, yaşlı, çocuk demeden o köylerdeki bütün erkekleri öldürdüler. Kadınları ve kızları kaçırıp ırzlarına geçtiler.
O dönemde vahşetin her türünden örnekler sergilendi...
Camilere, evlere doldurulup ateşe verilenler oldu. Toplu kurşuna dizilmeler yaşandı. İnsanlar süngülerle delik deşik edildi. Ellerinden ayaklarından duvarlara çivilenip işkence ile öldürülenlere rastlandı.
Minicik çocukların kafalarını kesip top diye oynadılar. Hamile kadınların karınlarını yarıp bebeklerini çıkardılar.
Üstelik, bütün bu katliamlar sistemli bir biçimde gerçekleştirildi. Bir, üç, beş değil, yüzlerce katliam yaşandı. Tamımı belgeli, hepsi kayıtlara geçmiş durumda. Osmanlı arşivleri örneklerle dolu.

* * *
Tabi sistemli Ermeni saldırıları sırasında karşılıklı kıyımlar da yaşandı. Kendilerini korumaya çalışan Kürt köyleri de silahlandı.
Onlar da Osmanlı'yı arkadan hançerlemeye çalışan Ermeni çeteleri ile çatıştı.
BDP'liler, Ermeni çeteleri ile en büyük mücadeleyi veren Hamidiye Alaylarına baksınlar. Acaba kimlerden oluşuyordu?
Ayrıca, hiç tartışmaya, belge araştırmaya gerek yok. O dönemde Ermenilerin Kürtlere karşı uyguladığı mezalimin izleri hala duruyor. Van'ın eski yerleşim bölgelerine gidip baksınlar. Taş üzerinde taş kalmadı.
İşte BDP uğruna mücadele yürüttüğünü iddia ettiği Kürt vatandaşlarımızın katillerine bugün itibar kazandırmaya çalışıyor!
Bu işte bir sakatlık var...
Ya bu ülkeye duydukları nefret akıllarının önüne geçmiş, ya Kürt vatandaşlarımızla ilgili söylemlerinde hiç samimi değiller, ya da işin içinde başka bir iş var!

* * *
Keşke BDP'li Pervin Buldan'ın verdiği "Meclis Araştırma Önergesi" kabul edilse... Keşke bölgede ciddi araştırmalar yapılsa... Keşke milletvekilleri uzmanlarla birlikte Osmanlı arşivlerine girip belgeleri ortaya çıkarsa...
Bu arada, MHP'li eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu, elinde bunduğunu söylediği belgeleri kamuoyu ile paylaşsa. "Ermeni dönmesi Kürtler'in" kimler olduklarını açıklasa...
Her şey bütün şeffaflığı ile ortaya dökülse.
Kamuoyu bilgi sahibi olsa, olup biteni bütün açıklığı ile görse, kim kimdir tanısa.
Ne iyi olurdu!