Tarihi 2 Nisan 2013

"Düşman"la kuçaklaşmak!

Murat Karayılan, PKK'nın geri çekilmesi için belli grupların "ikna edilmesi" gereğinden bahsetmişti.
Basında da Kandil'de "ikna toplantıları" yapıldığına dair çeşitli haberler yer almıştı...
Bu toplantılar gerçekten yapılıyor mu?
Yapılıyorsa kimler konuşuyor ve neler söyleniyor?
Bunların hiç birini bilmiyorum.
Dün, PKK'nın internet sitelerini açtım. İknaya yönelik herhangi bir çaba olup olmadığına baktım.
Yoktu!
Tam tersine, PKK ve KCK tezlerini savunan yayınlar devam ediyordu.
"Geri çekilmenin zorluklarından" bahsediliyordu. 1999'da geri çekilen teröristlerle yapılan röportajlara yer veriliyordu. Onlar da "Bu iş kolay değil" türünden yorumlar yapıyordu:
- Aylar sürer.
Bir "düşman" söylemidir devam edip gidiyordu...
Konuşan PKK'lıların hepsi de Türk Ordusu için "düşman kuvvetler" değerlendirmesi yapıyor, tamamı Türk Askerine "düşman" diye hitap ediyordu.
Ne barışa vurgu vardı, ne de kardeşliğe!
Birliktelikten bahsederken bile ayrılık körükleniyordu. PKK kanadında hamam da tas da aynıydı.

* * *
Ardından bizim gazeteleri karıştırdım...
Terör örgütünün bu tavrını görene de eleştirene de "Nedir bu düşman söylemleri?" diyene de rastlamadım.
Ama Başbakan'a takılanlar vardı.
Bazıları, Erdoğan'ın söylediği cümleleri alt alta sıralamış, üslubunu eleştiriyordu...
Neymiş, Başbakan, "PKK'lılar silahları bırakıp öyle çekilsinler" demiş.
"Terörle mücadelede biran olsun rehavete kapılmayız" cümlesini kullanmış. "Teröre karşı operasyonların durmayacağını" söylemiş. Vesaire, vesaire...
Eyvah ki ne eyvah! Olacak iş değil...
Onlara bakılırsa, Başbakan, sürece balta vuruyordu!
Kandil'deki terörün lideri Karayılan'a sorsalar, herhalde ancak bu kadarını söyler, daha da ileri gitmezdi.

* * *
Bazı çevreler "çözüm" kelimesinin içini bakın nasıl doldurdular...
Artık teröriste "terörist" diye hitap etmeyeceksin. Elinde silahla ortalık yerde dolaşmasına ses çıkarmayacaksın. Sırtlarını sıvazlayacak, daha da ileri gidecek, karakollara saldırırken ölen teröristlere "şehit" diyeceksin. Kırılmasınlar, üzülmesinler, gücenmesinler diye üzerlerine titreyeceksin.
Terörist, askerimize "düşman" demeye devam edecek. Hiç önemsemeyecek, kesinlikle üzerinde durmayacaksın.
Herhangi bir tepki vermeyecek, ses çıkamayacak, duymazlıktan geleceksin.
Tersini yapanları da "süreci baltalıyorlar" diye eleştireceksin!

* * *
İşte bazı çevrelerin "çözüm süreci" denildiğinde anladıkları bu!..
Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrıdan bile ilerideler. Öcalan, silahın gündemden kalkması gerektiğini söylüyor. Bunlar, elinde silahla gezenlere "terörist" diye hitap edilmesinden rahatsız oluyor. Öcalan, barış içinde bir arada yaşamaktan ve birlikten bahsediyor.
Bunlar, Öcalan'ın sözlerine rağmen "düşman" edebiyatını devam ettiren Kandil'le değil, Başbakan'la uğraşmaya devam ediyor.
Terör Örgütü içinde "savaş" çığlıkları atanlar da muhtemelen zevkten dört köşe.
Bunların yazdıklarını okuyor ve zil takıp oynuyor!

* * *
Teröre karşı bir irade oluşmuş durumda.
Bu ülkede sadece süreci destekleyenler değil, karşı çıkanlar da terörün son bulmasını istiyor.
Elde bir de Terörist Başı Apo'nun yaptığı "silah bırak" çağrısı var.
Bunlar ise, yıllardır kan döken terör örgütüne yüklenip "acele et ve çek git" diye sıkıştıracakları yerde, Başbakan'ın söyledikleri ile uğraşıyor.
Zor, Türkiye'nin işi gerçekten çok zor!