Tarihi 1 Nisan 2013

Bunların tamamı piyon

Uzun yıllar kapalı kapılar ardında devam eden tartışma yeniden alevlendi. Bu defa yasa dışı örgüt dergileri ve internet sitelerini aşıp, ulusal medyaya sıçradı.
Gazeteler manşet attı: "Esad'ın yeni piyonu DHKP-C."
Doğru, DHKP-C bir piyon.
Kaçakçılık şebekeleri dahil herkes tarafından kullanılıyor. Örnek mi istiyorsunuz, işte size Gün Sazak cinayeti!
Suriye'ye gelince...
Piyon kullanma işi orada babadan oğula geçen eski bir sanat.
Suriye'deki BASS Rejimi, Abdullah Öcalan ve PKK dahil, Marksist-Leninist pek çok örgütü yıllarca kullandı.
En çarpıcı örnek, 1980 öncesi özellikle Ankara'da hayli etkili olan THKP-C Acilciler örgütü. Bu örgüt, Bugünkü Suriye Diktatörü Beşar Esad'ın babası Hafız Esad tarafından dilediği gibi yönlendirildi. Acilciler, yıllarca Suriye Gizli Servisi El Muharebat'ın Türkiye Şubesi gibi çalıştı.
Bombalamalar yaptılar...
Ülkücü gençleri katlettiler...
Sol içinde kanlı infazlar gerçekleştirdiler.
Hep Suriye'nin çıkarlarına hizmet ettiler.
Miraç Ural, 1980 Darbesinden önce THKP-C Acilciler Grubu'nun önemli isimlerinden biriydi. Darbenin ardından Suriye'ye kaçtı. Önce Baba Esat tarafından koruyup kollandı. Şimdi de Oğul Esat'a hizmet etmeyi sürdürüyor. Miraç Ural, "Mukaveme Suriye" isimli milis grubunun başına geçti. Cinayet işlemeye devam ediyor.
Bu adamın yolu geçmişte Abdullah Öcalan'la da kesişti. Suriye'de birlikte icra-i faaliyet ettiler. Yan yana fotoğrafları geçmişte bazı gazetelerimizde yayınlandı.
Adam, öylesine ayağa düştü ve deşifre oldu ki, örgütün bugünkü uzantıları, O'nu "hain" ilan etmek zorunda kaldılar.

***
Acilciler, 1974-1975 yılları arasında Ankara'da kuruldu...
ODTÜ'de sol içinde mücadele yürütüyor, Beşevler'de ülkücü gençleri kurşunluyordu.
Ayrıca, Suriye'den gelen talimatlar doğrultusunda bombalama eylemleri gerçekleştiriyordu.
Bu Marksist-Leninist örgüt, sözde halktan yanaydı. Liderleri sürekli olarak "ezilenler" nutukları atıyordu. Diğer yasadışı sol fraksiyonlardan bir farkı yoktu.
Onlar, Rusçu, Maocu ya da Enver Hocacıydı. THKP-C Acilciler isimli örgüt de Hafız Esad'çı.
O dönemde örgütün liderlerinden Selahatin Güleç, MİT ve siyasi polisin ilginç bir operasyonu sonucu yakalandı.
Nerede mi?
Pavyonda!
Operasyon dediysek, lafın gelişi.
Selahattin Güleç, o kadar çok pavyona gidiyor ve öylesine deşifre olmuştu ki, MİT elemanları kendisini eliyle koymuş gibi buldu.

***
1980 öncesi örgütün önemli isimlerinden biri de Engin Erkiner'di. Polis tarafından pek çok eylemden dolayı aranıyor, gazetelerde resimleri yayınlanıyordu.
O resimlerden biri tıpatıp bana benziyordu. Hiç unutmam, bu yüzden bazı arkadaşlar tarafından şaka olsun diye bana da "Acilci" adı takılmıştı.
Aradan yıllar geçti, Engin Erkiner "yenildik" dedi. Hem de rezil bir şekilde!
Öz eleştiri yapıp "Neden bu kadar rezil duruma düştük?" sorusunun cevaplarını da peş peşe sıraladı:
12 Eylül sonrası işlenen ilk sol içi cinayetlerde bizim imzamız var. (12 Eylül'den öncekilerden bahsetmedi.)
THKP-C Acilciler, El Muharebat'ın (Suriye Gizli Servisi) Türkiye'deki bir uzantısı haline geldi.
Muharebat ile anlaşılarak ANAP bombalamaları yapıldı.
Engin Erkiner,
kendi ifadesi ile zaman içinde "rezilliği" gören bir örgüt lideri!
Ancak, halen işleri tıkırında gidenler bu rezilliğin bir parçası olduklarından seslerini çıkartmıyorlar; kandırılanlar ise zaten göremiyorlar.
Durum bu olunca Ergin Erkiner'in değimi ile "rezillik" devam ediyor. Acilciler adına Suriye'ye giden Zerrin Sarı, Lazkiye'deki DHKP-C kamplarını ziyaret ediyor.
"Güç Birliği Anlaşması" yapıyor.
Peki bu "Güç Birliğini" kimler istiyor?
Onları piyon olarak kullanan patronları!