Tarihi 18 Şubat 2013

Başbakan'ın yaşamak istediği şehir

Bir yıl kadar önceydi. Başbakan Erdoğan, Kayseri'de incelemelerde bulunduktan sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki'ye, "Sana bir şey söyleyeyim mi?" dedi:
- Eğer İstanbul'da değil de Anadolu'da yaşayan bir insan olsaydım, mutlaka gelir Kayseri'ye yerleşirdim.
Neden?
Çünkü, Kayseri problemsiz ve aynı zamanda moral veren bir şehir.
Üstelik, bütün dezavantajlarına rağmen!..
Tarım için verimli toprakları yok; ekip biçemiyor. İklim avantajına sahip değil. Sınır şehirlerimizin imkanlarından mahrum. Ayrıca, deniz kıyısında da değil, Anadolu'nun tam ortasında. Buna rağmen ağlamıyor, sıkıntı üretmiyor; devletten herhangi bir talepte bulunmuyor. Kendi yağıyla kavruluyor ve sürekli gelişiyor. Ya alıp satıyor, ya da üretip satıyor. Peş peşe geliştirdiği projeler ve temel atma törenleri ile devlet yetkililerine moral pompalıyor. Başbakan da bu yüzden Kayseri'yi bütün Anadolu için "model bir şehir" olarak düşünüyor.

* * *
Mehmet Özhaseki, 19 yıldır Kayseri'de belediye başkanı...
Anadolu'da pek çok şehir ağlayadursun, bundan 15 yıl önce altyapı yatırımlarını bitirdi. Belediyecilikte yapılacak ne varsa büyük ölçüde tamamladı. Parkları ve bahçeleri yüz kattan fazla büyüttü. El arabaları ve at arabalarını tarihe gömdü.
Dolmuşları tamamen kaldırıp, yerine raylı sistemi getirdi. Şimdi başka işlerle uğraşıyor.
Şehri kalkındırıyor. En büyük avantajı da Kayseri insanının CHP'lisi ve MHP'lisi ile kendisine verdiği destek. Konu Kayseri ve kazanımları olunca, bütün bir şehir ortak hareket ediyor.
Neler yaptığına gelince...
* Kızılırmak üzerine bir baraj kurdu. Böylece 70 kilometre uzunluğunda bir su kitlesi oluştu. Şaka değil, Kayseri'ye deniz geldi.
*
Belediye desteği ile Erciyes'te muhteşem bir kayak merkezi yapılıyor. Projenin yüzde 80'i tamamlandı.
* Anadolu'nun ortasındaki bir şehirde ikinci devlet üniversitesi ortaya çıktı.
*
Kayseri, peş peşe yapılan spor tesisleri ile önemli bir spor merkezi haline geldi.
Bu yatırımlar 2 yıl sonra asgari 5 bin kişiye iş imkanı sağlayacak.

* * *
Kayseri'deki ikinci devlet üniversitesinin hikayesi oldukça çarpıcı...
Kayseri, bir devlet üniversitesine sahip olduğu için ikincisi için izin alınamadı. Bunun üzerine bütün Kayseri el ele verdi. Önce bir arsa bulundu. Belediye altyapıyı üstlenmeyi taahhüt etti. Kayserili hayırseverler de "Siz yeter ki izin verin, binaları biz yapacağız" dedi.
Yetmedi, bu kadarla da kalmadı...
Bir vakıf kuruldu. Bu vakıf ise, üniversite hocalarının maaşlarını ödemeyi üstlendi. 30 hayırsever birer milyar lira koydu. Bankada 30 milyar birikti.
Ve Abdullah Gül Üniversitesi'ne izin çıktı. Kayseri insanı, devlete bir kuruş yük olmadığı gibi Türk eğitimine bir üniversite kazandırdı. İşte, Başbakan Erdoğan'ın, Kayseri'yi Anadolu için "örnek şehir" haline getirme projesinin altında bu ruh yatıyor! Şimdi kimse darılmasın, kimse kızmasın. Onca avantaja rağmen, devlet kapısında bekleyen şehirlerimiz ağlayadursun... Bütün dezavantajlarına rağmen iç dinamiklerini hayata geçiren Kayseri, gelecek on yılların projelerini geliştiriyor. Artık Kayseri, avantajlarını göremeyen ve onlardan yararlanamayan pek çok şehirden göç alıyor. Çünkü, insanımız daha iyi yerlerde daha mutlu yaşamak istiyor!

* * *
Kayseri'de Özhaseki işi bitirmiş!
Bugün, Kayseri ve Civarı Elektrik Şirketi'nin yüzde 51'lik payını eline geçiren bir belediyenin başkanlığını yapıyor. Hizmet sektöründe büyük bir patlama yaşanıyor. Kış turizmiyle ilgili yeni bir sanayi gelişiyor.
Sadece Erciyes'teki Kış Sporları Merkezi ile önümüzdeki her yıl 100 milyon Avro doğrudan, 100 milyon Avro da dolaylı döviz girdisi bekleniyor.
Kayseri, Konya gibi hem bu ülke insanının ortak değerlerini koruyor; hem de Türkiye'ye yeni bir kalkınma modeli sunuyor. Darısı, elindeki imkanları harekete geçirmeyip gözünü devlete diken ve her şeyi devletten bekleyen diğer illerimizin başına!