Tarihi 4 Şubat 2013

Bombanın arkasındaki gerçek

Verilen rapora bakılırsa, tek başına yürüyemeyecek ve yemek bile yiyemeyecek halde olması lazım. Ancak, Otabancasıyla çatışmaya hazır, vücuduna bomba yerleştirilmiş bir halde ABD Elçiliği'nin önüne geliyor.
Güvenlik görevlilerini ustaca yanıltıp içeri giriyor. Seri bir hareketle üzerindeki bombayı patlatıyor.
"Wernicke Korsakoff" teşhisi ile cezaevinden tahliye edilen Ecevit Şanlı, sağlam insanın bile gerçekleştirmesi güç bir eyleme imza atıyor.
Ama, yıllar önce verilen rapora bakılırsa, kendi kendini idareden bile aciz! Üstelik, sağda solda aynı durumda olan yüzlercesi var.
Hangisinin ne zaman ne yapacağı belirsiz!
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer, bu teröristlerden 200'den fazlasının cezasını kaldırıp, dışarı çıkmasını sağladı. Ayrıca, büyük bir bölümü de Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporlar üzerine "şartlı" olarak bırakıldı.
Sonra neler olduğu ortada:
Ecevit Şanlı izini kaybettirdi. Yurt dışına kaçtı, uzun süre Almanya'da yaşadı.
Ardından sahte kimlikle yurda giriş yapıp kanlı bir eyleme imza attı.
Aynı örgütün Ankara Sorumlusu Mustafa G de "hastalık" gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Sezer tarafından affedildi.
Dışarı çıkar çıkmaz bomba eğitimi vermeye başladı. Şengül A ve İhsan C'yi eğitti. Şengül A, Ankara'da üzerindeki bomba patlaması sonucu parçalandı. Aynı olaya katılan İhsan C ise yakalandı. İlginçtir, İhsan C'nin de Sezer tarafından affedildiği ortaya çıktı. Yetmedi, bitmedi bu kadarla kalmadı...
Yine Sezer'in affettiği Mürşit Aslan, Mardin'de PKK adına para toplarken yakalandı.
2010 Yılı'nda Başkent sokaklarını "Wernicke Korsakoflular ve Eski Mahpuslarla Dayanışma Girişimi" afişleri ile donatıp eğlenirlerken görüntülenen teröristler de Sezer tarafından affedilmişti.
Emniyet'in raporlarına göre, Tunceli'de çıkan silahlı çatışmada ölü olarak ele geçirilen Okan Ünsal, Berna Ünsal, Ökkeş Karaoğlu ve Cemal Keser gibi DHKP-C militanları da Sezer'in özel affı sonucu dışarı çıktı. Sezer'in affettiği Cengizhan Pilav, Tunceli'de DHKP-C'nin askeri kanat sorumlusu olarak faaliyetine devam etti.
Daha sonra güvenlik güçlerince yakalandı.
Ahmet Necdet Sezer, son dönemde af yetkisini en fazla kullanan Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Tam 260 mahkumun cezasını kaldırdı. Bunların neredeyse tamamına yakını da DHKP-C, Dev-Sol, PKK, THKP/ML ve TİKKO gibi yasa dışı silahlı örgütlerin militanlarıydı.
Sezer tabii ki cezaevlerindeki militanların listelerine bakıp "Şunu da bunu da affedeyim" demedi. Af talepleri, Adli Tıp Kurumu'nun raporları ile birlikte Adalet Bakanlığı tarafından kendisine gönderildi.
O da yetkisini kullanıp, neredeyse tamamını serbest bıraktı.
Sayı belli değil, ancak ayrıca yine Adli Tıp Kurumu raporları üzerine pek çok "Wernicke Korsakofflu" da savcılıklar tarafından "şartlı" olarak tahliye edildi.

* * *
Şimdi sorulması ve cevabı bulunması gereken o kadar çok soru var ki...
- Polisle çatışabilecek, bomba eğitimi verebilecek ve bomba imal edebilecek kadar sağlam olan bu teröristlere "hasta" raporları nasıl verildi?
-Bu raporların altında kimlerin imzaları var?
-Elinde büyük imkanlar bulunan Cumhurbaşkanı Sezer, bu teröristlerin gerçek durumlarını neden araştırmadı?
Niye önüne gelen listenin tamamına yakınını onayladı?
-Adli Tıp Raporları üzerine "şartlı" olarak bırakılan teröristleri istihbarat birimleri niye sıkı bir takibe almadı?
Neden, neden, neden?..
Ayrıca, "Ağır hasta" diye salıverilen ve terör örgütleri ile irtibat halinde olup, her an karşımıza çıkabilecek daha kaç kişi var?
Bence çok var. Çünkü, "ağır hastalığı" sebebiyle Cumhurbaşkanları tarafından cezası kaldırılan ya da "şartlı tahliye" edilen yüzlercesi içinden bir PKK'lı kadın hariç ölen olduğunu hiç duymadım.
Araştırılması ve üzerine titizlikle gidilmesi gereken vahim bir durumla karşı karşıyayız.
Ama kimsede çıt yok, herkes suskun. Çok garip değil mi?