Tarihi 8 Ocak 2013

Umut Apo'nun ekmeği

Tamı tamına 13 yıl oldu. Abdullah Öcalan, dış dünyadan tecrit edilmiş durumda. Örgütten ve Türkiye gerçeklerinden kopuk bir hayat sürüyor.
Başbakan'ın, "Af da ev hapsi de yok" açıklamasına bakılırsa, kendisi açısından ufukta bir değişiklik de görünmüyor.
Ama umut fakirin ekmeği!
Abdullah Öcalan farklı düşünüyor. Her fırsatta "Ben rahatlarsam, örgüt üzerinde daha etkili olurum" demesi bunun en büyük göstergesi. Öcalan'da "Devletle uzlaşırsam, rahatlarım" düşüncesi hakim!
Uzunca bir süredir, durumunu iyileştirmek için çırpınıp duruyor. Belli ki içeride geçen yıllar canına "tak ettirmiş" durumda. Apo, kendisine bir çıkış yolu arıyor.
Peki, devletle uzlaşarak, örgütü kullanarak ve biraz da dış baskılardan yararlanarak bu amacına ulaşabilir mi?
Bugünkü şartlar altında imkânsız görünüyor.
Ama, dediğim gibi umut fakirin ekmeği.
Görünüşe bakılırsa, Öcalan hiçbir şekilde umudunu yitirmiş değil.
Türkiye için bulunmaz fırsat!
Kimsenin şüphesi olmasın, İmralı ile yapılan görüşmeler sırasında Abdullah Öcalan elinden geleni yapacak.

* * *
Peki, Öcalan'ın çabaları yeterli olacak mı? Gerçekten terör örgütü elindeki silahları bırakacak mı?
İşte bu zor!
Örgüt, halen Öcalan"önder" olarak görüyor; ama bu sembolik. Nitekim, yakalanıp Türkiye'ye getirildikten hemen sonra sonra, Kandil'den "O, şu anda tutsak" açıklaması yapılmıştı. O yüzden de söylemlerinin örgütü bağlamayacağı açıklanmıştı.
Bugün de benzer açıklamalar gelmeye başladı. Murat Karayılan, sürecin önünü kesmeye yönelik açıklamayı yaptı:
- Devlet, eğer Kürt sorununun çözümünü değil de bizim çözülmemizi düşünüyorsa yazık eder.
Bu açıklama, açıkça "Biz istediklerimizi almadan silah bırakmayız" anlamına geliyor!
Ayrıca, Türkiye'nin karşısında tek bir PKK yok. Çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıyayız...
PKK ve KCK'ya hükmeden Kandil en önemli güç. Üstelik, kendi içinde çok çeşitli görüşleri barındırıyor.
Örgütün bir de Avrupa ayağı var.
BDP ve DTK önemli aktörler.
Bunlara Türkiye içindeki sempatizan kesimi de eklemek lazım.
Yetmez, ayrıca yıllardır bu örgüte destek veren, yönlendiren ve zaman zaman da kullanan dış güçler var. Başta İsrail geliyor. İran ve bugünkü yapısı ile Suriye pazılın önemli parçaları. Bazı Avrupa ülkelerini de unutmamak gerek. Doğal olarak hiç biri örgütün silah bırakmasını istemeyecek.

* * *
PKK, sadece ideolojik bir örgüt değil.
İçinde bazı mafyatik grupları da barındırıyor. Uyuşturucu ve insan ticareti yapıyor, sigara ve mazot kaçakçılığından para kazanıyor. "Vergi" adı altında büyük rantlar topluyor...
Siz böyle bir yapıya "Tamam artık bitti, paydos" diyebilir misiniz? Hadi dediniz diyelim, ne kadar etkisi olur?
Yıllardır tatlı kazançlar elde etmeye alışmış baronlar, vazgeçebilirler mi bu alışkanlıklarından?
Kim dinler Öcalan'ı!
Apaçık ortada ki, Türkiye çok zor bir sürecin içinde...
Elde sadece yaşı 70'e dayanmış, eli kolu bağlı bir Adbullah Öcalan var. Bu yüzden de iyimserlik hayallerine kapılmamak lazım.

* * *
Büyük beklentiler içine girilmesi yanlış, ama Öcalan her şeye rağmen önemli bir figür. Örgüt tabanı üzerinde küçümsenmeyecek bir etkisi var.
Varsın, "Devletle anlaşırsam bir gün dışarı çıkabilirim" diye düşünsün. Varsın hayalleri ve umutları hep taze kalsın.
Bırakalım, ileride şartların kendisi açısından yumuşayacağı düşüncesi içinde davranmaya devam etsin.
Bu ruh hali, Türkiye'ye fayda sağlar!