Tarihi 23 Ağustos 2011

Terör panikte

Silahlı Kuvvetlerin, Kandil ve uzantılarına yönelik hava operasyonunun ardından yaşananlar son derece düşündürücü. Aynı zamanda bu harekâtın ne kadar yerinde olduğunun da bir göstergesi.
Günlerdir terör örgütünün kontrolündeki internet sitelerini izliyorum. Çelişkiler içinde kıvranıyorlar. Panik halinde çağrılarda buluyorlar...
Terör örgütünün askeri kanadı HPG açıklama yapıyor:
- 50'nin üzerindeki uçak saldırısında sadece 3 gerilla kaybı yaşanmıştır.
Ayrıca, bazı köylerde bağ ve bahçeler zarar görmüştür.
Aynı HPG'nın diğer açıklamasında şu ifadeler göze çarpıyor:
- Sürdürülen hava saldırıları, normal bir savaşın ölçülerini aşan bir düzeye varmıştır.
Ardından bir başka açıklama geliyor:
- AKP, bu katliamın hesabını verecektir.
Bu açıklamalar da gösteriyor ki, PKK ciddi sıkıntıda. Bir yandan "can kaybı yok" diyor. Diğer taraftan "katliamdan" bahsediyor.
Hangisi doğru?
***

Terör örgütü ve kendisine yakın kuruluşların yaptığı çağrılara bakılırsa, PKK alabildiğine sıkışmış durumda...
Karayılan tehditler savuruyor:
- Savaş talimatı verirsek, Türkiye altüst olur.
PKK
'nın uzantılarından biri olan TAK, benzer açıklamalar yapıyor:
- Sivil Türkler ve turistler dahil, topyekün saldırıya geçiyoruz.
Sanki bu güne kadar yaptıkları bunlar değil de başka işlerle meşgullermiş gibi!
Bir yandan bu tehditleri savururken, diğer taraftan uzantıları vasıtası ile "Yandım Allah" çağrısı olarak özetlenecek girişimlerde bulunuyorlar. Sözde "Avrupa Barış Meclisi"ni devreye sokuyorlar:
- Derhal çift taraflı ateşkes ilan edilsin!
Bir "Akan kan dursun" sloganı tutturmuş gidiyorlar. Dün, terör saldırılarında oluk oluk akan şehit kanları karşısında kıllarını kıpırdatmayanlar, bugün PKK'lı teröristleri kurtarmaya çalışıyorlar!
***

Operasyonlar başladı başlayalı, PKK'ya yakın bütün yayın organları "barış elçiliğine" soyunmuş durumdalar Kanla ve şiddetle beslenen terör örgütünün şehir yapılanması olan KCK bile "barış" adına açıklamalar yapıyor:
- Şiddet yöntemleri ile hiçbir sonuç alınamaz.
Bunlar, "barış" ve "kardeşlik" adına mangalda kül bırakmazken, aynı yayın organlarında PKK tarafından üstlenilen eylemler sıralanıyor: " Çukurca'da HPG gerillalarının gerçekleştirdiği suikast sonucu bir asker öldü." "Siirt'te karakolda gerilla saldırısı sonucu 2 asker öldü." "Yol kesen HPG gerillalara Muş-
Bulanık karayolunda kimlik kontrolü yaptı."
"Nusaybin'de bir banka şubesine Molotof kokteyli atıldı." "AKP temsilciliğine ses bombalı saldırı düzenlendi."
Garip ve anlaşılmaz bir hal içindeler. Kendi yaptıkları kahpe terör saldırılarını "hak", teröre karşı gerçekleştirilen meşru operasyonları da "kabahat" olarak göstermeye çalışıyorlar.
***

BDP'de ise hamam da aynı tas da...
Bütün işleri ve güçleri terör kamplarındaki silahlı eşkıyayı kurtarmak!
BDP'li vekiller bir yandan "Bizim safımız kardeşlik ve barış safıdır" açıklamaları yapıyorlar. Diğer taraftan, terör örgütü PKK yandaşlarını koruyup kollamak için çırpınıyorlar. Peş peşe gelen şehit cenazeleri sırasında ellerini ovuşturanlar, gelinen noktada teröriste "canlı kalkan olmaya" soyunuyorlar.
Hiç sıkılmadan hâlâ "çözümün adresi" olarak binlerce kişinin katilini gösteriyorlar:
- Çözümün adresi Öcalan'dır.
Kendisi ile görüşmek istiyoruz.
Bence bütün bunlar "çok güzel" hareketler!..
Hem, kamuoyuna gerçek yüzlerini bir defa daha göstermiş oluyorlar. Hem de takındıkları bu tavırlarla, terör yuvalarına karşı yürütülen operasyonların ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyorlar.
Aman ellemeyin devam etsinler.
Çırpındıkça daha fazla batıyorlar!