Tarihi 9 Mayıs 2011

Başbakan'a kahır mektubu

Mektup, Gürcistan'ın 3 numaralı Batum Cezaevi 25 numaralı koğuşunda, son derece zor şartlar altında kaleme alınmış.
İçeriye dosya kağıdı bile sokulmadığından kareli bir defterin 4 sayfası üzerine yazılmış.
Ardından, bin bir güçlükle dışarı çıkarılıp Türkiye'ye ulaştırılmış.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Çetin Aydın'ın satırları "Sayın Başbakanım" hitabı ile başlıyor. Daha önce bu köşede birkaç kez dile getirilen "Gürcistan Cehennemi"ni anlatıyor... Çetin Aydın, önce Türkiye'deki durumundan bahsedip, 10 milyon Avro'luk bir yatırım yapmak için Batum'a gittiğini anlatıyor. "Acara Bölgesi Başbakanı Levon Varşolonize ve diğer üst düzey devlet görevlileri ile her gün irtibat halinde ve beraberdim" diyor: "Levon Bey'in her isteğini yerine getiriyordum. 'Şuraya bu kadar bağış yap, şu arabayı al, bizlere bağış yap' gibi isteklerde bulunuyordu. Yerine getiriyordum. Burada yüzlerce Türk'e tuzak kurarak cezaevine atan Sodi ve Kudi isimli sözde güvenlik kuruluşları var. Kudi'nin Batum'daki birinci yetkilisi Temur Vonoze benden 200.000 dolar değerinde zırhlı bir jip istedi. Ancak bunu alamadım."
Çetin Aydın
'ın satırlarına bakılırsa, bu olayla birlikte her şey tersine dönüyor. O güne kadar hiç tanımadığı kişilerin şahitliği sonucu cezaevine atılıyor. 24 yıl hapis ve 2 milyon dolar para cezası talebi ile yargılanmaya başlıyor. İlk 5 ay ne savcı, ne de hakim yüzü görebiliyor. Bu arada aracılar gidip geliyor ve para talepleri devam ediyor. Aydın, son 3 aydır yapılan 2 duruşma ile ilgili olarak da "tam bir komedi" cümlesini kullanıyor: "Kendimi savunma hakkım yok. Bu durum, buradaki diğer Türk kardeşlerim için de geçerli. Hiç biri gerçek suçlu değil. Araçlarına gramın onda biri kadar eroin ya da mermi konuluyor veya vergi kaçırmakla suçlanıyor. Ardından da 'ya para, ya hapis' deniliyor."
Mektup, son derece ilginç ve insani satırlarla dolu... Çetin Aydın, Artvin'de Ülkü Ocağı ve MHP'nin İl Başkanlığını yaptığından, bir dönem milletvekilliğine adaylığını koyduğundan bahsediyor. Artvin'de en kalabalık sülaleye mensup olduğunu ve 30 yıldır da MHP'ye destek verdiklerini anlatıyor.
Erdoğan'a "Size hiç oy vermedim" diyor.
Buna karşılık, "Adam gibi duruşunuzdan cesaret alarak bu satırları yazıyorum" ifadesini kullanıyor: "Buradaki Gürcülerin samimiyetine sakın inanmayın. Bunlar kendi halklarına dahi zulmediyorlar. Burada cezaevlerinde 46 bin kişi var ve 5 kişi bir yatakta sırayla yatıyor. Sayın Dışişleri Bakanımız Davutoğlu buraya geldi.
Göstermelik olarak birkaç kişiyi bıraktılar. Hepsi o kadar. Lütfen buraya yatırımcı Türk göndermeyin. Yazık günahtır, her şeylerini ellerinden alırlar."
Aydın, Gürcistan
'daki Türklerden "tutuklu değil, esir" olarak bahsediyor.
Ermeni, İranlı ve Azerilerin 15 gün içinde serbest kaldıklarını, Gürcülere genellikle 5yıl hapis ve 5.000 Lari para cezası verildiğini, söz konusu Türkler olduğunda ise pazarlığın 20 yıl hapis 100.000 Lari para cezasından başlatıldığını iddia ediyor. "Sayın Başbakanım, inanın bunlar Türkleri sevmiyorlar" diyor. "Biliyorum, hiç size oy vermeyen biri olarak bunları isteme hakkım yok" diyen Aydın, Başbakan'a şu satırlarla sesleniyor: "Gördüğümüz kadarı ile bunlar T.C.
Başbakanı olarak şahsınızdan hem çekiniyor, hem de korkuyorlar. Bunun için 69 yaşındaki hasta annem, bana 'analar annenin halinden anlar' mesajı gönderip eşiniz Emine Hanım'ı ziyaret etmek istedi. Şimdi tek umudumuz sizsiniz. Devletimiz bize sahip çıksın.
Bizi bu zalimlerin elinden kurtarın.
Suçlu isek, gelelim ülkemizde 3 misli yatalım. 8 ayda eşim 7 defa geldi, görüşemedik. Burada kimsenin telefon hakkı yok. Bilerek bize domuz eti yediriyorlar. İnsanlık dışı muameleler görüyoruz. Tek umudumuz sizsiniz ve size yalvarıyoruz. Çünkü, biliyoruz ki el attığınız her meseleyi çözdünüz. Bizden yardımınızı esirgemeyin."
Çetin Aydın
, örnekler içinden sadece çarpıcı bir örnek. Gürcistan cezaevlerindeki Türkler konusuna eğildiğimizden beri o kadar çok mektup, elektronik posta ve telefon geliyor ki... Bir dokunduk, bin ah sesi ile karşı karşıya kaldık.
Dışişleri Bakanlığı'nın da açıkça belirttiği gibi, Gürcistan cezaevleri Türk vatandaşları için kanayan bir yara olmaya devam ediyor!..