Tarihi 22 Şubat 2011

Yangın yeri gibi

Kılıçdaroğlu'na bakanlar, ortada hiçbir problem yokmuş gibi görebilir. Ancak, görüntüye aldanmamak gerekli. Ana Muhalefetin perde arkasında ciddi sıkıntılar var. CHP, kelimenin tam anlamı ile yangın yeri gibi!
İlk bakışta Başbakan ve AK Parti ile mücadele ediyor görünseler de CHP'de herkes kendi hesabının peşinde.
Genel Merkez'in hesabı:
CHP
'de 16 genel başkan yardımcısı var.
Bunlardan sadece 3'ü milletvekili; 13'ü ise, bizim gibi sade vatandaş. Bu sade vatandaşların içinde de deve dişi gibi isimler bulunuyor: "Gürsel Tekin, Hurşit Güneş, Süheyl Batum, Erdoğan Toprak, Volkan Canalioğlu, İzzet Çetin, Umut Oran, Sencer Ayata, Sezgin Tanrıkulu..."
Bitmedi, dahası var. CHP'nin 80 kişilik Parti Meclisi'nin sadece 24'ü milletvekili.
PM'nin de dörtte üçü sade vatandaş.
Bu isimlerin hepsinin öncelikli hesabı, kendilerini Parlamento'ya taşımak!
CHP'nin bu yapısı, ciddi sıkıntıları da beraberinde getiriyor...
Parti yönetimi, Meclis Grubu'nu sevmiyor. Meclis Grubu, parti yönetimine kuşku ile bakıyor. Parlamento dışındaki parti yöneticileri, Meclis Grubu'nu yetersiz buluyor. Bunu da MYK toplantılarında dile getiriyor.
Devam edelim. CHP Başkanlık Divanı'nın içindeki bazı isimler ise "Olur ya seçimden başarısız çıkarsak" düşüncesi içinde 13 Haziran sonrasına yönelik hesaplar yapıyor!
Meclis Grubu'nun hesabı:
CHP Meclis Grubu
'nda yer alan milletvekillerinin çoğu tasfiye bekliyor. PM'ye sadece 24 milletvekili alan Kılıçdaroğlu'nun kendilerine pek sıcak bakmadığının farkındalar.
Bir kısmı Kılıçdaroğlu'nun kapısında, kendini anlatma telaşında. Yeniden listeye girebilmek için çırpınıyor.
Diğer bölümü de kadere rıza göstermiş durumda. Onur Öymen gibi isimler, şimdiden odalarını toplamaya başladılar bile. Örgütlerdeki durum: Örgütlerdeki kriz artarak devam ediyor...
Görevden alınanlar alındı, sıranın kendisine gelmesini bekleyenler de tası tarağı asıp beklemeye başladı.
Genel Merkez ile pek çok örgüt arasında kan uyuşmazlığı var...
Konya'da İl Başkanlığı'na yapılan atama, büyük bir krize dönüştü. Konya'daki 303 aktif delegeden 230'u yeni atanan İl Başkanı'na "hayır" dedi. Olağanüstü kurultay için imza verdi. Konya'nın, Akşehir'e bağlı Atsız Beldesi'ndeki tek kadın belediye başkanı Türkan Çınar Çiğdem protesto için CHP'den istifa etti.
Konya'daki durum gerçekten garip! Genel Merkez bir İl Başkanı atıyor. CHP örgütünün neredeyse tamamı karşı çıkıyor.
Günlerdir Genel Merkez de direniyor, örgüt de...
Samsun, Sakarya ve Kocaeli gibi illerde de benzer krizler var. CHP'de kazan fokur fokur kaynıyor.
***

Bu tablo içinde Kemal Kılıçdaroğlu da son derece enteresan işler yapıyor...
Van Gölü'ne "Van Denizi" diyerek, coğrafyadan sıfır alacak sözler söylüyor.
Aile Yardımı hesabını yanlış yapıp ilkokul matematiğinden bile sınıfı geçemeyecek bir not alıyor.
Yürüyen merdivenlere tersten binip, hayat bilgisi dersine hiç mi hiç çalışmadığını ortaya koyuyor.
Sonra da Van'da, CHP'nin bu güne kadar sürdürdüğü "Kürtçe öğrenim" söylemini değiştirip, "Kürtçe eğitimden" bahsediyor.
Bu sözlerle ne demek istediğine, ne kastettiğine ilişkin bir açıklama da getirmiyor.
Kılıçdaroğlu, bu sözleri tasarlayarak ve ne anlama geldiğini bilerek mi söyledi?
Yoksa yeni bir gaf yapıp sürçü lisan mı etti? İşte bu belli değil.
İşin en ilginç yanı da ne biliyor musunuz?..
CHP'nin büyük bir bölümü "Neler oluyor, nereye gidiyoruz?" sorusunu sorup hayıflanıyor.
Ancak, kimse durumu tersine döndürecek bir adım atamıyor.
Çünkü herkes sonucu değiştiremeyeceğini görüyor.