Tarihi 10 Şubat 2010

Devlet kurtuldu!

28 Şubat sürecinde "Batı Çalışma Grubu" adına bazı raporlar hazırlanmıştı. O dönemde 610 adet imam hatip lisesi vardı ve büyük bir tehlike olarak görülüyordu. Bu okullardan mezun olanların "Şeriatçı görüşe mensup oldukları" iddia ediliyordu.
Aynen şu ifade kullanılıyordu:
"Şeriatçı görüşü benimseyen bu personel kamu kurum ve kuruluşlarına yerleştirilerek, devlet kuşatılmaya çalışılmaktadır."
Toptancı bir yaklaşımla bütün imam hatipler "tu-kaka" ilan ediliyordu. "Şeriat devleti kurmak istemekle" suçlanıyordu.
İşte, üniversiteye girişte katsayı uygulaması bu yüzden getirildi. Amaç, imam hatip liselilerin önünü kesmekti. Üniversitelere girmelerini önleyip, "devletin kuşatılmasının" önüne geçmekti!
Son derece yanlış bir anlayışla yola çıkıldı. Atılan adımlar, sadece imam hatiplileri vurmadı. Türkiye'nin ihtiyaçları hiçe sayıldı. İmam hatiplilere engel getirilmek istenirken, bütün meslek liselilerin önü kesildi. Meslek liseleri cazip olmaktan çıktı. Bu anlayış, Türk sanayisine büyük zarar verdi.

***

Katsayı uygulaması yıllardır tartışılıyor. Verilen kararlar da birbiri ile çelişkili...
Danıştay 8. Dairesi, 2005 Yılı'nda "Düşük katsayının iptali" davasında "Üniversiteye girişte MEB ve YÖK yetkilidir" kararını verdi.
YÖK, 2009 Yılı'nda yetkisini kullandı. Katsayı farkını kaldırdı. İstanbul Barosu, "eşitlik eşitler arasında olur" gerekçesi ile dava açtı. Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün aldığı bu kararı durdurdu.
YÖK yine yetkisini kullandı. 17 Aralık 2009'da, "az farklı katsayı" uygulaması getirildi. İstanbul Barosu yine dava açtı. Danıştay 8. Dairesi de bir defa daha yürütmeyi durdurdu.
Üstelik, Danıştay kararında eski formülden farklı bir katsayı getirilirse, bunun da iptal edileceği sinyali verildi.
Oysa, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, daha önce "YÖK'ün ölçülü olmak kaydıyla takdir hakkını kullanabileceğini" hükme bağlamıştı.
Son kararlara bakılırsa, artık Danıştay tarafından YÖK'ün yetkili olduğu kabul edilmiyor.

***

Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, gerçek ortada. Katsayı uygulamasının arkasında imam hatip liselilerin önünü kesme çabası var.
Bu açıkça söylenmediği ve dile getirilemediği için, genel bir uygulama yapılıyor. Bütün meslek liseliler katsayı uygulamasına takılıyor.
Bir an için paranoya tarafını bırakalım. Diyelim ki haklılar. Türkiye'deki bütün melaneti imam hatipler üretiyor. İmam hatipten mezun olan çocukların önünü açarsak, bu devlet yıkılacak!
Ayrıca, çevremizdeki bütün imam hatip mezunlarının da "şeriat arzusu" içinde olduklarını düşünelim!
İyi ama, diğer meslek okullarından mezun olan çocuklarımızın suçu ne? Niçin onların da önünü tıkıyoruz? Meslek okullarını cazip olmaktan çıkararak, aslında Türkiye'nin önünü tıkadığımızın farkında mıyız acaba?

***

Maalesef paranoyalarla hareket ederek, durduk yere toplumu bölüyor, parçalıyor ve sürekli olarak gerginlik çıkarıyoruz!
İmam hatiplerin önüne set çekip devleti mi kurtaracağız?
O durumda başka adımlar da atmamız gerekiyor. Bu ülkenin yönetiminde imam hatip kökenli binlerce insan var. Şimdi, onları da engellemenin yollarını mı arayacağız? Hepsinin koltuklarını çekip altlarından mı alacağız?
Bu ülkenin Başbakan'ı da imam hatip kökenli. Kendisi de her fırsatta açık açık söylüyor.
O'nun da Başbakanlığını mı kaldıracağız? En önemlisi, milli iradeyi yok mu sayacağız?
Sahi ne yapacağız?