Tarihi 24 Temmuz 2009

Turizm, doğa ve tarih

Kışın debisi son derece yüksek.
Dünyanın genç dağları Toroslardan, 1.600 metre yüksekten çağlayarak geliyor. Göksu Irmağı, Torosların genç kayalarını yırtarak, parçalayarak akıyor.
Sonuç ortada:
Silifke'deki yaklaşık 55 kilometrelik pırıl pırıl bir kumsal. Bu kumsalı oluşturan ise, Göksu'nun işte bu dizginlenemeyen çılgın azmi.
Silifke, buna rağmen turizmde hak ettiği yeri alamamış bir ilçemiz. Üstelik, Türkiye'nin pek çok turizm yöresinden artısı var eksiği yok.
Deniz mi istiyorsunuz?..
Dört bir yan boydan boya kumsal.
Tarihe mi ilginiz var?..
Her yanı tarihle dolu. Silifke Kalesi, Ayetekla Kilisesi, Kız Kalesi, Meryem Ana, Selefkos, Mezgit Kalesi, Sinek Kalesi, Adam Kayalar bunlardan sadece bir bölümü, Üzerine, ayrıca Cennet ve Cehennem ile Astım Mağarası'na sahip.
Doğal güzellik mi arıyorsunuz?..
Her bir yanı adeta ayrı bir cennet. Sıcaktan bunaldığınızda yaylalar sizi bekliyor.
En fazla 50 kilometre yol yaptığınızda deniz seviyesinden 1.500 metre yükseğe çıkıveriyorsunuz. Yazın sıcağı, yerini bahara bırakıyor. Söğüt, Kırobası, Uzuncaburç, Hotamış, Oğru gibi onlarca yaylaya sahip.
Dana ve Tavşan adalarını da bunlara...
Ulaşımı ise hayli kolay. Ankara'dan Silifke'ye kadar duble yollar döşenmiş.
Adana Havaalanı'na bir saat uzaklıkta. Kıbrıs'a da her saat feribot var.
***

Türkiye'nin revaçtaki ünlü turizm beldeleri, binalarla donatılmış durumda.
Silifke'de işte bu yok. Atakent gibi birkaç kasaba istisna edilirse, büyük bölümü halen bakir. El değmemiş, kazma vurulmamış.
Göksu Irmağı'nın oluşturduğu verimli bölgeler ile irili ufaklı pek çok koy, Doğal Sit Alanı ilan edilmiş.
Bina kirliliği yerine yeşilin her tonu ile buluşuyorsunuz. İnsan kalabalıkları ile karşılaşmıyorsunuz. Çevrenizde sadece kuşlar ve ağustos böcekleri var.
Deniz pırıl pırıl. Dikkatlice baktığınızda içindeki balıkları saymanız mümkün.
Üstüne üstlük, sürekli çarşaf gibi. Dalga'nın "d"sinden eser yok.
Buralar, kafa dinlemek, doğa ile baş başa kalmak, gerçekten tertemiz bir suyla buluşmak için ideal yerler. Tabii ki, günübirlik gitmek şartıyla. Sit alanı olması sebebiyle hiç birinde tesis yok.
***

Şimdi gelelim çok önemli bir ayrıntıya...
Silifke, turizmle tanışmış; ancak buna rağmen kültüründen kopmamış bir yöremiz. Bugün de Yörük Geleneği devam ediyor.
Silifke'nin en gelişmiş turistik kasabalarından biri Atakent. Ancak, orada bile Yörük Kültürü hemen dikkatinizi çekiyor. Dört bir yanınız Yörük yemekleri ile dolu. Sıkma, börek, bazlama, yufka, yahni sulu ve dövme benzeri Yörük yiyeceklerini her köşe başında bulabilmek mümkün.
Nereye gitseniz Yörük Çadırı ile karşılaşıyorsunuz.
Develer ve eşekler turistleri bekliyor.
Silifkeliler, yüzlerce yıllık Yörük Geleneklerini sürdürüyorlar. Halen kültürlerini yaşamaya devam ediyorlar.
Tabii ki bunda Atakent Belediye Başkanı Hasan Uslu'nun rolü büyük.
Çünkü, o da bir Yörük.
***

Buralar, turizmin doğa, tarih ve kültürle buluştuğu yerler.
Silifke, yeni yeni keşfedilmeye başlanmış olan Türkiye'nin binlerce incisinden sadece biri. İnanın, insan buraları gezip gördükçe, Türkiye gibi bir ülkede yaşadığı için kendisini bir defa daha şanslı sayıyor!