Tarihi 13 Temmuz 2009

Türkiye'ye Kerkük rüşveti

Uluslararası Kriz Grubu, Brüksel merkezli bir kuruluş. Ancak, ABD'nin bölgesel çıkarlarına hizmet etmekle görevli. ABD'nin değişen politikaları, bu ve benzeri kuruluşlarca çeşitli tezlere dönüştürülüyor. Ortaya atılıp tartıştırılıyor...
Uluslararası Kriz Grubu'na bakılırsa, ABD'nin çekilmesi ile birlikte sıkıntıya gireceklerini düşünen Kuzey Irak'lı Kürtler, Türkiye'ye bağlanmak istiyorlarmış. "Bağdat mı, Ankara mı?" ikilemine girdiklerinde Ankara'yı tercih ediyorlarmış. Ankara ile birlikte AB'ye girmenin hesaplarını yapıyorlarmış.
Böyle bir gelişme olursa, Türkiye'nin bölgedeki gücü daha da artacakmış. Üstüne bir de Musul ve Kerkük petrolleri bizim denetimimize geçecekmiş.
Vesaire, vesaire
İlk bakışta ne kadar da hoş görünüyor değil mi?..
Kuzey Irak'lı Kürtler demokrasimize hayranlar. Bizi o kadar çok seviyorlar ki, "Türkiye'nin idaresine girelim" diye parçalanıyorlar. Türkiye, Kuzey Irak'ın petrollerini eline geçiriyor. Böylece bir anda köşeyi dönüyoruz.
Muhteşem bir tablo!
***

Uluslararası Kriz Grubu bu yönde bir rapor hazırlamış, ama şu soruların cevabını veren yok:
Türkiye demokrat bir ülkeyse, PKK niye yıllardır tersini söylüyor?
Türkiye güvenilecek ve sığınılacak bir ülkeyse, yıllardır niçin bölücü unsurların saldırısı altında?
Barzani ve ekibi, bizi gerçekten "kurtarıcı" olarak görüyorsa, niçin hep altımızı oymaya çalıştı? Bölgedeki aşiret liderleri, yıllarca yaptığımız yardımlara rağmen, neden Türkiye'ye karşı efelendiler?
O bölgedeki Kerkük Türklerine yapılan baskıları, demografik yapıyı değiştirme çabalarını ve düzenlenen gösterilerde Türk Bayraklarının yakılmasını bu tablo içinde nereye koyacağız?
Bu ve benzeri sorulara inandırıcı cevap bulmak zor.
***

"Ben Türkiye'ye bağlanmak istiyorum" deyince, kolay mı bunun gerçekleşmesi?
Önce böyle bir sistemin alt yapısını oluşturacaksınız. Anayasanızı değiştireceksiniz. Türkiye'yi üniter bir devlet olmaktan çıkaracaksınız. Çok uluslu, çok etnik gruplu bir yapıyı kabul edeceksiniz. Federasyonlara geçit vereceksiniz.
Türkiye içindeki karışıklıklara zemin hazırlayacaksınız.
Ondan sonra da ne olacağı belli değil. Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma riski de var. Kerkük ve petrol hayali ile yanarken, Türkiye içindeki bölgelerimizde hak iddiaları ile karşılaşabiliriz. Zaman içinde Türkiye'yi parçalayacak bir sürecin içine girebiliriz.
Plan büyük risklerle dolu.
Ortaya atılan Kerkük rüşveti de bu riskleri gizlemeyi amaçlayan örtü ve heyecan verici bir rüşvet gibi!
***

Uluslararası Kriz Grubu, hazırladığı rapora bakın ne yazmış:
Kuzey Iraklı Kürtler, Ankara ile birlikte Avrupa'nın kapısını da aralamayı düşünüyorlarmış.
Türkiye ile birlikte AB'ye gireceklerini söylüyorlarmış
Türkiye, 50 yıldır AB'nin kapısında bekliyor.
Bu bekleyişin daha ne kadar süreceği de belli değil. Üstelik, AB üyesi ülkelerin kamuoylarının Türkiye'ye bakışı da ortada. Nihai noktaya gelsek bile, o ülkelerde yapılacak referandumlarla önümüzün kesileceği gün gibi aşikar.
AB, Türkiye için ulaşılması güç bir hayal!
Hayal, ama yine de kullanılıyor. Belli ki, bu hayalin bugün dahi müşterisi var.
***

Öyle görünüyor ki, Irak'ı parçalayan ABD, bölgede yeni düzenlemeler peşinde. Bu tür raporları tartıştırıyor, nabız yoklamaya çalışıyor.
Bunlar, gelecekte yapılması düşünülen bölgesel düzenlemelerin ön hazırlıkları. Bu raporda ortaya atılanların gerçekleşmesi halinde, Türkiye'yi de içine alan bir Kürdistan devletinin kurulması kaçınılmaz.
Apaçık ortada: Türkiye, böyle bir hedef doğrultusunda Kerkük rüşveti ile yemlenmeye çalışılıyor!