Ekrem Kızıltaş

EKREM KIZILTAŞ

Tarihi 29 Eylül 2016

Gavurun kılıcını sallayanlar...

ABD'si ve Avrupası ile bütün batı her ne yaparsa yapsın, Türkiye'nin özelde AB, genelde de Batı yolculuğunu sürdürmesi gerektiğinin altını çizmeyi ısrarla sürdürenler var. Ancak, Batı örnek alınacak halde değil ve bu taleplerde bulunanların Batı'nın kendisine çekidüzen vermesi için yapabilecekleri bir şey yok, ne yazık ki...
'Batı, mutlaka batı, her şeye rağmen batı' şarkıları söyleyenlerin yürekleri sızlasa da, evrensel değerlerin menfaatler için ayaklar altına alındığına şahit oluyoruz sürekli olarak.
Sırtlarında yumurta küfesi taşıyan batılı yönetici kesim biraz insaflı imiş gibi gözüküyor. Bunlar çoğu zaman değişik şekillerde yorumlanabilecek sözler sarf ediyor ve bunları bizim iyiye yormamızı bekliyorlar. Ancak özellikle temsil makamında bulunmayan siyasetçilerin hemen tamamı Türkiye söz konusu olduğunda 'atış serbest' emri almış acemi askerler gibi davranıyorlar.
Bunun, Türkiye'yi bir türlü arzu ettikleri hale getiremeyişleri ile ilgili olduğunu biliyoruz. Bir onlar söz konusu olduğunda bizim yaptıklarımıza, bir de Türkiye söz konusu olduğunda onların yaptıklarına ve yapmadıklarına bakıyor, hayıflanıyoruz. Medeniyet iddiaları sebebiyle, en azından delikanlı olmalarını yani karınlarından konuşmak yerine doğruları söylemelerini bekliyoruz çünkü.
Sadece siyasiler değil tabii.
Dünyanın kendi istedikleri gibi dönmesine alışmış olanların hemen bütün batılı kuruluşların da benzer refleksler gösterdiğine şahit oluyoruz. O zaman da, batılıların ağızlarını her açtıklarında attıkları nutukların ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha anlıyoruz.
Söyledikleri ile yaptıkları arasında baş döndürücü bir uçurum meydana çıkıyor çünkü.

Değerler ayaklar altında...

Dünya çapında önemli medya organları da, prensipler ve uygulama arasındaki uyumsuzluğun en açık örnekleri ile dolu. Bunların, Türkiye söz konusu olduğunda gazetecilik açısından olmazsa olmaz kabul edilen bütün değerleri kolaylıkla ayaklar altına alabilmeleri, ibretlik bir hal. Yalan ve yanlış olduğunu herkesin bildiği türden haber ve yorumlara imza atmaktan hiç çekinmiyorlar.
Bu haber ve yorumların asıl kaynakları içimizde yaşamakta olan ama 'gavurun kılıcını sallayan' birileri. Onların ekmeği ile beslenip onların kılıcını sallayan bu kesim, sipariş üzerine çarpık haberler gönderip yayımlatmakla kalmıyor, tercüme edip ülkemizde yayımlamak suretiyle de algı inşasında kullanıyorlar.
Dünyanın belli başlı ülkeleri açısından önem arz eden Moody's ve benzeri uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarının davranışları bir başka facia.
Bunlar da, en önemli sermayeleri olan itibarlarını zedeleme riskine rağmen, Türkiye söz konusu olduğunda gerçeği yansıtmadığını iyi bildikleri düşük notlar vermekte tereddüt bile etmiyorlar.
Milletimizin basireti yanında darbenin ve darbe girişimlerinin her türlüsüne karşı gösterdiği direnç sebebiyle, birilerinin hesap ettikleri neticeler hasıl olmuyor, şükür.
Ancak, Türkiye aleyhine olarak yorumlanabilecek her açıklamada, içeriden bazılarının, bir zil takıp oynamadıkları kalıyor nerdeyse.
Olup bitmekte olanın, yolcusu oldukları geminin tabanını delme girişimi olduğunun farkındalar oysa.
Hesapsız Batı hayranları, sicilli Türkiye düşmanı ülkeler ve içimizdeki uşaklarına bir çekidüzen verilmesini sağlayabilseler, sıkıntılar biraz azalır belki. Ama böyle bir şeyin olamayacağı da açık...