Mehmet Çetingüleç

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Tarihi 14 Nisan 2013

PKK'ya ne verildi?

Son günlerin tartışma programlarında yanıtı aranan bir soru var:
Neden, neyin karşılığında silah bırakıyorlar?
"PKK silah bırakıyorsa, mutlaka karşılığında bir şeyler verilmiştir" diye düşünülüyor.
Oysa PKK'nın silahla yoluna devam etmesi için uluslararası zemin artık uygun değil.
Şimdiye kadar PKK'ya destek olanların Ortadoğu'yu yeniden planlayabilmek için şimdi Türkiye'nin desteğine ihtiyacı var.
Türkiye'nin içinde bulunduğu denklemlerde ise PKK'nın yeri yok.
İşte o nedenle ABD ve Avrupa PKK'yı açık ve net biçimde dışlamaya başladı.
Daha da önemlisi, Barzani artık PKK'yı elinde tutmasının kendi istikbali için ciddi bir tehdit olduğunu gördü ve "silahları bırakmazsanız sizi burada barındırmam" diye rest çekti.

* * *
İsrail'in özür dileyip Türkiye ile barışması, ABD'den ardı ardına gelen Bakanlar, istihbaratçılar, askerler yaz aylarında Suriye yönetiminin değişeceğine işaret ediyor.
Suriye operasyonu tamamlandıktan sonra, "Yeni Ortadoğu" planlamasında önemli bir adım atılmış olacak.
Bu planlamanın ikinci adımında Kuzey Irak ve Suriye'deki Kürtlerin buluşturulması, bir araya getirilmesi var.
Peki Kürtler bir araya geldiğinde, Irak merkezi Hükümeti ile İran yönetimi arasındaki "Şii ittifakı" bu birliğe huzur verir mi?
Vermez.
Zaten ABD de, Barzani de bunu iyi biliyor.
Peki ne olacak?

* * *
O bölgede Kürtlerle Irak Merkezi Hükümeti arasındaki savaş çıkma olasılığı oldukça yüksek.
İşte bu noktada Irak Başbakanı Maliki'yi durdurmak için Kürtlere güçlü bir destek gerekiyor.
Ve bölgede yüzlerce yıldır "tarihin sınadığı" bir kardeşliğin merkezi olarak Türkiye'nin adı öne çıkıyor.
Böyle bir senaryoda Türkiye'nin küçülmesi değil, Kuzey Irak ve Suriye'deki Kürtlerin bulunduğu bölgelerin Türkiye'ye bağlanması dahi gündeme gelebilir.
Yani Misak-ı Milli sınırlarının Musul ve Kerkük'ü de içine alacak şekilde aslına rücu etmesi söz konusu olabilir.
İşte böylesine büyük planlar yapılırken, PKK'nın hala elinde silahıyla dolaşıp bu senaryolara engel olmasına ne ABD izin verir, ne de can derdine düşen Barzani.
Silah bırakmanın asıl nedeni budur.


* * *
GÜLE GÜLE ÖMER AĞABEY

Son derece şık giyinirdi.
Her gün tıraşını olur, purosunu eline alır, ağır aksak yürüyerek arabasına biner ve arkadaşlarıyla buluşmaya giderdi. "Ağır aksak" yürümesi, beyinde pıhtı atmasından kaynaklanıyordu. Sol kolu ve bacağı kısmen felçti.
Ona rağmen hayata asılıyordu.
Her günü "son gün" gibi yaşamaya çalışıyordu.
Sadece beyin değil, kalp ameliyatı da geçirmişti.
Dahası böbreğinin biri alınmıştı.
Ama hayata öyle bir tutundu ki, dostlarıyla, sevdikleriyle geçirdiği son yıllar bir ömre bedel oldu.

* * *
Bir süre TAKVİM Gazetesi'nin Ankara bürosunda çalıştı.
Köşe yazarımızdı.
Ağabeyimizdi.
Kuruyemiş ve çikolata dolu iki çekmecesi vardı.
TAKVİM ve atv çalışanları her gün mutlaka o çekmeceleri açardı.
Varlıklı değildi ama gönlü zengindi, cömertti.
Hayatın tadını çıkarmayı biliyordu.
Arkadaşlara sık sık "Takmayın kafanızı, güzel yaşamaya bakın" derdi.
Ankara basınının en sevilen isimlerinden biriydi.
Hafta ortasında kalp krizi geçirdi.
Önceki gün toprağa verdik.
Canımızdan can gitti.
Mekanın Cennet olsun Ömer Faruk Günel.