Mehmet Çetingüleç

MEHMET ÇETİNGÜLEÇ

Tarihi 21 Haziran 2011

MHP'yi ne kurtardı?

Siyasi parti analizleri-3
MHP, 2007'deki genel seçimde yüzde 14.26 oy almış, 5 milyon 5 bin kişi bu partiyi tercih etmişti.
Yerel genel seçimlerde (2009) MHP'nin oyu yüzde 16.1'e, oy verenlerin sayısı 6 milyon 403 bine çıktı.
Ancak 12 Haziran'da MHP'nin oyu yüzde 13'e geriledi. Oy verenlerin sayısı 5 milyon 575 bin oldu.
Oy sayısı dikkate alındığında, 2007'ye göre 70 binlik artış, 2009'a göre 828 bin kişilik azalma var.
MHP yönetimi 2007'ye bakıp kendini teselli edebilir, ama 2009'a baktığınızda ve bu seçimde 10 milyon yeni seçmenin oy kullandığını dikkate aldığınızda başarıdan söz etmek zor.
***

Yerel seçime göre kaybın yüksek oluşunda asıl faktörün "kaset skandalları" olduğunu artık parti yöneticileri dahi kabul ediyor.
MHP'nin 2007'de 71 olan milletvekili sayısı bu seçimde 53'e geriledi.
Milletvekili sayısı açısından kıyaslandığında MHP'nin 2007'ye göre kaybı yaklaşık yüzde 25'tir...
***

MHP bu seçime "Hilal Kart" gibi çeşitli vaatlerle hazırlandıysa da, iktidara gelme şansı görülmediği için projeler kamuoyunda "püskevit" kadar ilgi çekmedi.
Projelerden çok kasetler kampanya dönemine damgasını vurdu.
Partiden ihraçlar nedeniyle ülkücü hareketin bölünmüş olması, "eski-yeni kavgası" gibi faktörlerin de MHP'yi zayıflattığını söylemek gerekiyor.
Önemli bir başka faktör, Güneydoğu'da çatışmaların durmuş olması.
Her ne kadar MHP yöneticileri "şehit cenazeleriyle bağlantı kurulmasına" tepki gösterse de, terör olayları azaldıkça, MHP'ye yönelişin azaldığı dikkat çekiyor.
Bu noktada, MHP'nin kendisine yeni çıkış noktaları bulması ivedilik arz ediyor.
***

Gelelim MHP'yi barajın altına düşmekten kurtaran faktörlere...
Öncelikle "Eski CHP'liler"i söylemek gerekiyor.
Yeni CHP yönetimini benimsemeyen, Güneydoğu açılımı ve "özerklik" yaklaşımından rahatsız olan "Eski CHP'liler"in bir kısmı MHP'ye yöneldi.
Bu durum MHP'lilerin beklediği bir gelişme değildi.
Yurt gezisi sırasında görüştüğümüz MHP İl yöneticileri ve adayların hemen hemen hepsi şaşkınlık içerisinde şunu söylüyordu: "CHP'lilerden hiç ummadığımız kadar çok ilgi görüyoruz. Eski CHP'liler bize oy verecek. Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden çok rahatsız olmuşlar."
***

Bir başka ve yaygın etken de "Meclis'e BDP'liler girecek ama MHP olmayacak" endişesi.
MHP'nin bulunmadığı bir Meclis'te BDP'lilerin yeni Anayasa hazırlıkları üzerinde daha etkili olacakları kaygısı bu partiye yönelişte etkili olmuş görünüyor.
Bu arada, kaset skandallarının ilk günlerde parti teşkilatlarını şaşkına çevirdiğini, ancak daha sonra "bize saldırı var" psikolojisiyle "kenetlenme" yarattığını gözledik.
MHP'liler "mağduriyet bize yaradı" diyor.
***

Yazının sonunda, CHP ile MHP arasındaki "benzeşme" ve "ayrışma" noktalarına dikkat çekelim:
Seçim kampanyası sırasında gördük ki, "Eski CHP" ile MHP arasında 12 Eylül öncesindeki "kanlı-bıçaklı" görüş ayrılığı tamamen ortadan kalkmış. "Vatan bölünecek" kaygısı iki kesimde de hakim olmaya başlamış.
Buna karşılık "Yeni CHP" ideolojisini inşa etmeye çalışanların böyle bir endişesi yok.
Eskilerin aksine, "Yeni CHP" yönetimi Hükümet kanadından gelebilecek Anayasa değişikliği ve bağlantılı açılımları desteklemeye hazır görünüyor.
Öyle görünüyor ki, önümüzdeki süreçte "Eski CHP"liler MHP'ye, "Yeni CHP"liler AK Parti'ye yakın bir siyaset izleyecekler...