Çin sınırındaki Türk Cumhuriyetleri'nin yönetimleri FETÖ ile ele geçirelerek, Moskova ile Pekin arasına duvar örülecek, güçbirliği yapmaları önlenerek "Dünyayı yöneten ABD" projesi hayata geçirilecekti. Fransa ve Almanya terörist orduları ile vurularak AB çökertilecek, Washington'dan tek bir merkezden emir alan yeni bir dünya kurulacaktı. Dizaynı yaparken artık Amerikan askerleri ölmeyecekti.
Pentagon, CIA'nın önlerine getirdiği terör ordularını keşfetmişti. İngilizlerin işgal döneminde karargah olarak kullandığı Büyükada'daki bir otel, 15 Temmuz'da ilginçtir Darbe Uzmanı Henry Barkey'i ağırlıyordu. FETÖ'ye ABD'de oturma izni alan, KEFİL olan ve örgütleyen CIA üst düzey yöneticisi, "ILIMLI İSLAMLA Müslüman ülkeleri yönetme Projesi"inin sahibi Graham Fuller'in ortağıydı Barkey.
Türkiye'de Amerikan Rüyasına kafa tutan, "Emredersiniz" demeyen, kullanılacak "Yavru Kartal" olmayı reddeden bir LİDER vardı. Washington'un 21.Yüzyıl Projesi sekteye uğruyordu. Ama önemli değildi. Pensilvanya'da sarayda ağırladıkları eleman ve Ordu'muzda yuvalanmış militanları vardı. İşte o teröristleri harekete geçirdiler. Çünkü artık terör orduları ile çalışıp, Amerikan bayrağı sarılı tabutlarla karşılaşmadan operasyon yapma konusunda uzmandılar. FETÖ'nün generallerinden terörist devşirdiler. Onun için ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel darbe girişimi sonrası kabak gibi öne fırlıyordu. "Türk Ordusu içindeki birçok müttefikimiz hapse kondu" diyerek ağlıyordu. Suriye'de "PKK bizim Ordumuz" diyenler, tabii ki Türkiye içindeki darbeci FETÖCÜ teröristlere de "Müttefikimiz" diyerek ağlayacaktı. Uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, bombalanarak, ezilerek öldürülen 246 şehidimize rağmen utanmadan ortaya çıkıp teröristlere sahip çıkacak kadar hayasızdılar. Çünkü onlar terör orduları ile YENİ BİR DÜNYA kurmaya çalışanlardı.
Katiller sürüsünün GERÇEK komutanlarıydı.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Votel'in "Müttefikimiz" dediği generallere okunmuş üflenmiş 1 dolar gönderen teröristbaşı FETÖ bakın ne diyordu; "1986 yılında Hacca gittim. Medine'de BİN LADİN bize büyük bir daire tahsis etmişti. Beraberimizdeki arkadaşlarımızdan bir bölümünü oraya yerleştirdik. Mekke'ye geçince BİN LADİN'in evinde kaldık. BİN LADİN bizim için Arafat'ta çadır hazırlattı. Mina'da da hazırlattığı çadırlarda kaldık." İşte o Bin Ladin ailesinden Usame, 1994'e kadar Suudi Arabistan vatandaşıydı. Birden bir el onu o tarihte vatandaşlıktan çıkarıverdi. O da gidip El-Kaide'yi kuruverdi. Usame Bin Ladin ailesinin evinde ağırlanan, gittiği her yerde uğuruna çadırlar kurulan bir FETÖ'nün inanılmaz ilişkiler ağını Latif Erdoğan bir kitapta topladı. Bir zamanlar Fethullah'ın yerine geçeceği söylenen ancak örgütteki inanılmaz kirliliği görüp ayrılan Latif Erdoğan o kitaba "ŞEYTANIN GÜLEN YÜZÜ" adını verdi. Evet sohbet adı altında beyin yıkaması yapan CIA maşası FETÖ, piyonları önünde hep ağlayan bir ŞEYTAN olarak karşımıza çıkıyordu. Ama ŞEYTANIN bir de GÜLEN YÜZÜ vardı. Dini ders aldığı hocasını "Atatürk düşmanı" diye jandarmaya gammazlayıp tutuklatan, 24 aylık askerlik döneminde 17 ay askerlik yapıp, istihbaratçı subaylar tarafından kollanan, kışladan subaylarca camilere vaazlara götürülen bir ŞEYTAN bu. Ve dahası o dönemde Erzurum'da halkı isyana teşvik edip sokaklara döken, ayaklanma çıkartıp, askerlerce korumaya alınan bir PROJE adamı. Darbeci Evren tarafından kollanmaktan CIA-MOSSAD ilişkilerine kadar uzanan müthiş bir ağ. Şeytanın Gülen Yüzü'nü mutlaka okuyun. Okuyun ki, Washington'daki Büyük Şeytan'ın yaveri haline gelen Küçük bir Şeytan'a nasıl dönüştürüldüğünü anlayın.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı Votel'in neden "Türkiye'de mütefikimiz generaller hapse atıldı" diyerek ağıt yaktığını çözün.
Ve; "Onların Şeytanı varsa, bizim de HALKIMIZ, dahası tuzakları bozan Yüce Allah'ımız var" diyerek şükredin...
