Herkes bir elde silah, bir elde cetvel hazır bekliyor. Art arda boykot açıklamaları geliyor.
Dünyanın gözü Suriye'ye odaklanmışken Suudi Arabistan ve İran, Yemen'de savaşmaya devam ediyor. Bir ülkeyi paylaşmak için şu anda silahlarla konuşuyor. İsrail dünyanın unutmaya başladığı Gazze'ye ara ara hava saldırılarına devam ediyor. Suriye'de tek mermi atmadan işgal ettiği topraklarda silahlı nöbetçiler gezdiriyor. Tunus'ta ayaklanma başladı, halk sokaklarda, her yer yağmalanıyor, silahlar konuşuyor. Mısır'da hava hala gergin, yüzde 45 katılımın olduğu hileli seçimle koltuğa oturan Sisi "Ben seçilmiş Cumhurbaşkanıyım" diyerek darbeciliğini sopayla unutturmaya çalışıyor. Kamerun'da camiler taranıyor, Nijerya terörle boğuşuyor. DAEŞ, Libya ve Çad'a yığınak yapıyor, yeni alanlar açıyor.
Enerjisini satmak için Kırım'ı işgal edip denizlere koridor açan Rusya, Ukrayna'nın doğusunda yerleşmeye devam ediyor, Suriye'de Lazkiye'ye yerleşip Akdeniz'in dibinde üs kurdu. Denizlere çıkış yolları arayan Rusya, Hindistan'a giremeyeceğine göre, bir başka alternatif koridor açmak için önümüzdeki dönemde Kazakistan'a dalarsa kimse şaşırmasın. Gürcistan ile Rusya arasında ipler fena halde gerildi.
Moldova karıştı, halk sokaklara döküldü.
Hükümetten "İsyancılar Rus yanlısı, muhalefet de Moskova'ya hizmet ediyor" açıklamaları geliyor, Yeni bir Ukrayna krizi patlamak üzere. Kuzey Irak bir yandan DAEŞ ile savaşıyor, diğer yandan da içeride darbe yapmak isteyen İran güdümlü aşiretler ve PKK ile mücadele ediyor. Bağdat'ın durumu ve acizliği ortada. Esed'in uçakları dün Humus'u bombaladı, 9 kişi öldü, Rus uçakları Türkmendağı'na acımasızca saldırmaya devam ediyor. Bosna'da elindeki yayın organları ile geçtiğimiz yıl halkı sokaklara döken Radoncic cinayete azmettirmekten tutuklandı, gerilim had safhada. Pakistan ve Endonezya'da peşpeşe bombalar patlıyor. Afganistan'da silahlar susmak, ölümler bitmek bilmiyor. Paris, Londra, Münih, Brüksel'de bombalı saldırı alarmı hala çalıyor, Avrupa diken üzerinde. DAEŞ dün Gaziantep Karkamış sınırımızda ateş açtı. Güvenlik güçleri Türkiye'de iç savaş çıkarmak isteyen DAEŞ planlarını ele geçirdi, Alevi Türkmenler ile Alevi Kürtler'in yaşadığı yerler haritada işaretlenmiş olarak bulundu. PKK SUR'da her öldürülen teröristin yerine birden fazla yenisini gönderiyor. Terör örgütüne katılan tam 300 ajan öldürüldü, şimdi de Cizre ve Sur'da üç kiralık Sırp keskin nişancı toprak altı ile tanıştı. Ülkeleri bölmek isteyen, kaoslardan beslenenler özellikle etrafımızı yangın yerine çevirdiler. Kapalı kapılar ardında planlar, kirli ittifaklar ve pazarlıklar tüm hızıyla sürüyor. Kimsenin ölüme gönderilen taşeronlara, oyuncaklara aldırdığı yok.
Bölgemizin ve dünyanın çivisi çıktı, özellikle İslam coğrafyasında birileri yangına körükle gidiyor. Tüm bu örnekleri neden alt alta sıraladım? Çünkü birileri hala dünyada olan biteni anlayamıyor ENERJİ HATLARININ GEÇİŞ YOLUNDA olan bu memlekette.
Hala bakıyorum yurtdışında konferanslarda ülkesini karalamak için çırpınıyor. Yabancı medyada ülkesini karalamak için sıraya giriyor. Onlardan gelen yalan-yanlış bilgileri toplayan Türkiye düşmanı medya, Baronların güdümündeki sivil toplum örgütleri, düşünce kuruluşları kampanyalar düzenliyor, Ankara'ya saldırıyor. Bu ülkede hala birileri Ankara düşsün de nasıl düşerse düşsün diye rüyalar görüyor. Etrafımızdaki oyunların, tezgahların ve ateşin farkında olmadan hem de... Böyle bir ortamda ülkesini seven herkesin kenetlenmesi, omuz omuza vermesi gerekiyor. Bakın Türkiye DAEŞ'le savaşıyor ve terör örgütünün saldırılarına maruz kalıyor. Ama hala İsrail Savunma Bakanı "Ankara DAEŞ'le işbirliği içinde" diyor. Neden? ABD'den dün İsrail'e "Yalan" diye açıklama geliyor, içeride hala birileri İsrail ve onun Batı'da güdümünde olan medyadan gelecek bu yöndeki yalanlardan, ALGI MERKEZİ olarak inşa edilen düşünce kuruluşlarından medet umuyor. Dün son resmi rakamlar açıklandı nüfusumuz tam 78 milyon. Bu ülke büyük ve SIRTLANLARA alet olan tüm taşeronları halledecek, oyuncakları kırıp atacak güçte. Bunu anlayamayanlar, hissedemeyenler, kirli ittifakların oyunları bozulduğunda, bu memlekette utanarak gezecek.
