Tarihi 15 Temmuz 2015

Kan pompacılarının kuklaları

Sık sık, bölgemizde ölenlerin idealler uğuruna değil PARANIN FİRAVUNLARI adına mezara girdiğini yazıyoruz burada. Önce vatan, özerklik, kanton gibi hayalleri koyuyorlar önlerine. Sonra gruplara ayırarak çatıştırdıkları insanların bedenlerini de ülkelerini de parçalara ayırarak sistem kuruyorlar. Tarih boyunca hep böyle yaptılar ve devam ediyorlar. Cecil Rhodes'in hayatını okuduğunuzda bugün dünyada yaşananları net olarak anlayabiliyoruz.
O bir İngiliz, Afrika'ya gidiyor ve elmas madenlerine SU POMPASI satarak işe başlıyor. Su pompacısı İngiliz, kısa bir sürede "KAN POMPACISI"na dönüşüp dünyanın en büyük elmas TÜCCARI haline geliyor. 1890 yılında İngiltere hükümetinin baş tacı yapacağı teorisini şöyle açıklıyor Cecil; "Kolayca hammadde elde edebileceğimiz, aynı zamanda yerli halkının sağladığı ucuz köle emeğini sömürebileceğimiz yeni topraklar bulmaya mecburuz. Ayrıca sömürgeler, kendi fabrikalarımızda üretilen fazla mallardan kurtulmak için de bir kanal açacaktır." PARANIN FİRAVUNLARI, köleliğin kitabını işte böyle yazıyor. İngiliz Cecil, Belçika merkezli DE BEERS elmas şirketini kuruyor. Elmas fışkıran Sierra Leone'de önce gruplar arasında FİTNE ateşi yayıyorlar. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi iç savaş çıkarmakla işe başlıyorlar. Milyonlarca insan parçalara ayrılarak öldürülüyor, milyonlarca insan uzuvları kesilerek sakat bırakılıyor, milyonlarcası tecavüze uğruyor. Devrimci Birleşik Cephe adlı örgüt, devletin ordusu ile savaşıyor, ülke KAN GÖLÜ'ne dönüyor. İç savaşta DE BEERS şirketi Devrimci Birleşik Cephe'ye ELMAS karşılığı SİLAH satıyor. Örgütün lideri eski bir subay olan Fonday Sankoh şirkete minnettar kalıyor. Aynı DE BEERS, iç savaşın diğer tarafı devletin ordusuna da ELMAS karşılığı SİLAH yağdırıyor. Devlet de "İyi ki bu şirket var" diye sevince boğuluyor. Aynı ülkenin insanları birbirini toprağa gömdükçe KAZANAN hep De Beers oluyor. Güney Afrika'dan Zimbabve'ye kadar her yere bu taktikle giriyorlar. Hatta Rodezya'nın isim babası olacak kadar büyüyor şirket. Patronu Cecil, Cape Town'un başbakanlık koltuğuna oturacak kadar ilerletiyor işi. Ardında milyonlarca ceset bırakarak dünya piyasasının yüzde seksenine hakim ELMAS İMPARATORLUĞU kuruyor.
Batı'da insanlar Afrika'dan gelen kanlı elması, sadece Tel-Aviv, New York ve Belçika'nın Antwerp üçgeninde işlenmesiyle PIRLANTA olarak sevgililerine takıyor. Birleşmiş Milletler, savaşların yaşandığı ülkelerden gelen KANLI elmasların alınmayacağını açıklıyor. En büyük destek DE BEERS'ten geliyor. Çok ilginçtir, BM'den TEMİZ SERTİFİKASI alan da bu şirket olup, şu anda rakiplerini bertaraf eden bir TEKEL haline geliyor neredeyse.
Cecil'den sonra Rotschild Hanedanı'nın desteklediği, aynı zamanda da MOSSAD üyesi olan Alman yahudisi Oppenheimer, şirketin hisselerine sahip oluyor. Şirketin bir ucunda da Belçika'yı yöneten ve Rotschild Hanedanı'nın kuklası İngiltere Kraliyet ailesine DAMAT olan BARON Lombert Hanedanı yer alıyor. Belçika'nın başkenti Brüksel'i merkez yapan Avrupa Birliği, borçlarını ödeyemeyen Yunanistan'ı teslim alıp gırtlağını sıkıyor. Halkın referanduma gidip "HAYIR" dediği şartlardan daha AĞIRINI kucağa oturan ÇİPRAS'a imzalatıyor. "Borçları ödemeyeceğiz" diyerek iktidara gelen Çipras'a, meydanlarda söylediklerinin tamamı yutturuluyor. İstifa eden Yunanistan Maliye Bakanı Varufakis, "Darbe sırasında demokrasiyi alaşağı etmek için kullanılan silah tanklardı. Eh, şimdi de bankalar" diyor. "Ülke PARANIN FİRAVUNLARI tarafından soyulacak" demek istiyor.
Vergilerin artacağı, emekli maaşlarının dahi düşürüleceği ülkeyi grevler, KAOS ve sokak çatışmaları bekliyor. Çünkü AB ve IMF "Borçları silmedik, kemerler sıkılacak, ülke ekonomisini biz yöneteceğiz. Yeni borç verilerek ülke daha daha teslim alınacak" diyor. Varufakis, "Çipras'ın yaptığı anlaşma borçlarımızı daha da ödeyemez hale düşeceğimiz bir girdaptır" diye bağırıyor. 2001'e kadar bize borç vererek ekonomimizi yönetmeye ve soymaya başlayan IMF örneğinde yaşadığımız DİBE VURMA ve şu anda Yunanistan'ı sarmış durumda. Yunan halkı yıllarca sürecek bir "ACI"nın içine itildi. Kiminin PARA ile gırtlağı sıkılıyor... Kiminin de, HAYALLER pazarlanarak hemen sınırımızın ötesinde birbirine düşürülüp gırtlağı kesiliyor. "Ölen ölür, KALAN PARA BİZİM" diyor FİRAVUNLAR.