Tarihi 21 Nisan 2015

Anlamamız zor

ABD ve İngiltere geleceğini kurmak için işe temelden başlıyor. Ülkeyi yarınlarda yönetecek çocukları, okullarda ULUS-Devlet anlayışı içine itiyor. Bunu yaparken de çocuklara hiç hissettirmiyor.
Eğitim sistemindeki çok ince detaylar farkedilmiyor bile. Bu sözler yurtdışında da birçok görevde ülkemizi temsil eden asker bir dostuma ait. Yaşadıkları, gördükleri karşısında dünyayı yönetmeye kalkanların nasıl en küçük detayları dahi atlamadığını farkedince şoke olmuş.
Şirketlerden bu uğurda akan fonları, milyar dolarları görünce şaşkınlığı daha da artmış.
Mesela asker dostumuz ülkemizin güneydoğusunda görev yapıyor. Bire bir tanık olduğu bir ayrıntıyı paylaştı benimle. Mülteci kamplarında binlerce insan çadırlarda yaşıyor. ABD ve İngiltere'den yardım kuruluşları adı altında gençler geliyor.
Suriyeliler'le Arapça'yı ana dili gibi konuşan ABD'li ve İngilizler'i görünce şoke oluyor. Halep'in veya Şam'ın en ücra köşelerinden gelen mültecilerin şivesine, lehçesine kadar inenlerle karşılaşıyor. "Sadece Suriye'nin bir köyünde konuşulan bir lehçeyi nasıl makineli tüfek gibi ABD ve İngiliz gençleri konuşabilir? Ben bunu gözlerimle gördüm" diyor dostum. O sorudan sonra cevabını da verdi. ABD ve İngiltere'de üniversitelerde okuyan gençleri, zorunlu olarak dünyanın dört bir yanına dağıtıyorlar. Ve çok ilginçtir, şehirler, merkezi yerlere göndermiyorlar. "Git, şu ülkenin şu şehrinden 80 km uzaktaki dağ köyüne git. Orada yaşayanların arasına katıl, onlar gibi bir hayat sür.
Tüm kültürlerini öğren" diyorlar. Yurtdışı eğitimini tamamlayan çocuklardan "TEZ" adı altında raporlar alarak, ülkelerin demografik yapısı, kültürel farklılıkları konusunda muazzam bir bilgi bankasına ulaşıyorlar. Başka ülkelerde dağ köylerinden dönen çocukların içinden zeki olanlara çengel atıyorlar. İstihbarat birimlerine yerleştiriyorlar. Ve köy lehçelerini bile bilen ajanlara kavuşuyorlar.
Ve vatan-millet aşkına çıkar olan her yerde çalıştırıyorlar. Kendi ülkelerine aldıkları öğrencileri de merkez şehirlerde, büyük metropollerde okullara yerleştirip, burs sağlıyorlar. Yabancı öğrencilere ülkelerinin gelişmişlik penceresinden baktırıp hayranlık uyandırıyorlar. Hepsine okullarda ödevler vererek "Gidin ülkenizi anlatan tez hazırlayın" diyorlar. Yüzbinlerce yabancı öğrenci ülkelerinde kendilerine verilen konuları araştırıp ABD ve İngiliz okullarına sunum yapıyor. Üniversiteler de CIA ve MI6 istihbarat merkezlerine gönderiyor.
Yüzbinlerce öğrenciden muazzam bir bilgi bankası oluşturuluyor yine. Adamlar, dünyayı böyle yönetiyor. Ülkeleri kendi çocuklarının hazırladığı ödev-raporlarla hücrelerine kadar çözüyor. Sonrasında fazla bir çabaya gerek kalmıyor. Eğer bir ülkeye OPERASYON düzenleyeceklerse, seyrinin nasıl olması gerektiğini artık biliyorlar. Ve geriye sadece düğmeye basmak kalıyor. Ve dahası o Yüzbinlerce yabancı öğrenci içinden kendilerine çalışacak binlerce GÖNÜLLÜ'yü de bulmakta zorlanmıyorlar. O gönüllülere vakıflar, dernekler, yardım kuruluşları aracılığı ile para yağdırıyorlar. Onun içindir bizde Washington'u sevenler, Londra'ya aşık olanlar hiç eksik olmuyor.
Karşımıza bazen siyasetçi, bazen işadamı, bazen sanatçı veya yazar-gazeteci olarak çıkıyorlar. Ve MİLLİ konularda farklı şeyler söylüyorlar. Biz de bakıyoruz ve anlayamıyoruz. Ekmeleddin İhsanoğlu neden ÇATI adayı oldu?
Neden MHP birden onu milletvekili adayı yaptı? Binlerce insanı, Cuma namazı kılarken bile tarayarak öldüren SİSİ'yi Ekmel Bey neden ziyaret etti?
Anlayamıyoruz. MHP'li bir milletvekili bugün HDP'yi ve milletvekilini övüyor.
Bu yakınlaşmayı yine anlayamıyoruz.
Bizim anlayamadıklarımızı ise bizden daha iyi bilen bir AKIL var. Gidiyor bilgi bankasından aldıkları ile ülkelerde KURGU yapıyor. Yanyana gelmesi mümkün olmayanları omuz omuza getirip sarmaş dolaş bile yapabiliyor. Çünkü tam 200 yıldır bu toprakların hücrelerine kadar girip, genlerinin kodlarını çözdüler.
Onlara o bilgiyi biz taşıdık. Ve hala da taşıyoruz. Onun içindir ülkemizde yaşadığımız bazı olayları anlamakta
zorlanıyoruz!