Middlebury Collage'de de siyasi ilimler alanında öğretim üyeliği yapmıştı. Hayat onu 2011'de CHP Genel Başkan Yardımcılığı'na taşıdı. Kemal Bey'i, Amerikalar'a götürüp Yahudi lobileri ile buluşturan isimdi. Onun adı Faruk Loloğlu idi. Kısa bir süre önce partide en etkin birkaç isimden biriydi. Ve derken milletvekili listeleri açıklandı. Faruk Loloğlu'nun ismi yoktu. Sözcü Gazetesi bile bu ismin çizilmesi karşısında nasıl "ŞOK" yaşadığını "Şaşırdık" başlığı ile duyuruyordu.
Uğur Dündar bile üzeri çizilenler için isyan ediyordu. Bir güç, bir ÜST AKIL Faruk Loloğlu gibi ABD'de müthiş ilişkileri olan bir ismi TASFİYE ediyordu. Halbuki CHP Güneydoğu'da birçok ilde sıfır çekerken taa ABD'de eyaletlerde ard arda temsilcilikler, ofisler açıyordu. Neler oluyordu? ABD, CHP'ye savaş mı açmıştı? Üstelik kısa bir süre önce Faruk Loloğlu, ABD Başkan Yardımcısı Kerry'e mektup yazıp, Türkiye'deki iktidarı şikayet ediyordu. Türk Hükümeti'ni ABD Devleti'ne şikayet edecek kadar yakın biri neden DELETE edilmişti?
Sorular soruları doğuracak kadar yoğun bir gebelik olayı vardı ortada. Eğer iyi test edemezseniz olayları anlayamazdınız. Bu sorunun cevabı CHP'de ve listelerde Faruk Loloğlu'nun yerini alan isimde gizliydi.
Loloğlu, milletvekili listesinde yoktu ama o isim vardı. Evet tıpkı Pensilvanya'ya yakın isimler gibi Loloğlu da birileri tarafından tasfiye edilmişti. Artık CHP'de Kemal Bey'in yeni Başdanışmanı Murat Özçelik'ti. Yıllar önce ABD'ye giden askerler, istihbaratçılar, bürokratlar, büyükelçiden çok Murat Özçelik'le görüşürdü. Özal'ın da bir dönem özel kalem müdürlüğünü yapmıştı. Derin ABD ile Neoconlar'la, Cumhuriyetçi ve Demokratlar'la, Kongre üyeleriyle çok sıkı ilişkileri vardı Murat Özçelik'in.
İşgalden sonra Irak'taki ilk büyükelçimizdi.
Ortadoğu'da, Irak ve Suriye konusunda uzman bir isimdi. AK Parti döneminde İlk Kamu Güvenlik Müsteşarı, Türkiye'nin Şanghay Başkonsolosu'ydu. Yine AK Parti döneminde Dışişleri Sözcülüğü yapmıştı.
Aynı dönemde Türkiye'nin ABD Houston Başkonsolosu olarak görev yapmıştı.
Ve dahası Washington Büyükelçiliği'nde müsteşardı. CHP'de perde arkasındaki söz sahibi kişi Murat Özçelik'ti artık. Partisinin ABD'deki temsilciliklerini o kurup organize etmiş, okyanus ötesinde yaşayan Beyaz Türkler'i hızla CHP faaliyetleri içine çekmişti.
Türkiye'de yaptığı darbeyle övünen Alan Makovsky'i de CHP'ye danışman yapan, partililere Washingtonlarda eğitim verdiren de oydu. Loloğlu ÜST AKIL tarafından başarısız bulunmuş ve tıpkı Pensilvanya gibi kenara itilmişti. ÜST AKIL Türkiye'de iyi muhalefet yapacak bir CHP'ye ihtiyaç duyuyordu. Ana muhalefetin çözüm süreci içine girmesini istiyor, anayasa değişikliğinde rol almasını planlıyordu. HDP ile yakınlaşacak bir CHP arzulanıyordu. Ve dahası bunun için CHP'nin dönüştürülmesi PROJESİ'nde düğmeye basılması şarttı. Hürriyet Gazetesi bile bu CHP-HDP yakınlaşması projesini "Gördüm, aldım" diyordu. Her gün HDP Genel Başkanı'nı birinci sayfadan sempatik haberlerle veriyordu. Ayşe Arman "Yaşa Demirtaş!" diye köşesine başlık atıyordu.
Yılların CHP'lisi Celal Doğan bile artık HDP'den adaydı. Aydın Doğan Bey'in ekibi akıllıydı, mesajı atlamazlardı asla.
Güvenlikten tutun enerjiye, Balkanlar'dan Ortadoğu'ya kadar birçok önemli alanda stratejik ortak olan Türkiye'deki muhalefeti yeterli bulmuyordu ÜST AKIL. ABD Savunma Bakanı "Biz çıkarlarımız için gerekiyorsa Avrupa'yı bile tasfiye ederiz" diyecek kadar açık sözlüydü.
Türkiye onlar için hayati önem taşıyordu.
Ortadoğu'da ve İslam coğrafyasında nereye gitseler halklar bazında müthiş itibarı olan bir Ankara vardı karşılarında. Ankara'yı güvenli şekilde yanına almanın yolu muhalefeti dizayn etmekten geçiyordu. Onun için başarısız Loloğlu tasfiye edildi, Murat Özçelik, Kemal Bey'in en yakınına kadar getirildi. Eğer CHP, HDP ile kol kola girecek kadar büyük bir DÖNÜŞÜME direnirse bunun da alternatif planı vardı. CHP içinde ABD ilişkilerine önem veren ve bugün ön plana çıkan ekip, seçimden sonra YENİ OLUŞUM adıyla ayrılabilirdi. ÜST AKIL CHP'de operasyon yapıyor. Kemal Bey'in işi zor. Partide kazan kaldıranlarla karşılaşacak önümüzdeki günlerde... Kazan yere indiğinde ne olacak?
Altında kimler kalacak? Yakında göreceğiz.
