Tarihi 28 Haziran 2013

Ana karnındaki bebek!!!

Türkiye'de vakıflar var.
Bu vakıfların başlarında patronlar var.
O patronlar içinde Museviler var.
O vakıfların yönetiminde Türkler var. "Biz Soros'un parasını dağıtıyoruz" diye etrafta gezinen müdürler bunlar.
İşte bu vakıflardan para alan gazeteciler var.
Onlarla yarışan yazarlar var.
Var oğlu var.
Bu ülkede çok ilginç de bir medya var.
Mesela Gezi olaylarını yazarlar.
Eylemlere katılan Fransız Lorraine'in ne kadar cici bir kız olduğunu öyle bir kaleme alırlar ki, oturur ağlarsınız.
Lorrraine saf ve temiz bir kızdır.
Masum bir gençtir.
Tek amacı bu ülkede okumaktır.
Lorraine şöyle iyidir.
Lorrraine böyle iyiydir.
Lorrraine ağaçlar için Taksim'e çıkmıştır.
Hocası göndermiştir onu Galatasaray Üniversitesi'nden. "Git kızım, git yavrum" demiştir sırtını sıvazlayarak.
O bir oksijen sevdalısıdır.
Ancak görün ki bu saf ve temiz yavru biber gazına maruz kalmıştır.
Lorrraine'i yakalamışlardır.
Almışlardır karakollara götürmüşlerdir.
Lorrraine'cike bu nasıl yapılır?
Otururlar yazarlar; "İşin ekstra hazin tarafı ne biliyor musunuz?
Karakola tıkılan Lorrraine polis kızı.
Babası, Fransız Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru"
diye.
Böyle koca bir köşeyi dolduran yazarlar var bu Türkiye'de.
Onlar Lorraine'i düşünürler.
Lorrraine için ağlarlar.
Lorraine için milyonları ağlatırlar.
Gezi olaylarında polise bir ana avrat küfür etmedikleri kalır köşelerinde.
Üzerine beton kayalar atılan polisi hiç görmezler. 50 kişinin üzerine çullanıp linç ettiği polis Ahmet hiç akıllarına gelmez.
Üzerine silah doğrultulan polis Mehmet''e uzaylıdırlar. Ayağından vurulan polise Fransız kalırlar.
Fransız polisin kızı Lorianne'ye tam köşe...
Ayağından vurulan polise "Köşe bucak kaç" takılırlar.
Karnından kurşunla vurulan polise karınları toktur. Yaralı 600 polis insan değildir onlar için. Adana'da köprüden atılarak öldürülen komisere ayıracak köşeleri yoktur.
Onun hamile eşi umurlarında değildir. "Karnında bebeği ile dul kaldı" diye tek satır yazmazlar.
Varsa yoksa Lorraine'dir. "Ahh Lorraine ah" çekerler.
Yazıya şöyle girer biri mesela; "Lorraine hayata pırıl pırıl bakan bir genç kız."
Vaay be çok duygusal.
Vallahi aynen böyle yazdı bir ustamız.
Bir de hayata pırıl pırıl bakamayacak bir bebek var ortada tabii.
O hala ana karnında.
Beş ay sonra dünyaya geldiğinde babasız başlayacak yaşam savaşına.
Babası Gezi olaylarının şehit komiseridir çünkü. Ve "Canım sana kurban, neden bizi bıraktın" diye tabuta sarılan bir de eş var. Onun adı da Eda. Ona tek bir satırı bırak... Yok köşelerde bir ses...
Bir SEDA!!!