Tarihi 28 Haziran 2012

Sırtı kaşınan köpek

Türkiye en son 1974'te...
Bir komşusuna "Vururum" dedi... Ve Kıbrıs'ı vurdu.
Yıllar sonra ilk kez bir komşuya...
Suriye'ye "Vururuz" dendi.
Aynı Suriye'ye Atilla Ateş Paşa...
Hatay'da sınırda...
Binlerce vatandaşımız öldürüldükten sonra...
"3 saatte Şam'dayız" ültimatomu göndermişti.
Suriye hemen Şam'da beslediği APO'yu...
Ülke sınırlarından atmıştı.
Aslında baraj kapaklarını açsak...
"Kaza oldu" desek...
Suriye boğulur.
Ancak binlerce masum insan ölebilir.
Türkiye cani ülke değildir.
Savaş meraklısı hiç değildir.
Savaş çığlıkları atmak ahmaklıktır.
Ve Ortadoğu'da model ülke olup...
Parmakla gösterilen Türkiye'nin...
"Abi"lik sıfatı alması...
Bölgede güçlenmesi...
Avrupalıyı da, Amerikalıyı da...
İsrail'den, İran, Rusya'ya kadar...
Önüne geleni rahatsız etmektedir.
Bizi savaşa sokup, geriletmek...
"Türkler Arapları öldürüyor" dedirtmek için...
Ellerini ovuşturan...
Çok beden vardır.
Türkiye gaza gelmemelidir...
Ancak sırtı kaşınan köpek...
Sopaya sürtünürmüş.
Suriye bir eşeklik yapmıştır.
Sırtı kaşınmalıdır.
Birileri Suriye'yi kullanarak...
Hem Türkiye'nin...
Hem de Başbakan Erdoğan'ın...
Bölgede yükselen değerini...
Düşürmek için düğmeye basmıştır.
Üzerimize saldıkları Suriye ile...
Savaşmak değil...
Okkalı bir sopa indirmek...
Artık şart olmuştur.
Sopa...
Ama sadece ve sadece bir sopa.
Tek sopa yetecektir.

* * *
CÜZDANDA ZAMAN OLSAYDI?
INTIME diye bir film var.
Müthiş bir senaryo.
İzlerken en çok keyif aldığım film.
Adam hayal etmiş ve yazmış.
Gelecekte insanlar 25 yaşından sonra...
Hiç büyümüyor, aynı kalıyor.
Herkesin koluna bir çip takılıyor.
Ve o çipe zaman yükleniyor.
O devirde para geçmiyor.
Gidiyorsunuz markete ekmek almaya.
"Ekmek kaç dakika?" diyorsunuz.
"Üç dakika" cevabı alıyorsunuz.
Kolunuzu uzatıp post makinasına...
Çipten 3 dakika yüklüyorsunuz.
Bankalarda para yok mesela.
Filmin kahramanı banka soyuyor.
Kasadan zaman çalıyor...
Fakirlere dağıtıyor.
Varoşlarda yaşayanlar...
Günlük çalışıyor.
Günlük yevmiye alıyor.
Mesai bitince kollarındaki çipe...
Bir gün yükleniyor.
O bir günle hayatta kalıyorlar.
İşsiz kalan ise sokakta yürürken...
Zamanı bittiği için yere yıkılıyor.
İstanbul trafiğinde önceki gün...
İşte bu film geldi aklıma.
Önceki gün Avrupa yakasından...
Anadolu yakasına bir buçuk kilometreyi...
3.5 saatte geçtim.
Köprü gişelerine girdim.
Gişelerden yarım saat sonra çıktım.
Mesafe on metre yoktu.
Acaba para yerine zaman kullanılsaydı...
Köprüde kaç kişi Hak'kın rahmetine kavuşurdu?
Kaç fakir yandaki arabaya silah çekip..
"Bana beş saat yükle"
diyerek...
Soyguna kalkışırdı bilemiyorum.
Belki de fakirler için...
Metrobüs yerine...
"Zamanbüs"ler çalışırdı yollarda.

* * *
KÖPRÜ MÜ, DOĞALGAZ BORUSU MU?
Gündüz vakti tam bir saat...
Yanımda bir kamyonla durduk köprü trafiğinde.
İçinde doğalgaz vardı.
Kendimi doğalgaz borusunda...
Yol alıyor gibi hissettim.
"Patlasa ne olur?" diye düşündüm.
Ürperdim.
Etrafında hiç kıpırdamadan bekleyen...
Yüzlerce araç ve içindeki insanlar...
Facia ötesi bir durum çıkardı ortaya.
Sahi gündüz vakti kamyonların, TIR'ların...
Ne işi var köprüde?
Kim, neden izin verdi?
Yok mu cevap verecek...
Bir Allah'ın kulu?

* * *
TARİHTEN BİR SÖZ
"Azerbaycan ile savaşan...
Ermenistan topraklarına...
Bizden kazayla...
Bir iki top mermisi düşerse...
Bir şey olmaz..."
İmza; Turgut Özal

* * *
YENİ TİŞÖRT YAZISI
Onun bedeninin...
İçindeki beden...
Ve onun bedenindeki...
Küçücük bedenin...
Kararı değil...