ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 21 Nisan 2014

Balık ve Yılan burçları...

İnternette burç sitelerine girdim ve Tayyip Erdoğan'ın Çin falına göre hangi burca mensup olduğunu araştırdım.
03 Şubat 1954 - 23 Ocak 1955 arası doğanlar 'Yılan burcu' çıkıyor. Yani bizdeki 'Balık'ın karşılığı. Ve izahat hanesinde şöyle yazıyor; "Zeki, babayiğit ve çalışkan olurlar..." (maviburc.com) Başbakan'ı sevmeyen ve oy vermeyenler bile onun bu ülkeye getirdiği hizmetleri yadsımıyorlar zaten.
Abartılı bulsalar ve kızsalar da babayiğit tavrını destekliyorlar.
Ama tek şikayetleri var; Tayyip Erdoğan, kararları tek başına alan bir lider! Şimdi de 'başkanlık sistemi ayarında bir Cumhurbaşkanlığı' söz konusu ve acaba bu 'tek ağızdan idare', işi daha da tehlikeli hale getirebilir mi!
Demek ki Tayyip Bey'in ekibine düşen görev; bunun böyle olmayacağını lafı uzatmadan, süslemeden en basit dille halkın diğer yarısına anlatmak olacak. Bu hem Başbakanı köşke sorunsuz taşır hem de -ki daha önemli- o insanları da huzura kavuşturur. Yöntemiyse kendileri daha iyi biliyor şüphesiz. İşe, sorunları Tayyip Bey'in önüne yığmadan çözüm üreterek ve yükünü hafifleterek başlayabilirler. Hoş Tayyip Bey'in bu gönüllü 'ben yaparım' tavrı karakterinden kaynaklanıyor ama başarılı plan ve projeler sunulsa hayır mı diyecek.
Karım da diyor zaten, "Biz ırgat tipiyiz ve asla uslanmayız. 'Siz durun hele' diyerek ve en ağır işlere bel vermek bizim huyumuzdur. Ama kendimize benzeyen iki eleman bulsak var ya, dünyayı ayaklarınıza sereriz."

Kalifiye eleman!

İşte burada o 'kalifiye elemanın' önemi ortaya çıkıyor. Başbakan söz konusuysa, aldığı yüzde elliye yakın oy oranıyla 'verimli' arkadaşları bulmuş demektir. Peki ya halkın diğer yüzde ellisi?
Demek ki kadrolara biraz 'takviye' lazım.
Bu da bencileyin laf ebelerine değil, projesi - programı olan gençlere fırsat verilerek yapılır. Know - how kafalara sahip, cesur, tuttuğunu koparan, yalın, güvenilir ve zeki. Elbette engin tecrübenin getirisini unutmuyoruz ama hatada tekrara düşüldüğünde 'götürü' oluyor maalesef.
Sonuçta Tayyip Erdoğan gibi gökte ararken yerde bulduğunuz bir lideri yüzde 70'lere taşıyamıyorsanız ya düşüncede bir eksik var demektir, ya uygulamada.
Bu işin, 'ekip ve kadrolar' kısmı.
Malum bir de 'danışmanlık' müessesi mevcut Başbakanlığın...
Danışmanlık ise, bilinenin aksine çok kapsamlı ve ciddi bir görev. Sadece 'sözcülük' demek değil. Tam tersi 'doğru soruyu sorabilmek' gibi çok ama çok önemli bir hasletin de sahibi olmayı gerektiriyor. Sonrası, liderin yerine hissetmek- düşünmek ve birlikte nefes alıp verebilmek... Dahası fikrini paylaşırken kıskançlığa kapılmayan bir öz güven, yorgunlukta bir el ve zamansızlığa çare ilahi bir güç... 'Donanım' ise işin olmazsa olmazı. Ama beden değil, 'içeriden doğru donanacak' mümkünse.
Bakınıyorum da, galiba o kalifiye eleman bizzat Başbakan Tayyip Bey! Ve karımın dediği gibi 'bundan sonrası kendine benzer elemanları bulup çıkarmak' olacak. Kamu spotu; İki dizinin sonu geliyor... Çalıkuşu ve Kurt Seyit. İkisi için de görkemli savaş sahnelerinin zamanı geldi. Yapımcılar, alınan düşük reytinglere bakarak (Çalıkuşu, ATV'nin 'Kurtlar Vadisi' karşısında 24. sırada) bu yükün altına girmekte tereddüt ediyorlar haliyle. Mesela Çalıkuşu devam edecekse artık şu Feride kızın evi terk edip muallim olma zamanı gelmiştir. Bu da 1. Dünya Harbi demektir. Daha Feride yaralı askerlere hemşirelik yapacak, yaşlı doktorla evlenecek vs.
Kurt Seyit de benzeri dertten mustarip. Türk topraklarına göç etse muharebenin içinde, Rusya'da kalsa da... Aslında yapımcıların savaşı bu, kim bilir kaçıncı kez.