ARDA USKAN

ARDA USKAN

Tarihi 31 Mart 2014

Olası lider halleri!

Köşe yazısı takipçisi, yazarından daima bir adım öndedir. En azından 'haber alma açısından!' Buyurun işte, şu anda benim seçim sonuçları hakkında en ufak bir bilgim yok ama siz bu yazıyı okurken kimin hangi belediyeleri aldığından haberdarsınız.
O yüzden sonuçlar hakkında sadece ahkam kesebilirim. Çuvallar mıyım, elbette. Çünkü hiçbir seçim bugüne kadar bu denli bilinmeyene gebe değildi.
Ama yine de tahminlerim şu yönde; Oylar sayılmış, AK Parti bir kez daha İstanbul, Ankara başta olmak üzere sayısız ilin Belediye Başkanlıklarını kazanmış...
Bunun üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan bir konuşma yapıyor ve diyor ki, "Ben size kararı sadece ve sadece millet verir demiştim. Ama hiç kimse merak etmesin biz, bizden olsun olmasın tüm belediyelerin arkasındayız ve halkımızın tümünü kucaklıyoruz!"
Seçim öncesi meydanlarda bol bol konuşan muhalefet liderlerinden CHP ise sözcüsü vasıtasıyla duyuru yapıyor; "Sandıklara hile karışmıştır, bunlar yine bulgur nohut dağıtarak oy topladılar, yazıklar olsun!" Bahçeli'ye gelince, aynı konuşma metninin bir kopyası eline verildiğinden oradan okuyor, "Sandıklara hile karışmıştır, bunlar yine bulgur, nohut dağıtarak oy topladılar, yazıklar olsun!"
Belki bir tek BDP, eş başkanlarıyla birlikte Kürt halkına şöyle seslenebilir; "Allah belanızı versin, geçen seçimde aldığımız oyun aynısı çıktı sandıklardan...
Arkadaşlar bunca zaman hiç mi doğuranınız olmadı, nerede bu 18 yaşına basan gençlik!"
Dedim ya benimkisi sadece bir tahmin. Ama tahmin dediğiniz de eldeki verilere dayanır sonuçta.

GS'li futbolcular ne yapar?

Geçen gün Arda Turan elindeki puroyu saklarken görüntüleniyor! Çoğunu gece kulüplerinde görüyoruz. Şöhretli kızlarla gezip tozmak ise vazgeçilmezleri...
Bırakın kulüplerine yaptıklarını gelecekleriyle de oynuyor bu gençler.
Eskilerden Metin Oktay mesela...
Onun hayatı, "Ben öyle olmam" diye düşünen tüm futbolculara örnek olmalı aslında. Kaldı ki Metin'in yeteneği hiç birinde yok. Ve o da içki-kadın-bar üçgeni içinde hayatını bitirdi. Öldüğü gece -daha önce de yazmıştım- barın birinde içmiş, sonrasında beni de evime bırakmayı teklif etmişti. Küfelik değildi elbette ama yine de engel olamamıştık araç kullanmasına.
Aslında 'sona doğru yaklaştığını' hissediyor insan. Mesela vefatından bir-iki hafta önce yine bir mekanda karşılaşmıştık... Karım, Müjde Ar ve Atilla Özdemiroğlu ile birlikteydik, masaya Metin geldi ve sarhoştu. Önce benim karıma taktı, "Abi, ben seni çok severim ama bu kadın kim?" Sonra aynı soru-cevap o kadar uzadı ki, Müjde'nin kaşı gözü oynamaya başladı.
Derken beni kast ederek, "Bu adamı nasıl bilirsiniz?" sorusunu yöneltti.
Müjde "İyi oğlandır severim" dedi.
Cevap sırası Atilla'ya gelince şaka yapacağı tuttu; "Bırak ya, ib...nin tekidir!" Keşke demeseydi, tam 45 dakika -ki Müjde için sabretme rekorudur- Metin'in şu cümlesiyle geçti; "Böyle diyemezsin arkadaş, Arda sapına kadar erkektir." Atilla, "Metin ben espri yaptım, öyle değil, bak karısı çocuğu var" dese de Metin o kafayla işi uzattıkça uzattı. Ve nihayet beklenen an geldi. Yani beklenmeyen an. Müjde avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı; "Metiiin, bu adam (Atilla'yı gösteriyor) beni şeyediyor, Arda da bu kızı şey ediyor, bu masada i. ne mibne yoook!" Egemen Bostancı'nın kıpkırmızı suratıyla koşup geldiğini ve Metin'i dışarı çıkardığını hatırlıyorum...
Bunları yazarken bile içim titrer hala; Bu kadar değerli, tarihe adını yazdırmış bir adam arkasında böylesi anılar bırakmamalı!
Ama belki de bugünün futbolcularına örnek olması ve ders alınması nedeniyle
yaşanmıştır her şey, kim bilir...